TBMM BAŞKANI NUMAN KURTULMUŞ; "FİLİSTİN MESELESİ BİZİM İÇİN MİLLİ BİR MESELEDİR”
(Haber: Halil İbrahim Kara)
5. Uluslararası Burdur Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi Bilim-Sanat Ödülleri töreni ve 2024-2025 Akademik yıl açılışında konuşan TBMM Başkanı Prof. Dr. Numan Kurtulmuş:
“….İSRAİL’İN BM ÜYELİĞİ ASKIYA ALINMALIDIR”
Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Başkanı Prof. Dr. Numan Kurtulmuş, Burdur Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi (MAKÜ) tarafından bu yıl 5’incisi düzenlenen Uluslararası Mehmet Akif Ersoy Bilim-Sanat Ödülleri töreni ve 2024-2025 akademik yıl açılışına katıldı. Dün saat 10.30’da başlayan programın açılışında konuşan TBMM Başkanı Prof. Dr. Numan Kurtulmuş, her gün zulüm ve katliamlarına bir yenisini ekleyen İsrail’in Birleşmiş Milletler (BM) üyeliğinin askıya alınması gerektiğini söyledi.
Burdur Valisi Tülay Baydar Bilgihan, MAKÜ Rektörü Prof. Dr. Hüsseyin Dalgar’ın birer konuşma yaptığı programda katılımcılara hitap eden TBMM Başkanı Prof. Dr. Numan Kurtulmuş: “…İsrail Netanyahu ve çetesi Birleşmiş Milletler kararlarına uyana kadar, Uluslararası Adalet divanının vermiş olduğu kararları uygulayana kadar İsrail'in Birleşmiş Milletler üyeliği askıya alınmalıdır. Bbu fikri konuşulma vakti gelmiştir.” dedi.
Milli Şairimizi ve ilk Burdur Milletvekilimiz Mehmet Akif Ersoy anlatarak konuşmasına başlayan TBMM Başkanı Prof. Dr. Numan Kurtulmuş: “Beşincisini geçekleştirdiğimiz Uluslararası Mehmet Akif Ersoy Kültür ve Sanat ödülleri dolayısıyla bir araya geldik. Böyle güzel bir törende sizlerle birlikte olmaktan büyük onur duyuyorum. Ayrıca ülkemizin en önemli şahsiyetlerinden birisi olan Mehmet Akif Ersoy'un ismini taşıyan bu saygı değer üniversitede bu çatı altında böylesine değerli bir programın icra edilmesini de ayrıca önemli ve anlamlı bulduğumu ifade etmek isterim.
Hepimizin bildiği gibi Mehmet Akif Ersoy, evet büyük bir şair. Büyük bir edebiyat ustası. Sözü Türkçeyi bugün bile hala en iyi kullananlardan birisi olarak gösterebileceğimiz bir üstat bir zirve. Gerçekten kültürün, sanatın, şiirin anlatmanın, Türkçeyi kullanmanın zirvesi olmuş olan büyük bir kişilik. Ama aynı zamanda Mehmet Akif'in, Mehmet Akif yapan şair özelliği Türkçeyi mükemmel kullanma kabiliyetinin ötesinde hepimizin bildiği özellik almak herhalde vazifemizdir. Her şeyden evvel Mehmet Akif Ersoy milli kurtuluş mücadelemizin öncülerinden, önderlerinden verdiği vaazlarla yaptığı konferanslarla, şiirleriyle, sürekli halkın içerisinde olan ve halkı milli mücadelenin saflarına davet eden hitabet kabiliyeti ile ikna edici hitabet kabiliyetiyle şüphesiz ki kurtuluş mücadelemizin milli mücadelenin en önemli ayaklarından birisi, en abidevi şahsiyetlerinden birisidir.
“HER ŞEYDEN EVVEL AKİF'İN FİKRİYATININ MERKEZİ ANA OMURGASI İSTİKLAL FİKRİDİR.”
