EROZYONLA MÜCADELEDE NELER YAPMALIYIZ?
TEMA Vakfı Burdur İl Temsilciliği tarafından 11- 17 Kasım tarihleri arasında Erozyonla Mücadele haftası nedeniyle Burdur Cumhuriyet Meydanı’nda etkinlik düzenlendi.
Etkinlikte konuşan TEMA Vakfı Burdur İl Temsilcisi Gülser Bülbül TEMA Vakfı olarak hedeflerinden ve çölleşme ile ilgili bilgiler verdi. Bülbül konuşmasına şu şekilde başladı:
“TEMA Vakfı gönüllüleri olarak amacımız; Verimli tarım topraklarımızın, erozyonla, kirlenmeyle, amaç dışı kullanımla yok edilmesine dur diyecek bir kamuoyunun oluşturulması. Bu çalışmalarımızda etkinliklerimize katılarak bizleri yalnız bırakmadığınız için öncelikle gönülden teşekkürlerimi sunuyorum.
Hedefimiz; Sağlıklı bir çevrede yaşamak, yaşanılabilir yeşil bir ülkeyi çocuklarımıza torunlarımıza miras bırakabilmek. Son yıllarda dünyada ve ülkemizde insan nüfusunun artması, sanayinin gelişmesi, ormanların, meraların ve yeşil alanların azalması, hava, su, toprak, kirliliği doğal dengeyi bozdu. Toprak yeryüzünün örtüsü, suların arıtıcısı, hammadde kaynağı, uygarlığın tanığı, bitkilerin canlıların yaşam alanı, gıda güvenliğimiz, Topraklar bir sünger gibi suyu tutarak sellere ve kuraklığa karşı direncimizi artırır. Toprak iklimi de biyolojik çeşitliliği de korur,
Çölleşme: İnsan faaliyetleri ve iklim değişikliği nedeniyle kurak ve yarı kurak bölgelerde toprağın bozulumu ve verimini kaybetmesidir. Erozyon, Bitki örtüsünün tahrip edilmesi nedeniyle toprağın su rüzgârın etkisiyle aşınması, taşınması olayıdır. Erozyonun yarattığı en büyük zarar yeniden oluşması için binlerce yıl gereken toprağın verimli kısmının kaybedilmesidir. İklim krizinin neden olduğu kuraklık ve aşırı yağışlarla artan erozyon ise çölleşmeyi hızlandırıyor. Toprak erozyonu, tarımda verimsizliğin en büyük sebebi.1920’lerin başında arazilerimizin yüzde 56’sını oluşturan maralar bugün yüzde 19’a gerilemiş durumda, üstelik kalan meralarımızın yüzde 70’inde bitki örtüsü zayıf ve verimsiz. Meralarımızın kaybedilmesi ve beslenmede hayvan varlığımızın azalmasına Hayvancılığımızın gerilemesine, gıda sorununa , gıda fiyatlarının artmasına neden oluyor.
Ülkemiz Akdeniz havzasında, küresel iklim değişikliğinin neden olduğu olumsuzluklardan en çok etkilenen bölgelerden birinde yer alıyor. Küresel iklim değişikliği etkilerinin görülmeye başladığı günümüzde ülkemiz su sıkıntısı içinde olan ülkelerden biri. Toprağın bozulması, havanın kirlenmesi küresel iklim değişikliğine neden oluyor. Küresel iklim değişikliği de aşırı hava olayları, sellere neden olarak toprak kaybını artırıyor,
Ekosistem adı üzerinde bir sistem, Her şey birbirine bağlı, toprakları koruduğumuzda iklimi, iklimi koruduğumuzda toprağı koruruz.” dedi
NELER YAPMALIYIZ?
Erozyonla mücadelede Neler yapmalıyız? Hakkında da konuşan Bülbül şu şekilde devam etti:
Nerede tarım yapılıp, nerede hangi ürünlerin yetiştirileceği, nerelerin yapılaşmaya açılacağını belirleyen ‘arazi kullanım planlaması’ yapılmalı
Toprak tahlilleri yapılarak zirai ilaçlar bilinçli bir şekilde kullanılarak fazla zirai ilaç
kimyasal gübre kullanımının önüne geçilmeli,
Meralarda ve çayırlarda aşırı ve düzensiz otlatma engellenmeli
Biyolojik çeşitliliğimiz, yerel türlerimiz korunmalı
Mera ve orman alanları korunmalı verimli kullanılmalı, mevcut yeşil alanlarımızı koruyarak her yıl tohum ekmeli fidan dikmeli yeşil alanlarımızı artırmalıyız.
Küresel iklim değişikliğinin etkilerine karşı, kuraklığa dayanıklı ürünler geliştirilmeli, mevcutlar korunmalı*Sularımızı israf etmemeli, akılcı kullanmalı. Bir damla su kaybetmemeli.
Evlerimizden başlayarak, sanayide, işyerlerinde, kurumlarda her yerde enerji tasarrufu yapmalı,
Kalkınma planları yapılırken bütüncül bakış açısı ile koruma kullanma dengesi gözetilerek yapılmalı,
Salma sulama yerine damlama sulama bölgenin tamamında zorunlu olmalı.
Su yasası çıkarılmalı,
Tüketim alışkanlıklarımızı değiştirmeliyiz. Doğal varlıklar sonsuz değil! Hiçbir şeyi israf etmemeli. Az tüketmeli, geri dönüştürmeli(evlerimizden başlayarak cam, plastik, metal, kâğıt ayrılmalı.)tekrar kullanmalıyız.
Toprağını hor gören yarınını zor görür derdi Toprak dedemiz hayrettin karaca TEMA Vakfının kurucuları, Toprak dedemiz Hayretti Karaca, Yaprak dedemiz Nihat Gökyiğit ‘i rahmetle, minnetle anıyorum. TEMA Gönüllüleri olarak bizler, Erozyon sorunu ve diğer çevre sorunlarının ancak kamu kurum ve kuruluşları, yerel yönetimler, sivil toplum örgütleri çiftçiler, bilim insanları 7 den 70 ‘e herkesin sen, ben demeden bir araya gelip, el ele vererek koruyacağına inanıyoruz.” İfadelerini kullandı.
Hale Pak- Melisa Adınısever