TAKSİTLE KURBANLIK HAYVAN ALINIR MI?
Burdur İl Müftüsü Enver Türkmen, kurban ibadeti ve kurbanlık hayvanlar hakkında aklımıza takılan soruları yanıtladı. Çağdaş Burdur Gazetesi Muhabiri Halil İbrahim Kara’nın halkımız tarafından sıkça sorulan ‘Taksitle kurbanlık hayvan alınır mı? Sorumuzu yanıtlayan Burdur İl Müftüsü Enver Türkmen; “Kurban, Allah’a yakınlaşma niyeti ile yerine getirilen bir ibadettir. Bu amaç ise ancak kişinin kendi mülkiyetindeki hayvanı kurban etmesi ile gerçekleşir. Mülkiyet, hayvanı bizzat yetiştirme, hibe veya miras yolu ile olabileceği gibi satın alma yolu ile de gerçekleşebilir. Esasen vadeli/ veresiye satış caizdir. Taksit ise, borcun ödenmesinin belirli birkaç zamana vadeli olarak geciktirilmesidir. Buna göre taksitlendirme yolu ile satın alınan bir mal, alıcının mülkiyetine geçtiğine göre, bu yolla alınan bir hayvanın kurban edilmesinde bir sakınca yoktur” dedi.
İŞTE Burdur İl Müftüsü Enver Türkmen ile yaptığımız Kurban, kurbanlık hayvan hakkında röportajımız;
KARA: “KURBAN KESMEKLE KİMLER YÜKÜMLÜDÜR?”
İL MÜFTÜSÜ TÜRKMEN: “Kurban kesmek, akıl sağlığı yerinde, büluğa ermiş (ergen olmuş), dinen zengin sayılacak kadar mal varlığına sahip ve mukim olan her Müslümanın yerine getireceği malî bir ibadettir. Temel ihtiyaçlarından ve borcundan başka 80.18 gr altın veya değerinde para ya da eşyaya sahip olan kimselerin kurban kesmesi gerekir. Ayrıca kurban mükellefiyeti için aranan nisabın üzerinden, zekâtın aksine bir yıl geçmesi şart değildir.”
KARA: “KURBAN ETİ NASIL DEĞERLENDİRİLMELİDİR?”
İL MÜFTÜSÜ TÜRKMEN: “Hz. Peygamber (s.a.s.), kurban etinin üçe taksim edilip, bir bölümünün kurban kesemeyen yoksullara dağıtılmasını, bir bölümünün akraba, tanıdık ve komşularla paylaşılmasını, bir kısmının da evde yenmesini tavsiye etmiştir. Kurban etinin tamamı evde bırakılabilir. Ancak, durumu iyi olan Müslümanların, toplumda muhtaçların arttığı bir dönemde kurban etlerinin çoğunu hatta tamamını dağıtmaları daha uygun olur. Şâfiî mezhebine göre ise, kurban etinden az da olsa fakirlere verilmesi gerekir.”
KARA: “KURBAN EDİLECEK HAYVANLAR HANGİ NİTELİKLERİ TAŞIMALIDIR? GÜNÜMÜZDE KURBANLIK HAYVAN SEÇİMİNDE UYGULANAN ‘KAÇ KİLO ET GELİR’ DİYE HESAP ETMEK UYGUN MUDUR?”
İL MÜFTÜSÜ TÜRKMEN: “Kurban edilecek hayvanın, sağlıklı, organları tam ve besili olması, hem ibadet açısından, hem de sağlık bakımından önem arz eder. Bu nedenle, kötürüm derecesinde hasta, zayıf ve düşkün, bir veya iki gözü kör, boynuzlarının biri veya ikisi kökünden kırık, dili, kuyruğu, kulakları ve memelerinin yarısı kesik, dişlerinin tamamı veya çoğu dökük hayvanlardan kurban olmaz. Ancak, hayvanın doğuştan boynuzsuz olması, şaşı, topal, hafif hasta, bir kulağı delik veya yırtılmış olması, memelerinin yarıdan daha azının olmaması, kurban edilmesine engel değildir. Bunun yanında kesileceği yere gidemeyecek derecede topal olan hayvanlar da kurban edilemez. Buna göre hayvanın değerini düşürücü nitelikteki kusurlar kurbana engeldir. Şâfiî mezhebinde, genel olarak yukarıda sayılan kusurlardan birinin bulunması, bir hayvanın kurban olmasına engel teşkil ettiği gibi, uyuz olan hayvanlar ile yem yemesini engelleyecek derecede dişlerinin bir kısmı dökülmüş olan hayvanların da kurban edilmesi caiz değildir. Günümüzde kurbanlık alım-satımı genellikle şu üç şekilde gerçekleştirilmektedir.
