Flaş Haber Yeni

HAYVANCILIK SEKTÖRÜNDE DİJİTAL TEKNOLOJİLER MERKEZİNİN ORTAKLIK PROTOKOLÜ İMZALANDI

HAYVANCILIK SEKTÖRÜNDE DİJİTAL TEKNOLOJİLER MERKEZİNİN ORTAKLIK PROTOKOLÜ İMZALANDI

Burdur Mehmet Akif Ersoy Üniversitesinin koordinatörlüğünde Hacettepe ve Kırklareli üniversitelerinin ortaklığında kurulan “Hayvancılık Sektöründe Dijital Teknolojiler Ortak Uygulama ve Araştırma Merkezi”nin ilk toplantısı gerçekleştirildi.  Toplantıda ortak merkezin bölge ve ülke hayvancılık sektörünün gelişimi için yapabileceği çalışmalar, merkezin yol haritası ve yönetim yapısı hakkında değerlendirmeler yapıldı.  MAKÜ’nün hayvancılık alanında yürüttüğü başarılı projelerin getirdiği bir nokta olarak ortaya çıkan ortak merkez bünyesinde, Hacettepe üniversitesinin fen ve mühendislik alanındaki birikimleri ile gıda alanında ihtisaslaşan Kırklareli üniversitesinin deneyimleri bir araya getirilerek ülke hayvancılık sektörünün gelişimine çok daha büyük katkılar sağlayacak önemli bir ortaklığa imza atıldı. MAKÜ Lavanta Tepesi Otelde gerçekleştirilen toplantıya MAKÜ Rektörü Prof. Dr. Adem Korkmaz, Hacettepe Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mehmet Cahit Güran, Kırklareli Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Bülent Şengörür’ün yanı sıra ilgili üniversitelerin rektör yardımcıları, fakülte dekanları ve öğretim üyeleri katıldı. Kurumsal İletişim Uygulama ve Araştırma Merkezince hazırlanan MAKÜ Bölgesel Kalkınma Odaklı Hayvancılık Projesi’nin tanıtım filmi ile başlayan toplantıda açılış konuşmasını Projelerden Sorumlusu Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Hüseyin Dalgar yaptı. Ülkemiz hayvancılık sektörünün teknoloji açısından dışa bağımlılığına vurgu yapan Dalgar, merkezin yapısı, işleyişi ve hangi konulara odaklanabileceği gibi konuları açıklayarak toplantının ve iş birliği protokolünün hayırlı olmasını diledi. Rektör Prof. Dr. Adem Korkmaz: “Bugün bizim açımızdan tarihi ve güzel bir buluşma. Üç üniversitemizin ortak iş birliği ile kurulan Hayvancılık Sektöründe Dijital Teknolojiler Ortak Uygulama ve Araştırma Merkezi’nin yüz yüze ilk toplantısında bir araya geldik. Bugünkü toplantı bir istişare toplantısı. Bundan sonraki çalışmalarımıza yön verecek, yapacağımız çalışmaların şeklini ve içeriğini merkezimizde belirlenen çerçevede sürdüreceğiz. Ülkemizin çok ihtiyaç duyduğu günümüzün en önemli trendi dediğimiz dijital dönüşüm, sektörel dönüşüm, verimlilik gibi etmenlerin temel enstrümanı dijital dünya ile buluşmak. Sanayi ve hizmet sektöründe dijitalleşmek çok zor değil. Çünkü üretim süreçlerinin merkezine günümüzde hem sanayide hem hizmetler sektöründe teknoloji oturmuş durumda. Ancak tarımda özellikle hayvancılık konusunda dijital teknoloji konusunda alınması gereken çok büyük yol var. Dünya bu konuda önemli mesafeler kat etmiş durumda. Bu konuda bir tekelleşme de sağlanmış. Türkiye’de yerli üretim girişimleri, yerli yazılım ve yerli tasarım geliştirememekten kaynaklı çok mesafe alınamıyor. Bundan dolayı da bizim yerli üreticilerimiz sadece ve sadece yabancı firmaların taşeronluğunu üstlenmekteler.Piyasa şartları böyle. Bu konuda esas hassas olduğumuz bizim üç üniversite olarak güçleri birleştirerek kısa, orta ve uzun vadeli ülkemizin milli yazılımlarının, elektroniğe dayalı milli teknolojinin, yazılıma dayalı mekaniğin, dijital dünyanın bütünleştirildiği bir yaklaşımla akademisyenlerin gücünü, sektörün üretim kapasitesini de dahil ederek güçlü bir ortak çalışma iradesini ortaya koyduğumuz bir buluşma içerisindeyiz. Üniversite olarak biz yaklaşık 4 yıldır çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Hocalarımız çizmelerini giyip çiftliklerde, ahırlarda, tarım alanlarında gece gündüz demeden 3-4 yıl geçirdiler. Şu anda bulunduğumuz nokta artık bunu başka bir boyuta evirmemiz