Mehmet Akif Ersoy bize bıraktığı kültürel mirası içerisinde aynı zamanda bir dava adamı olarak, bir mütefekkir olarak, bu milletin tarihinde, köklerine ve geleceğine olan bağlılığıyla önümüzde örnek bir şahsiyet nasıl olur? Onu da bize göstermiştir ve sadece geçmiş dönemde yaşadığı döneme ilişkin değil Bundan sonraki döneme ilişkinde temel özelliklerini milletimize örnek alınması gereken bir sembol olarak ortaya koyabilmeyi başarmıştır.
müsaadenizle hepimizin bildiği Akif’in dönemine ait olan onun temel fikirlerinin oluşturan birkaç temel konunun üzerinde durmak isterim. Enteresandır Akif’in yaşadığı döneme şartlarıyla, onun hissettikleriyle bugün yaşadığımız dönemin şartları arasında da fevkale'de büyük benzerlikler vardır . Onları bu girişten sonra sizlerle paylaşmaya çalışacağım. Her şeyden evvel Akif'in fikriyatının merkezi ana omurgası istiklal fikridir.” dedi.
TBMM Başkanı Kurtulmuş konuşmasının devamında şunları kaydetti: “Yani bu ülkenin istiklalin de iki ayağı vardır. Bağımsızlık ve hürriyet. Bağımsızlık, bu milletin en temel karaktersizliklerinden birisidir. Yani milletten başka kimse eyvallah etmemek, hiçbir yabancı gücün, hiçbir emperyalist gücün önünde boyun eğmemek. Hiçbir emperyalist hangi güce sahip olursa olsun onun karşısında hazırda durmamak, onun karşısında boyun eğmemektir. Bu millet rabbinden başka kimsenin önünde eğilmemeyi, bir milli karekter olarak asırlar içerisinde getirmiştir. İşte Akif'in de şiirleriyle, fikirleriyle, konuşmalarıyla, ortaya koyduğu ‘İstiklal’ kavramının temelinde bir tarafında bağımsızlık, diğer tarafında o bağımsızlığın olmazsa olmaz koşulu; ‘Hürriyet’ vardır. Özgür olmadan hür olmadan bağımsızlığın bir anlamı yoktur. Bağımsız olmadan da kişilerin zaten özgür olması düşünülemez. Dolayısıyla bu ikisinin bireyin ve toplumun bağımsızlığı ve özgürlüğü kavramı içerisinde bir potada eritmiş, büyük bir mütefekkir olduğunda altını çizmemiz lazım. Yine Akif'in fikri dünyasının en temel kavramlarından birisi ‘Milli birlik ve beraberliktir.’ Milli birliği sadece bir araya gelmek ve fiziki birlikten öteye bir fikir ve gönül birliği olarak anlamış, aramızdaki bütün farklılıklara rağmen bir arada yaşayabilmenin temel koşulunun atmosferin uygun hale getirilmesinin şartının da gönül ve fikir birliği olduğunu bütün konuşmalarında yazılarında ifade etmiştir. Farlıklarıyla bir arada yaşamak aslında bir milletin millet yapan en temel unsurlardan birisidir.”
Konuşmasında ‘Milli Birlik’ vurgusu yapan TBMM Başkanı Prof. Dr. Numan Kurtulmuş: “Milli birliği, karşısındaki saygı, karşısındakinin varlığını kabul etmek, ama her şeyden önemlisi milli birliği ortak hedefler ve ülküler etrafında bütünleşme becerisi olarak anlamış ve anlatmış büyük bir şairdir. Ayrıca Akif'in bütün müktesebatından öğrendiğimiz bir başka temel kavram ise tarih şuurudur. Akif tarihi hiçbir zaman geçmiş dönemde olanları iyi anlamak şeklinde anlamamıştır. Hiç şüphesiz geçmişte olanları iyi anlayacağız. Bugünün ne olduğunu nasıl geliştiğini iyi bilmek için ve geleceğin nasıl şekilleneceğini bilmek için tarihi geçmişte olanları ders çıkarmak için öğreneceğiz. Onu o şekilde özümseyeceğiz.” diye konuştu.
