TÜRKİYE'DE YILDA YAKLAŞIK 2 BİN 500 YENİDOĞANA İŞİTME KAYBI TANISI KONULUYOR
Çocuklarda işitme kaybının önüne geçilmesi için kızamık, menenjit, kabakulak, kızamıkçık aşılarının zamanında ve eksiksiz yapılması, anne/bebek bakımı uygulamaları, iç kulağa zarar verebilecek yan etkiye sahip ilaçların akılcı kullanımı önem taşıyor.
Sağlık Bakanlığı verilerine göre, Türkiye'de her yıl yaklaşık 2 bin 500 yenidoğana işitme kaybı tanısı konuluyor. AA muhabirinin, Uluslararası İşitme Engelliler Haftası dolayısıyla Sağlık Bakanlığından edindiği bilgiye göre, dünya nüfusunun yüzde 5'inden fazlasında işitme kaybı bulunuyor ve 2050'ye kadar 700 milyondan fazla insanda rehabilitasyon gerektiren işitme kaybı olacağı tahmin ediliyor.
Dünya çapında tahminen 34 milyon işitme engelli çocuk bulunuyor ve bu çocukların yüzde 80'i düşük veya orta gelirli ülkelerde yaşıyor. Doğum öncesi dönemde genetik faktörler, rahim içi enfeksiyonlar, doğum anında oksijen eksikliği, yenidoğan döneminde şiddetli sarılık, düşük doğum ağırlığı, çocukluk ve ergenlikte kronik kulak enfeksiyonları, kulakta sıvı toplanması, menenjit ve diğer enfeksiyonlar işitme kayıplarına neden olabiliyor.
"ÇOCUKLARDA İŞİTME KAYBININ YAKLAŞIK YÜZDE 60'I ÖNLENEBİLECEK NEDENLERE BAĞLI"
İşitme kaybına yol açan nedenlerin çoğu, yaşam boyu uygulanan halk sağlığı stratejileri ve klinik müdahalelerle önlenebiliyor. Çocuklarda işitme kaybının yaklaşık yüzde 60'ı halk sağlığı önlemlerinin uygulanmasıyla engellenebilecek nedenlere bağlı ortaya çıkıyor. Bu kapsamda kızamık, menenjit, kabakulak ve kızamıkçık aşılarının zamanında ve eksiksiz yapılması, iyi anne ve çocuk bakımı uygulamaları, genetik danışmanlık, iç kulağa zarar verebilecek bir yan etkiye sahip ilaçların akılcı kullanımı önem taşıyor. Ayrıca engellilikten korunmada taramalar, erken tanı için çok kullanılan ve en iyi sonuç veren yöntem olarak gösteriliyor.
"HER BİN BEBEKTEN 2 İLA 3'Ü İLERİ DERECEDE İŞİTME KAYBIYLA DÜNYAYA GELİYOR"
Türkiye'de yılda yaklaşık 1 milyon 200 bin bebek doğuyor ve her bin bebekten 2 ila 3'ü ileri derecede işitme kaybıyla dünyaya geliyor. Çocukluk döneminde geçirilen hastalıklar, kulak enfeksiyonları, kazalar ve kullanılan bazı ilaçlar nedeniyle bu oran geçici işitme kayıplarıyla birlikte yüzde 6'ya kadar çıkabiliyor.
"YENİDOĞANLARA 81 İLDEKİ 1047 MERKEZDE İŞİTME TARAMASI YAPILIYOR"
Sağlık Bakanlığınca, işitme kayıplarının erken dönemde saptanarak tedavi ve rehabilitasyon ile engelliliğin önüne geçilmesi için çalışmalar yürütülüyor. İşitme kaybının erken dönemde belirlenmesi amacıyla yenidoğan ve okul çağı dönemlerinde çocuklara işitme taraması yapılıyor. Basit, ucuz ve uygulanması kolay testler ile işitme kaybı şüphesi olan bebekler erken zamanda teşhis edilebiliyor. Yenidoğanlara, 81 ilde kamu, üniversite ve özel hastanelerdeki 1047 merkezde işitme taraması yapılıyor. İşitme kaybı olan bebeklerin ileri tanı ve tedavileri 62 referans merkezinde gerçekleştiriliyor.
Bebeklerin tümüne ulaşılmasının hedeflendiği taramalarla yılda ortalama 2 bin 500 yenidoğana işitme kaybı tanısı konuluyor. Öte yandan ilköğretimin birinci yılında, belirlenen protokoller çerçevesinde sahada işitme taraması yapılıyor ve sorun saptanan çocuklar kulak burun boğaz uzmanlarına yönlendiriliyor. Tarama testleri ile çocukların tedavi edilebilen hastalıklarının erken dönemde tespit edilmesi ve gerekli müdahalenin yapılması amaçlanıyor. Ailelerin de çocuklarının işitme taramalarını zamanında yaptırması ve işitme kaybı saptandığında tedavi ve eğitim süreçlerine etkin biçimde dahil olması gerekiyor.
AA