EŞREF YURDASİPER/KARANFİLLİ SELANİK TOPRAĞI
Emekli öğretmen Eşref Yurdasiper’in anılarını anlattığı köşe yazıları her Pazar Çağdaş Burdur Gazetesi’nde..
KARANFİLLİ SELANİK TOPRAĞI
Yaşamım boyunca ilginç anılarım oldu. Zaman zaman yakınlarım bu anıları yazıya dökmemi istiyorlardı. Bende bu düşünceye sıcak baktım, ancak bugün başlayabildim. Düne göre genç, yarına göre erkendi.
Yıllarca halk oyunları ile ilgilendim. Bunun en büyük faydası pek çok arkadaşım, dostum oldu. Aynı zamanda yurt içi ve yurt dışında pek çok yeri görme ve gezme fırsatım oldu. Uçak ile Almanya’ya gittik. Daha sonra Burdur’dan otobüs ile Fransa’ya ve ertesi yılda yine otobüsle İspanya’ya gittik. Tabii bu gidişler o ülkelerin daveti üzerineydi. O ülkelerde farklı olaylar ve farklı gözlemlerimiz oluyordu. Önce Fransa’ya giderken Selanik ve orada da Atatürk’ün doğduğu evine ziyaret etmiştik. Ertesi yıl İspanya’ya giderken yine Selanik ve Atatürk’ün doğduğu evi ziyaret ettik. Otobüsten inerken ben yanıma siyah poşet aldım. Bir yıl önce evin içinde girip gezdiğim için, herkes evin içine girdiği zaman ben hızlı bir şekilde bahçeden siyah poşetin içine toprak koydum ve ağzını bağladım. Grup, otobüse yürüdü ve tam bineceğimiz zaman Yunanlı birisi otobüsün önündeki bayrak için bir şeyler söylüyor..
Tabii kızgın şekilde olduğu belliydi. Akli dengesi yerinde değildi. Normal Yunanlı vatandaşlar, esnaflar bizlere benziyordu. Yaşlılar parka oturmuş ellerinde küçük teşbihleri önlerinde çay bardakları. Neyse gruba çabuk otobüse binmelerini söyledik. Bir taraftan da o kişiyi vücut diliyle sakinleştirmeye çalışırken otobüs hareket etti. Otobüsün içinde ‘Arkadaşlar’ diye yüksek sesle ‘Ben buradan ne aldım biliyor musun?’ dedim. Herkes meraklı bir şekilde sordu. Ben de toprak aldığımı söyledim. Hepsi birden ‘Hocam haber verseydin de biz de alsaydık’ dediler. Tabi bu mümkün değildi, o yüzden ben de bu işi gizli yaptım. Burdur’a gelince Atatürk Düşünce Derneği Başkanı ve Atatürk resimleri sergisi açan Yusuf Çakar’a bu topraktan vermeyi düşündüm. Yusuf Çakar’a bu topraktan verdim. ADD yöneticileri ‘Biz 10 Kasım’da Kanal 15 TV’de programa çıkacağız. Orada ver.’ Dediler. Ben ‘Hayır toprağı oraya götürün’ desem de dinlemediler. Beni de götürdüler. Giderken eşimden kavanoz istedim. O da bir kavanoz boşaltıp verdi, toprağın bir kısmından doldurdum. TV Stüdyosu’na vardık. Dedikleri program iki saat sürecekmiş. ‘Eşref Hoca seninle ikinci bölümde konuşacağız.’ dediler. Ben de tamam dedim.
İkinci bölüm başladı. Atatürk’ün evinden getirdiğim toprağa sıra geldi. Onunla ilgili konuştuk. Program yapımcısı toprağı çıkarıp kokladı. ‘Ne müthiş bir şey bu, çok güzel kokuyor bu toprak’ dedi.
Ben de şaşırdım. Fakat seslenmedim. Eşim kavanozu boşaltırken karanfil varmış içinde meğersem. Kavanozda kalmış kokusu. Burdur’a dönerken bir yerde çay içiyorduk. Kavanoz meselesini açtım ve doğruyu söyledim. İçim rahatladı.
EŞREF YURDASİPER (KÖŞE YAZISI)