a. Götürü (kabala) usûlü ile kurban alım satımı: Bu satışta, satıcı ve müşteri muayyen olan bir hayvan üzerinde pazarlık yapmakta ve belirledikleri bir fiyat üzerinde anlaşmaktadırlar. Kurbanlık hayvanda geçmişten günümüze uygulanan gelen yaygın yöntem budur.
b. Hayvanın canlı olarak tartılarak fiyatının belirlenmesi yoluyla alım-satım: Bu satış işleminde kurbanlık hayvanın fiyatı, canlı haldeki kilosu dikkate alınarak belirlenmektedir. Bu şekilde de kurbanlık alım satımı yapmak mümkündür.
c. Hayvanın karkas etinin kilogram birim fiyatının belirlenmesi ve toplam fiyatının, kesildikten sonra tartılarak elde edilecek rakam olduğu hususunda tarafların anlaşması yoluyla alım-satım. Kurbanlık hayvan bu yöntemle de alınıp satılabilir. Ancak bu şekildeki satın alınan kurbanın geçerli olabilmesi ve ibadetin et alım satımına dönüşmemesi için aşağıda belirtilen şartlara riayet edilmesi gerekir.
1.Karkas etin kilogram birim fiyatının belirlenmiş olması.
2. Alış-veriş esnasında satışa konu olan hayvanın belirlenmiş olması.
3. Belirlenen hayvan üzerinde satış işleminin tamamlanmış olması.
4. Hayvanın, sadece kurban niyetiyle kesilmesi. Yani herhangi bir organının (et, deri, sakatat vb.) satıcıda kalmasının şart koşulmaması veya kesim veya organizasyon ücretine sayılmaması gerekir.
5. Şayet kurban günlerinden önce alıcı, hayvanı yukarıda belirtilen usullerden biri ile alacağını vadetmiş ve alım-satım tamamlanmamışsa, kurban kesiminden önce satım akdinin tamamlanması/ kesinleştirilmesi gerekir.”
KARA: “TAKSİTLE VE VERESİYE KURBAN ALINABİLİR Mİ?”
İL MÜFTÜSÜ TÜRKMEN: “Kurban, Allah’a yakınlaşma niyeti ile yerine getirilen bir ibadettir. Bu amaç ise ancak kişinin kendi mülkiyetindeki hayvanı kurban etmesi ile gerçekleşir. Mülkiyet, hayvanı bizzat yetiştirme, hibe veya miras yolu ile olabileceği gibi satın alma yolu ile de gerçekleşebilir. Esasen vadeli/ veresiye satış caizdir. Taksit ise, borcun ödenmesinin belirli birkaç zamana vadeli olarak geciktirilmesidir. Buna göre taksitlendirme yolu ile satın alınan bir mal, alıcının mülkiyetine geçtiğine göre, bu yolla alınan bir hayvanın kurban edilmesinde bir sakınca yoktur.”
KARA: “KURBAN KESİM VAKTİ NE ZAMAN BAŞLAR, NE ZAMAN BİTER? GECELERİ KURBAN KESİLİR Mİ? KİLO GARANTİLİ KURBANLIK SATIMI CAİZ MİDİR?
İL MÜFTÜSÜ ENVER TÜRKMEN: “Kurban kesim vakti, Kurban Bayramı namazı kılınan yerlerde Bayram Namazı kılındıktan sonra. Bayram Namazı kılınmayan yerlerde ise, fecirden (sabah namazı vakti girdikten) sonra başlar. Hanefîlere göre Bayramın 3. günü akşamına kadar devam eder. Bu süre içinde gece ve gündüz kurban kesilebilir. Ancak kurbanların gündüz kesilmesi daha uygundur. Şâfiîlere göre ise 4. günü gün batımına kadar kesilebilir.
-Belli bir kilo et vaat edilerek gerçekleştirilen kurbanlık hayvan satışında dikkat edilecek hususlar ise şunlardır:
a. Bu tür organizasyonlardaki kurban satışında, kurban sahiplerine belli kiloda et miktarının verilmesi taahhüt edilmemelidir. Bunun yerine tahmini bir kilo aralığı verilerek, buna uygun bir hayvan belirlenip sahibi adına kesilmelidir.
b. Bu tür organizasyonlarda Kurban kesilmeden önce kimin adına kesileceği belli olmalıdır. Kurbanlıkların kimin adına olduğu belirlenmeden topluca kesilmeleri caiz değildir. Ayrıca önceden belirlenen hissedarlar adına kesilen bir hayvana kesimden sonra başkası ortak edilmemelidir. Mesela altı kişi adına kesilen bir büyükbaş hayvana, kesimden sonra yedinci kişi dâhil edilemez.