gerektiği. Hem sektörün üretim yapısıyla hem bugün burada bulunan üniversitelerimizin, belki ilerleyen zamanlarda başka iş birliği modelleri ve katılımları da dahil ederek, Türkiye’de tarım teknolojileri ve özellikle hayvancılık sektöründe gıda alanındaki teknolojik dönüşüm ve dijital dönüşümün Türkiye’deki merkezi olmaya aday bir vizyon ortaya koymak istiyoruz. Bu alandaki boşluğu ve ihtiyacı karşılayacak bir perspektif ortaya koymak noktasında bir araya geldiğimizi düşünüyorum. Bugün burada yol haritamızı çizeceğimiz, bundan sonraki çalışma ilişkilerimizi nasıl yürüteceğimizi, toplantı sıklığımızı, ortak akılla alacağımız kararları, bu merkezin gelecek faaliyetlerini, orta ve uzun dönemli olmak üzere ciddi bir dokümantasyon oluşturarak, proje ve proje bütçeleri, proje kaynakları, proje başvuru kurumlarını da netleştirerek çalışmamızı sürdüreceğiz.” ifadelerini kullandı. Gıda alanında ihtisaslaşan Kırklareli Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Bülent Şengörür konuşmasında; “Bu toplantı ile bu üç üniversitenin ne kadar önemli görev ve misyon üstlendiğimizi kamuya da açıklama fırsatını ilk olarak burada başlatmış oluyoruz. MAKÜ’nün hayvancılık alanında çok güzel çalışmaları var. Bu çalışmalara katkı sunan başta Rektörümüz Adem Korkmaz ve değerli ekibine de şükranlarımı sunuyorum. Gerçekten çok güzel çalışmalar. Bu ancak gönül ile olabilecek bir çalışma. Ülkem adına gurur duydum. Tabi ki bu çalışmaların içerisinde olmamız bizi de ayrıca gururlandıracak. 2020 yılının Haziran ayında çıkan ortak yönetmelik sonrasında bir ay sonra YÖK Başkanı bizleri çağırdı. Çağrılan üniversiteler de Gıda, Tarım ve Hayvancılık alanında Bölgesel Kalkınma Odaklı Misyon Farklılaşması programı için seçilmiş üniversiteler idi. Bu üniversitelere YÖK Başkanımızın talimatı oldu. Bize ortak proje teklif edin denildi. Biz o toplantıdan sonra hemen çalışmaya başladık. Adem hocamızı aradığımızda kuracağımız bu ortak merkezimize hemen ortak olacağını ifade etti. Bizim de konumuz gıda alanında gıda güvenliği idi. Dolayısı ile MAKÜ’nün temsil ettiği hayvancılık konusunda da bizi ortak etmek istediler. Biz de memnuniyetle bunu kabul ettik. Ekipler çalıştı, biz de onların çalışmalarını takip ettik. İki ay içerisinde bir taslak ortaya çıktı. Bu taslakları biz kabul ettikten sonra YÖK’e yolladık. YÖK MAKÜ’nün koordinatör olduğu Hayvancılık Sektöründe Dijitalleşme ortak yönetmeliğini kabul etmiş oldu. Dolayısı ile biz bu yönetmelikte Kırklareli Üniversitesi olarak ortak oluyoruz. Hacettepe Üniversitesi ortak oluyor ve MAKÜ’nün koordinatörlüğünü de kabul etmiş oluyoruz. Adem hoca da yönetmelik çıktıktan sonra geçen süre içerisinde böyle bir toplantının yapılmasının uygun olacağını ifade etti. Biz de memnuniyetle kabul ettik. Bu ortaklık güçlerin ve tecrübelerin birleştirilmesi, bir çatı altına gelme imkanı sunuyor. Onun dışında birçok alternatifi olacak. Bunların dışında önemli olan Türkiye’de bilimsel bir ortaklığı meydana getirebilmek.  Bence Türkiye’nin ihtiyacı olan bu. Hacettepe Üniversitesi bu ortaklık için büyük bir avantaj. Onların bilgi birikimine bizim gibi genç üniversitelerin heyecanı, çalışmaları, gayret ve istekleri ile bir ortaklık kültürü, ortak çalışma kültürü veya bununla ilgili bir strateji ortaya koyabilirsek, bir model ortaya koyabilirsek bence Türkiye’nin en büyük ihtiyacı da bu. Böylelikle bir ihtiyaca cevap vermiş olacağımızı düşünüyorum. Bunu alıp diğer üniversiteler de bu model üzerinden geliştirip uygulayabilecektir. Ben bunu çok önemsiyorum. Biz bu gayret ve samimiyetle katkı sunmayı çok arzu ediyoruz. Eğer bunu başarabilirsek kendimizi mutlu hissederiz. Şu ana kadar yapılan çalışma ve gayretleri önemsiyor, MAKÜ Rektörü Adem Korkmaz’a ve ekibine teşekkür ediyorum.” ifadelerini kullandı. Daha sonra mühendislik alanında ihtisaslaşan Hacettepe Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mehmet Cahit Güran da bir konuşma yaparak, “Biz Hacettepe Üniversitesi olarak bu konunun üzerinde düşündüğümüzde bizleri heyecanlandıran, farklı bir alana girme fırsatı veren bir teklif olarak değerlendirdik ve çok hızlı bir şekilde refleks verdik.  