“Mazisinden kopuk bir gelecek olmaz.” sözlerinin altını çizen TBMM Başkanı Prof. Dr. Numan Kurtulmuş: “Mazisinde takılıp kalan bir gelecek te olmaz.
Mazide takılıp kalarak orada olanları anlamaya çalışarak milletin geleceğine ilişkin söylenecek çok fazla sözlerde yoktur. Sadece ders çıkararak, geçmişte ne olduğunu her bir olayın bu milletin milli tarihi içerisinde neye tekabül ettiğini iyi bilerek, bugünü çözümlemek ve geleceğe dair hedeflerimizi güçlü şekilde kurmamız gerekir. B unun için diyoruz ki; ‘Yarının şekillenmesi için mutlaka bu milletin özellikle gençlerin çok kuvvetli bir tarih şuuruna sahip olması ve bu tarih şuuru içerisinde geleceği şekillendirecek adımları az evvel Rektör hocamızın da söylediği gibi çok çalışarak hikmete ram olarak azim ile çalışarak
geleceği şekillendirmekte olduğunu bilmeliyiz. Yine Akif'ten öğrendiğimiz önemli meselelerden birisi de; ‘Toplumsal vazife şuurudur.’ Toplumsal vazife şuurundan kastımız. Tek tek her birinin bunu her birimizin bulunduğumuz her yerde görevimizi vazifemizi yerine getirerek millete bağlılık içerisinde milletin imkanlarını artırabilmek için büyük bir fedakarlık da çalışmamız bu tarih şuuru içerisinde de oluşmuş olan ortak hedeflerimizde sorumluluk duygusu yüksek bir şekilde vazifelerimizi yerine getirmemizdir. Bu ve benzeri konuların bugün bile okudukça her okuduğumuzda farklı bir gözle yeniden Akif’i anlamamızı, onun bu millete tavsiyelerinin ebedi olarak bu millete rehberlik edeceğini gösteriyor ve bundan dolayı da bir kez daha Akif’i rahmetle, minnetle, şükranla anıyoruz.“ dedi.
“BÜYÜK BENZERLİKLER VAR”
Milli Şairimiz Mehmet Akif Ersoy’un yaşadığı dönem ile bugünkü dönem arasında büyük benzerlikler olduğunu savunan TBMM Başkanı Prof. Dr. Numan Kurtulmuş: “Değerli Akif dostları; Akif'in yaşadığı dönemle bugünkü dönem arasında fevkalade büyük benzerlikler vardır tarih tekerrür ediyor. Her şeyden evvel o dönem koskoca Osmanlı Cihan Devleti'nin birtakım emperyalist oyunları ile, bir takım içte ve dışta yapılan bölücü faaliyetlerle
yıkıcı akımların sayesinde ve özellikle emperyalizmin ‘böl, parçala yönet’ politikaları sonucu içerisinde ne yazık ki koskoca cihan devleti 20 yıl içerisinde dağıldı gitti. Bu 20 yıl içerisinde de koskoca Osmanlı cihan devletinde emperyalistlerin yaptığı, ve gerçekten ateşleyerek ayrıldıkları körüklediği 2 temel fay hattı vardır. Bunlardan birisi etnik farklılıklar bir diğeri ise mezhebi ayrışmalardır. Şuna bakar mısınız ki bugün bile aynı bu iki temel fay hattı üzerinden emperyalizm bölgemizde oyununu oynamaktadır. Koskoca Balkan Harpleri, Akif’te diyor ki bunu benden duyun. Ben bir Arnavut’um.” diyor. Yani kendisi Arnavut olmasına rağmen, Türk milletinin birliği fikri üzerinde bunu söylüyor. Balkanlarda 6 asır birlikte