c. Bu tür organizasyonlarda, her bir kişi adına bir küçükbaş hayvan veya büyükbaş bir hayvanın en az yedide bir hissesi olacak şekilde kurban kesilmelidir. Buna göre, vekaleti alınan hisse adedi kadar kurban, sahipleri belli edilerek kesilmiş olmalıdır.
d. Bu tür kurban organizasyonlarında satıcının, kurbanın eti, kellesi, deri veya sakatatlarını veya bunların bir kısmını satarak kazanç elde etmeyi planlaması kurban ibadetini geçersiz kılar. Çünkü kurbanın geçerli olabilmesi için hayvanın tamamının ibadet niyetiyle kesilmiş olması gerekir. Hayvanın deri ve sakatatı dahil bütün parçaları ya hisse sahiplerine ya da kendilerinin izniyle şahıslara veya hayır kurumlarına ulaştırılmalıdır. Bunların kurban kesim ücreti, organizasyon ücreti veya kârı olarak değerlendirilmesi veya bu amaçla satılması caiz değildir.
e. Kişi adına kesilen kurbandan, Kurban hissesi satılırken esas alınan kilo aralığından daha az et çıkması durumunda kilo tamamlaması yapılacağı vadedilmemeli ve bu tamamlama yapılmamalıdır."
KARA: “ŞAHIS VE HAYIR KURUMLARINA KURBANLIK HAYVANIN TAMAMI BAĞIŞLANABİLİR Mİ?”
İL MÜFTÜSÜ TÜRKMEN: “Kurban ibadetinde esas olan, kişinin kurbanını kendisinin kesmesidir. Bununla beraber malî bir ibadet olduğu için vekâlet yoluyla da kestirilebilir. Günümüzde vekâletle kurban kesimi genellikle iki şekilde uygulanmaktadır.
Birincisi: Kurban kesmek isteyen kişinin ilgili kuruluşa kurbanlık alımı ve kesimi için umumi vekâlet vermesi, söz konusu kuruluşun da müvekkili adına taahhüt ettiği bu hayvanı alıp muayyen günlerde kesmesi şeklinde gerçekleşmektedir.
İkincisi: İlgili kuruluşun, kurban kesmek isteyen kimselere belirli bir bedel karşılığında kurbanlık hayvanı ya da hisseleri satması ve kesim günü geldiğinde de müşteriden vekâlet alarak onun adına kesmesi şeklinde gerçekleşmektedir. Bu uygulamada, önce satım akdi yapılmakta, daha sonra da kesim için vekâlet alınmaktadır. Elde edilen etler de, bazen kurbanı kestirene bazen de onun rızasıyla yoksullara ve hayır kurumlarına verilmektedir. Her iki durumda da aşağıdaki şartlara riayet edildiği takdirde yapılan bu uygulamalar dinen caizdir:
1. Birinci uygulama esas alındığında kurban için ilgili organizasyona başvuran müşteriden, kurbanın alım-satım ve kesimi için umumi vekâlet alınması gerekir. İkinci uygulamada ise, belirsizliğin oluşmaması için satıma konu olan hayvan müşteriye gösterilmeli ya da cinsi ve yaşı gibi özelliklerinin yanında küpe numarası da belirtilmelidir.
2. Satıma konu edilen hayvan, kurbanlık hayvanda aranan şartları taşımalıdır.
3. Kurbanlık hayvana ortak olanların tamamının niyeti, ibadet olmalıdır.
4. Baştan umumi vekâlet alınmadığı uygulamada, hisse satıldıktan sonra veya satım akdi esnasında ilgili kuruluşun, müşterisinden hayvanı kurban etme vekâleti alması gerekir. Vekâlet, sözlü veya yazılı olarak verilebileceği gibi telefon, internet, faks ve benzeri iletişim araçları ile de verilebilir. 5. Hayvanı kesen kişi, kurban niyetiyle ve müvekkili adına kesmelidir.
6. Kurbanlıklar, mutlaka kurban kesim günleri içerisinde kesilmelidir.
7. Hayvan kesim ücretleri; kesilen kurbanlık hayvanların etleri, derileri veya sakatatından karşılanmamalıdır.
8. Her bir hissedar, kurban edilecek bir büyükbaş hayvanın en az yedide bir hissesine kaydedilerek belirlenmelidir. Kurban kesen kuruluşların hissedarlarını belirlemeden hayvanları topluca kesmeleri caiz değildir. Bundan dolayı her hayvanın hissedarları belirlendikten sonra kasaba vekâlet verilmelidir. Her bir hissedarın isminin kesim sırasında tek tek zikredilmesi zorunlu olmasa da şüpheden uzak olması açısından tavsiye edilmektedir.
9. Kurban edilecek hayvanın henüz kesimi yapılmadan önce hissedarların belirlenmesi gerekir. Buna göre önceden belirlenen hissedarlar adına kesilen bir hayvana kesimden sonra başkası ortak olamaz. Mesela altı kişi adına kesilen bir büyükbaş hayvana, kesimden sonra yedinci kişi dâhil edilemez.
