KÖYDEKİ İMKANSIZLIKLARA RAĞMEN…
Emekli öğretmen Eşref Yurdasiper’in anılarını anlattığı köşe yazıları her Pazar Çağdaş Burdur Gazetesi’nde..
Yaşamım boyunca ilginç anılarım oldu. Zaman zaman yakınlarım bu anıları yazıya dökmemi istiyorlardı. Bende bu düşünceye sıcak baktım, ancak bugün başlayabildim. Düne göre geç, yarına göre erkendi.
Geçen haftaki yazıyı okumak için TIKLAYINIZ
KÖYDEKİ İMKANSIZLIKLARA RAĞMEN…
Okula giden çocuklar benimle konuşurken gözleri ışıl ışıldı. Küçük çocuklar da vardı. Onlar köy olan okula gidememişler ve köyümüze yeni öğretmen geldi diye yanıma geldiler. Türkçe bilmiyorlardı, büyük çocukların aracılığıyla ‘okula gelecekler değil mi?’ diye sordum. Çocuklar bunlarla Kürtçe konuştu. Hep bir ağızdan ‘eri, eri’ diye bağırdılar. ‘evet, evet’ demekmiş.
Büyük sınıflarda kız öğrenci olmamasını araştırmayı kafaya koymuştum. Çocuklarla konuşurken köylülerden birkaç kişi ellerinde balta, kürek ve ağaçtan uzunca bir dal getirdiler. ‘hocam bu bayrak direği olur mu?’ dediler. Olur deyip teşekkür ettim. Belirlediğimiz yere bayrak direğini diktik. Bir saat sonra da öğrenci sırlarını getiren traktör geldi. Sıraları içeri taşımaya başladık. Çocuklar da yardımcı oldu. Bu hevesi ve ilgiyi görünce bu köydeki imkansızlıklara aldırmadan şevkle çalışacağına inanıyordum. Havada uça kuşlar, etraftaki kuzular, koyunlar ve bunların çıkardığı sesler bizlere destek veriyor gibiydi.
Sınıf içi tamamdı, sadece öğretmen masası, sandalyesi ve yazı tahtası ihtiyacı vardı. Köylülerden bir kaçı ‘hocam o işi ilçede biz yaptıralım’ dediler.
Aklım evdeki sobanın dirseğini eski olmasındaydı. Köylere ilçeden gelirken onu da getiriverin dedim. Birisi ‘hocam bizde fazladan var hemen getireyim’ dedi. Diğer köylülere ‘sizler gidebilirsiniz’ dedim. Çocukları da sırayla ‘içeri gireceğiz’ dedim. Sırayla herkes yerine oturdu ve tanışma başladı. Yeni gelenlere ilk Türkçe öğrettik. İsimlerini söylemeyi öğrettim. Bütün sınıf isimlerini söyledi. Dışarı çıktık, dışarıda koyunlar, kuzular vardı. Onlar hemen kaçışmaya başladı. Bahçede daha önce bildikleri oyunları oynattık. Yine bir araya gelip içeri sırayla girme eğitimi yaptık. İçeride karşılıklı sohbet şeklinde temizlik alışkanlığı kazanmamız gerektiğini, kendi aramızda birbirimizle barış kazanmamız gerektiğini konuştuk. Yarın gelirken ‘çantalarınızla gelin’ dedim.
Devamı haftaya pazar günü sizlerle...