yaşamış olan balkan halkları, Sen Türk’sün sen Bulgar’sın sen Arnavut’sun sen Boşnak’sın sen Sünni’si, sen Hristiyan’sın, sen Bektaşi’sin diyerek 20 yıl içerisinde birbirine düşman haline getirildi. ve koskocaman Balkan coğrafyası param parça hale getirildi. Aynı şekilde güneyimizde Arap Dünyası, artan arap milliyetçilikleri, hatta ırkçılık boyutlarına varan faaliyetlerle birlikte kısa bir süre içerisinde Osmanlı Cihan Devleti'nden koparıldı. Oyun aynı oyundur. dün buraya emperyalistler bütün güçleriyle nasıl yüklendiler ve ayrışma senaryoları üzerinden Osmanlı Cihan Devleti’nden yaklaşık 25-30 devlet çıkardılarsa bugün de aynı oyun oynanmaktadır. Amerika'nın özellikle Irak'ı işgali ile birlikte başlayan süreçte düğmeye tekrar basılmış, 1 asır evvel uygulanan emperyalist projenin ikinci sahnesi uygulamayı konulmuştur. ülkeler ırk bölmesi farklılıkları üzerinden birbirlerine düşman halklar haline getirilmiştir. Irak durumu ortadadır. Paramparça hale getirilmiştir. Suriye'nin durumu ortadadır. Lübnan yönetilemez bir hale getirilmiştir. Yemen bölünmüştür. Libya bölünmüştür, mısır siyaseten farklı hale getirilmiş, Sudan bölünmüş velhasıl bu bölge ve ülkelerinin tamamı bir iç türbülansa, iç çatışmaya, iç mücadeleye ve hatta iç savaşlara sürüklenmiştir. Allah'a binlerce şükür Türkiye olarak bu bölgede bu büyük coğrafyanın birlik ve beraberlik fikrinin merkezi olarak güven ve istikrar içerisinde varlığımızı koruyoruz. Ve Allah'ın izniyle kıyamete kadar da birlik ve beraberlik içerisinde mücadelemize devam edeceğiz.” sözlerinin altını çizdi.
“VEKALET SAVAŞI’NIN UNSURLARINI OLUŞTURDULAR”
TBMM Başkanı Kurtulmuş; “Dünyanın dört bir tarafından getirdikleri emperyalist ordularıyla birlikte bu Osmanlı coğrafyasının el atmak, Çanakkale'yi geçerek tahtı ele geçirmek isteyen emperyalistlerin aynı oyunları yine oyuyorlar. Çok üstün silahları vardı , çok büyük askeri güçleri vardı, dünyanın bütün büyük askeri güçlerini toparlamışlar ve Çanakkale önlerine gelmişler, inanın aynı manzara bugün yine devam ediyor. Yine dünyanın büyük orduları , yine dünyanın büyük deniz araçları uçak gemileri, yine dünyanın büyük savaş uçakları, bölgemizde cirit atıyor. Dünkü emperyalistler sadece isin ve nitelik değiştirerek yine coğrafyamıza gelmişler ufacık bir kara parçası olan Gazze'nin karşısına uçak gemilerini savaş gemilerini dizmişler, dünyanın en üstün savaşmak kabilesine sahip silahlarını kullanarak bir halkın üstünde soykırım icra ediyorlar.
Soykırımı icra edenler sadece İsrail'in Netanyahu ve çetesi değildir. Bu soykırıma yardımcı olanlar, destek olanlar, ordularıyla, siyasetleriyle Birleşmiş Milletler(BM) dahil uluslararası alanda verdikleri destekleriyle bu soykırıma yardımcı olanlar dünkü emperyalistlerin birebir aynısıdır .
