TÜGVA BURDUR: "MÜSLÜMAN ÜLKELER EKONOMİK VE ASKERİ OLARAK MÜSLÜMAN KARDEŞLERİNİN YANINDA YER ALMALIDIR"
Türkiye Gençlik Vakfı (TÜGVA) Burdur İl Temsilciliği Refah’ta yaşanan İsrail’in soykırımına ilişkin basın açıklaması düzenledi.
Gazi Camii’nde akşam namazı sonrası yapılan açıklamada TÜGVA Burdur İl Temsilciliği, Gazze’de terör devleti İsrail tarafından yapılan soykırım insanlık tarihine kara bir leke olarak geçtiğini, bütün dünyanın bu soykırıma şahit olduğunu söyledi.
Bugüne kadar, İsrail tarafından 15 bini çocuk, 10 bini kadın olmak üzere binlerce masum, ibadethanelerin, okulların, hastanelerin bombalanması sonucu acımasızca öldürüldüğünü belirterek,
“Terör devleti İsrail ve onu fütursuzca destekleyen ABD, dünyanın gözünün önünde katliamlarına devam etmekte ve korkunç savaş suçlarına bir yenisini daha eklemektedir. İsrail savaş uçakları, Refahta yerinden edilen masum Filistinlilerin yaşadıkları çadırları kasıtlı olarak bombalamış ve onlarca Müslüman yanarak şehit olmuştur. İsrail, Gazze’ li Müslümanları kadın-çocuk demeden diri diri ateşe vermiştir. Yapılan bu hain ve kalleş saldırılar İsrail’ in devlet gibi değil, terör örgütü gibi davrandığını bir kez daha göstermiştir.
Bu vahşi katliamın, Uluslararası Adalet Divanı’nın İsrail' in Refah kentindeki askeri operasyonlarını ve saldırılarını acilen durdurması gerektiğine hükmeden net kararı sonrası yapılmış olması, adalet divanının aldığı karara ve dolayısıyla dünyaya bir meydan okumadır.
Müslüman alemi, siyonist rejim tarafından yıllardır sistematik bir şekilde işgal edilen Filistin'e ve ümmetin izzetini muhafaza eden mücahitlere sahip çıkmalıdır. Müslüman ülkeler ekonomik ve askeri olarak Müslüman kardeşlerinin yanında yer almalıdır. Buradan, Burdur dan bir kez daha haykırıyoruz. Filistin'in ve Mescid-i Aksa'nın özgürlüğüne giden her adımı desteklemeye devam edeceğiz. Filistin direnişine aralıksız bir şekilde maddi yardımlar devam ederken, siyonistlerin ve destekçilerinin mallarına uygulanan boykot samimi bir şekilde sürdürülmelidir.
İsrail sınırları olmayan dolayısıyla Anayasası da olmayan bir topluluktur. Çünkü anayasa bir halkı ve sınırları belirler, ancak bu güne kadar İsrail, halkının kimlerden oluştuğu ve sınırlarının ne olduğu bilinmemektedir. Üç milyona yakın Filistinli, Batı Şeria'nın çevresine örülen "Ayrım Duvarı" nedeniyle Kudüs dahil diğer bölgelere geçemiyor. Abluka altında olan ve şimdilerde ahlaksızca katliamların yapıldığı Gazze’ de ise insanlık soykırıma uğruyor. Buralarda yaşayan Filistinliler bu duvarlar yüzünden adeta bir açık hava hapishanesinde yaşıyor. Bölgenin kalbi niteliğindeki Kudüs şehri de tarihi hinterlandından koparılarak büyük ölçüde Filistinlilerden izole edilmiş durumdadır.
Biz biliyoruz ki, İsrail in amacı Türkiye’ mizin güneydoğusunu da içine alan sözde vaat edilmiş toprakları ele geçirmektir. Bugün hem Suriye’ de hem de Irak’ ta yaşanan terör olaylarına bu bağlamda yaklaşılmalıdır. 100 yıl önce cetvelle çizilen haritalar, şimdilerde vaat edilmiş sapkınlığın nesnesi haline gelmiştir.
Sözlerimi bir ayetle sonlandırmak istiyorum. Yüce Allah, kutsal kitabımız, Kur-an’ ı Kerim’ de, Maide Suresi 51. Ayette mealen şöyle buyurmaktadır: ‘‘Ey iman edenler ! Yahudi ve Hristiyanları dost ve sırdaş edinmeyin. Çünkü onlar birbirinin dostudur. Sizden kim onları dost edinirse, kesinlikle onlardan olur. Şüphesiz ki Allah, zâlimler topluluğunu doğru yola erdirmez’’.
İsrail terör devleti tarafından yapılan insanlık suçlarını, soykırımları ve vahşi katliamları kınıyor, Yüce Allaha şikayet ediyoruz. Son nefesimize kadar Filistinli müslümanların yanında olacak ve her platformda hakkı ve hakikati haykırmaya devam edeceğiz.” ifadelerine yer verdi.
Hale Pak