Sürece dahil olabilmek için olumlu görüş beyan ettik. Öncelikle tekliflerinden dolayı MAKÜ’ye teşekkür ediyorum. Ben uzun yıllar birçok şehri ve üniversiteyi görme fırsatı veren bazı görevler yürüttüm. Bu üniversiteleri ziyaretlerimde hepsinde bir şeyler gözlemlemek hem mutluluk hem de bazı durumlarda şaşkınlık yaratan bir deneyim kazandırdı. Aslında Türkiye’de Anadolu olağanüstü güzel imkanlara sahip bir coğrafya. Her ilin kendine özgü güzellikleri, üstünlükleri, avantajları, muhakkak dezavantajları var. Dolayısı ile bu farklılığı avantajları ve dezavantajları yönetmek ve bu avantajlardan birtakım fırsatlar yaratıp o bölgeye ve ülkeye katkılar sağlamak, o bölge insanları açısından kritik. YÖK özellikle 2015-2016’dan itibaren Türkiye’deki bütün üniversitelerin tek bir model üzerinden dünyaya bakışını, işine bakışını değiştirmeye dönük birtakım açılımlarda bulundu. Bunlardan bir tanesi de üniversiteleri araştırma kategorisi altında bir başlıkta topladı. YÖK’ün açtığı bir kulvar olan Bölgesel Kalkınma Odaklı Misyon Farklılaştırmasına dayalı bir projenin fikrin yansıması olan ortak araştırma merkezinin toplantısına katılmış olmak da bir tesadüf. YÖK’ün yapmak istediği değişimin yansımaları bunlar. İbn-i Haldun’un bir sözü var; “Coğrafya kaderdir” diyor. Bunun üzerine çok şey söylenebilir, çok şey tartışılabilir. Bakış açıları farklı olabilir.  Ama muhakkak bu bakış açısının doğrulunu ortaya koyabilecek çok güçlü argümanlar düşünebiliriz. Her bölgenin kendine özgü birtakım koşulları var. Burdur tarihsel olarak baktığımızda tarım ve hayvancılık üzerine konumlanmış bir yer. Sahip olduğu şartların getirmiş olduğu sonuç aslında bu. Dolayısı ile bu şartların getirdiği alanda MAKÜ bir misyon üstlenmiş durumda. Tabi burada şu söylenebilir. Hacettepe Üniversitesi’nin ne alakası var konuyla. Hacettepe denildiğinde hemen insanların aklına sağlık bilimleri alanında, tıp alanında öncü bir üniversite geliyor. Acaba bu projeye ne katabilir sorusu gündeme gelebilir. Emin olun çok şey katabilir. İnsanların düşüncelerini çoğu zaman gerçekler değil, algılar şekillendiriyor ya da ön kabuller şekillendiriyor. Hacettepe Üniversitesi Rektörü olarak şunu söyleyebilirim ki, Hacettepe’nin sadece sağlık alanında gelişmiş bir üniversite olduğu algısı gerçek, doğru bir algı değil. Evet sağlık bilimleri alanında çok önemli bir üniversite. Hem Türkiye için hem uluslararası alanda çok nitelikli akademisyenlerimiz var. Uluslararası repütasyona sahip birçok insanın bir arada bulunduğu bir üniversite. Ama bunun yanında Hacettepe Üniversitesi fen bilimleri alanında, mühendislik alanında, sosyal bilimler alanında, güzel sanatlar alanında, konservatuvar ve sanatın diğer alanında da önemli bir kapasiteye sahip bir üniversite. Hacettepe Üniversitesi fen ve mühendislik alanında sizinle birlikte yürürken sürece katkı sağlayabileceği önemli bir kapasitesi var. Bunu sizinle birlikte hayata geçirmiş olmaktan da üniversite olarak ve şahsım adına büyük mutluluk duyduğumu söylemek isterim” dedi.

Daha sonra toplantıya katılan akademisyenler de görüşlerini bildirdiler. Konuşmaların ardından üç üniversite arasında MAKÜ Hayvancılık Sektöründe Dijital Teknolojiler Ortak Uygulama ve Araştırma Merkezi Ortaklık Protokolü ve İş birliği Yönetmeliği imzalandı.  Son olarak Rektör Prof. Dr. Adem Korkmaz misafir üniversite katılımcılarına hediye takdiminde bulundu.  Toplantının ardından katılımcılar MAKÜ kampüs alanını ve çiftlikleri gezdiler.

HABER MERKEZİ