Dün başka bir kılıkta, başka bir adla geliyorlardı bugün başka bir isimle geliyorlar. Oyun hiç değişmiyor dün yine bu coğrafyada mesela 1917'de Osmanlı Filistin topraklarından çekilmek zorunda kaldığı zaman İngiliz'in yaptığı ilk şey Filistin topraklarında yahudi yerleşimcilere yer açmaktı. Bugün de İsrail'e koşulsuz destek verenlerin bu coğrafyada yaptıkları en önemli şey İsrail'in toprak işgallerine seyirci kalmak, ona zemin hazırlamak ve ona destek olmaktır. Oyun hiç değişmiyor. Bu oyunu bozmak için de Allah'ın izniyle Türkiye olarak bütün irademizde ortadayız ve bu mücadeleyi sürdürmeye gayret ediyoruz.
Yine o kadar birebir aynı ki yani aklıma şimdi geldikçe söylüyorum Osmanlı Cihan Devleti Filistin topraklarından çekilmeden evvel başvurdukları yöntem bugünkü o şık adıyla zayıf adıyla mesela ne diyoruz, ‘Vekalet Savaşı’ diyoruz ya. Vekalet Savaşı’nın unsurlarını oluşturdular.” sözlerine yer verdi.
“…TERÖR ÖRGÜTLERİNİ KURDULAR”: “…SAVAŞ MEYDANINDA ÇIKAMADIKLARI MİLLETLERİN KARŞISINA TERÖR ÖRGÜTLER VASITASIYLA KAHPECE KALLEŞÇE VE ARKADAN SALDIRARAK ONLARIN KARŞISINA ÇIKTILAR.”
TBMM Başkanı Prof. Dr. Numan Kurtulmuş konuşmasının devamında; “Osmanlı Cİhan Devletinin içerisinde terör örgütlerini kurdular. Balkanlarda terör örgütleri, Filistin topraklarında terör örgütlerini kurdular. Sonradan İsrail devletinin kurulmasını sağlayan terör örgütlerini kurdular.
Dün de aynı yöntemle halkın karşısına çıktılar. Birebir savaş meydanında çıkamadıkları milletlerin karşısına terör örgütler vasıtasıyla kahpece kalleşçe ve arkadan saldırarak onların karşısına çıktılar.” vurgusu yaptı.
“BU COĞRAFYANIN İNSANLARIN HİÇBİRİNİ SEVMEDİKLERİ İÇİN TERÖR ÖRGÜTLERİNE DESTEK VERİYORLAR.”
Terör Örgütleri hakkında önemli tespitlerde bulunan TBMM Başkanı Prof. Dr. Numan Kurtulmuş: Osmanlı Cihan Devletinin toprakları içerisinde bu saydığım birkaç örnek bile terör örgütlerinin bugün ne işe yaradığını, kimler tarafından kurulduğunu niçin desteklendiğini niçin beslendiğini gösteren en önemli tarihsel örneklerden birisidir. Bunlar Kürtleri çok sevdikleri için PYD'ye, PKK'ya destek veriyor değiller, bunlar bir takım unsurları çok sevdikleri için de DEAŞ’a falan destek veriyor değiller. Bunlar yine Afrika'da Boko Haram’a destek verirken bu örgütlerin mensuplarını sevdikleri için değildir. Bu coğrafyanın insanların hiçbirini sevmedikleri için terör örgütlerine destek veriyorlar.
“FİLİSTİN MESELESİ BİZİM İÇİN MİLLİ BİR MESELEDİR”
buna karşı uyanık olmak aynı oyunun ikinci senaryosuna karşı Türkiye olarak birlik içerisinde beraberlik içerisinde tartışmak mecburiyetindeyiz. Allah'a çok şükür biz bu anlamda Gazze'de yaşananları hiçbir zaman uzakta bir yerde yaşananlar olarak görmedik. Çünkü Gazze’den gelen kahramanların, şehitlerin, Çanakkale'de, Çanakkale abidesinde oradaki mezarlıkta Anadolu'nun insanıyla yan yana yaktığını biliyoruz. Ve onların da bu ülkenin bir parçası olduğunu farkındayız. Filistin meselesi ne Arapların meselesidir ne Filistinlilerin meselesidir. Tabii ki onların da meselesidir ama, Filistin meselesi bizim için milli bir meseledir .” dedi.