10. Büyükbaş hayvan kesildikten sonra vekâlet veren yedi kişi için etleri eşit hisselere ayrılarak hazırlanmalı, isteğe göre sakatatı da eklenmeli ve vekâlet veren kişiye/kişilere teslim edilmelidir. Küçükbaş hayvan da bir kişi için kesilmeli ve sahibine teslim edilmelidir.
11. Hisseleri belirlendikten sonra kesilen kurbanlıklardan elde edilen etlerin karıştırılmaması ve her hissedara kendisi adına kesilen hayvanın etlerinden verilmesi gerekir. Çünkü bu hisseler, vekâlet verenlerin mülkiyetinde olduğundan yapılacak her türlü tasarruf onların izni ve onayına bağlıdır.
12. İlgili kuruluşlar, vekâletlerini aldıkları kişiler adına kesecekleri kurbanlıkların etlerinin tamamını hissedarlara ya da sahibinin rızasıyla ihtiyaç sahiplerine ulaştırmalıdır. Bunların bir kısmını et olarak satmamalı veya belirlenen kilogram üzerindeki et miktarlarını bir araya getirerek yeni bir hisse oluşturmamalıdır.
13. Hayvanın deri ve sakatatı hisse sahibine/sahiplerine ait olduğundan, bunların ya kendisine ya da kendisinin izniyle dinen bağışlanması caiz olan şahıs veya hayır kurumlarına ulaştırılması gerekir.
14. Kurban ibadetinin, et satın alımını andırmaması için belli kiloda et miktarının kurban sahiplerine verilmesi taahhüt edilmemeli, bunun yerine tahmini bir kilo aralığı belirlenerek çıkan et ne ise o teslim edilmelidir.”
KARA: “KURBANLIK OLARAK ALINAN HAYVAN KESİLMEDEN ÖNCE YARA ALIRSA KURBAN OLUR MU?”
İL MÜFTÜSÜ TÜRKMEN: “Bir hayvanın kurban edilebilmesi için, o hayvanda örfe göre kusur sayılan ayıplardan birinin bulunmaması gerekir. Satın alınırken kurbana engel bir kusuru olan hayvan kurban olarak kesilemez. Hayvan kusursuz olarak satın alınıp da alıcının elinde iken kurban olmaya engel bir kusurun ortaya çıkması hâlinde, ( bkn. Kurban edilecek hayvanlar hangi nitelikleri taşımalıdır?) kişi zenginse ayıbı olmayan başka bir hayvan alıp keser. Yoksulsa yeni bir hayvan alıp kesmesine gerek yoktur.”
KARA: “KİMLER KURBANLIK HAYVANI BOĞAZLAYABİLİR?, KURBAN KESTİKTEN SONRA NAMAZ KILMAK GEREKİR Mİ?”
İL MÜFTÜSÜ TÜRKMEN: “İster kurban niyetiyle olsun ister başka bir amaçla olsun hayvan kesilirken besmele çekilmesi gerekir. Hayvanın kesimi esnasında besmele kasten terk edilirse, o hayvanın eti Hanefîlere göre yenmez. Ancak kasıtsız ve unutularak besmele çekilmezse, bu hayvanın eti yenilir. Kesen kimsenin kestiği hayvanın kurban olduğunu bilip besmele çekecek kadar şuuru yerindeyse alkollü olması kesilen kurbanın etinin yenilmesine engel teşkil etmez. Şâfiîlere göre besmele kasten çekilmese bile kesilen hayvanın eti yenir. Kurban kesilirken üç defa “Bismillahi Allahü ekber” denilir ve şu âyetler okunabilir: “De ki: Şüphesiz benim namazım, ibadetim/kurbanım, hayatım ve ölümüm hepsi âlemlerin Rabbi Allah içindir. O’nun ortağı yoktur. Bana sadece bu emredildi ve ben Müslümanların ilkiyim.” (En’âm, 6/162-163) “Ben, hakka yönelen birisi olarak yüzümü, gökleri ve yeri yaratana döndürdüm. Ben, Allah’a ortak koşanlardan değilim.” (En’âm, 6/79) Esas olarak kurban namazı diye bir namaz yoktur. Bu namazın dinî bir gereklilik olduğu inancı veya kanaati yanlıştır. Ancak kişi nafile namaz kılınması mekruh olmayan bir vakitte, sebepli veya sebepsiz dilediği kadar nafile namaz kılabilir. Kurban kesen kişi de böyle bir ibadeti yapma imkânına kavuştuğu için Allah’ın verdiği nimete şükür olarak iki rekât nafile namaz kılabilir.”
Halil İbrahim Kara