TBMM Başkanı Kurtulmuş; “Dün neyse bugün de aynı şekilde bu coğrafyanın birleşmesiyle bütünleşmesi önündeki en önemli meselelerden birisi Filistin üzerinden bölgenin tekrar dağıtılmaya çalışılması senaryosudur. Buna karşı çıkacağız bunun için var gücümüzle mücadele ediyoruz.” sözlerini ekledi.
“BİRLEŞMİŞ MİLLETLER GÜVENLİK KONSEYİ , GÜVENLİK KURULU, ASLINDA ŞU ANDA İSRAİL'İN SALDIRGANLIĞINI KORUMAK İÇİN KULLANILAN BİR ULUSLARARASI ŞEMSİYE HALİNE DÖNDÜRÜLMÜŞTÜR.”
BM Milletler hakkında da çok önemli açıklamalarda bulunan TBMM Başkanı Kurtulmuş: “Yeni bir dünyanın oluşması hakkaniyete ve adalete dayalı bir sistemin kurulabilmesi için üniversitelerimizin de siyaset dünyamızın da bütün birikimiyle mücadele etmesi ve tekliflerini ortaya koyması gerekir . Dün İzmir’deki üniversite açılışında da ifade ettim burada da ifade etmek istiyorum biz bunun için en başından itibaren Filistin meselesini Gazete’de yaşananları bizim için bir milli mesele, insanlık içinde çok büyük bir insanlık onuru etrafında birleşmemiz gereken ortak bir mesele olarak görüyoruz
her platformda başka sayın cumhurbaşkanımız olmak üzere bizler her platformda her uluslararası platformda Gazze'deki masum halkların, halkın taleplerini onların sesi, soluğu olabilmek için gündeme getiriyoruz. Bu çerçevede en son geçen hafta cuma günü Brezilya’daki g20 meclis başkanları toplantısında söylediğim bir konuyu bir kere daha burada ifade etmek isterim.
İsrail'e karşı kimlere ne destek verdiğini biliyorsunuz. Bunları konuşmaya gerek yok. Hangi alanlarda destek verdiklerini biliyorsunuz. Ama en büyük desteği uluslararası alanda ve uluslararası sistemin koruma şemsiyesi altında veriyorlar. Örnek olarak Birleşmiş Milletler(BM) Güvenlik Konseyi’nde veriyorlar. Aslında savaşı durdurmak, barışı sağlamak için vurulmuş olan Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi , Güvenlik Kurulu, aslında şu anda İsrail'in saldırganlığını korumak için kullanılan bir uluslararası şemsiye haline döndürülmüştür, Amerika’nın sayesinde” dedi.
“….BİRLEŞMİŞ MİLLETLER KARARLARINA UYANA KADAR, ULUSLARARASI ADALET DİVANI’NIN VERMİŞ OLDUĞU KARARLARI UYGULAYANA KADAR İSRAİL'İN BİRLEŞMİŞ MİLLETLER ÜYELİĞİ ASKIYA ALINMALIDIR BU FİKRİ KONUŞULMA VAKTİ GELMİŞTİR”.
TBMM Başkanı Kurtulmuş konuşmasının devamında; “Şimdi diyoruz ki hatırlayın Güney Afrika’da bir O Apartheid rejimi vardı. O Apartheid rejimi sırasında Güney Afrika Yönetiminin yaptığı uygulamalardan vazgeçene kadar Birleşmiş Milletler kararlarına uyana kadar, Güney Afrika'nın Birleşmiş Milletler üyeliği askıya alınmıştı. Şimdi tekrar diyoruz ki İsrail Netanyahu ve çetesi, Birleşmiş Milletler kararlarına uyana kadar, Uluslararası Adalet Divanı’nın vermiş olduğu kararları uygulayana kadar İsrail'in Birleşmiş Milletler üyeliği askıya alınmalıdır. Bu fikri konuşulma vakti gelmiştir.” açıklamasında bulundu.