Flaş Haber Yeni

SOYKIRIMIN 1. YILINDA GAZZE’DE: İSRAİL SOYKIRIMINA DİRENEN GAZETECİLER

SOYKIRIMIN 1. YILINDA GAZZE’DE: İSRAİL SOYKIRIMINA DİRENEN GAZETECİLER

Gazzete 7 Ekim 2024 sayısı, İsrail soykırımına direnen gazetecilere ithafen çıkarıldı.

"Soykırımı belgelediğimiz için hedefteyiz" başlığı ile çıkarılan dergide, bir yılın ardından dünyanın tanıklık ettiği katliama ilişkin bilgiler paylaşıldı.

Gazzete’nin derlediği bilgilere göre, 7 Ekim 2023’ten bu yana İsrail’in Gazze’ye saldırılarında 173 gazeteci hayatını kaybetti.

Metin Mutanoğlu tarafından kaleme alınan yazıda; "7 Ekim sonrasında yaşananlar İsrail’in ve onu destekleyen ABD, İngiltere, Kanada, Almanya gibi ülkelerin dünyadaki imajını yerle bir etti. Aksa Tufanı, İsrail’in nasıl acımasız bir yapı olduğunu, onu Hiroşima ve Nagazaki’ye atılan atom bombasının onlarca kat büyüklüğündeki mühimmatla besleyen Batı ittifakının değerlerinden nasıl vazgeçtiğini gözler önüne serdi." sözlerine vurgu yapıldı.

Gazze'de görev yapan bir belgesel kameranı, yaşadıklarını Gazzete ekibine anlattı. "Gazze'de bir kamera bir cana bedel!" başlığı ile Gazze'de yaşadıklarını anlatan kameraman İsmail Ferhat, "Şehrinizin gözünüzün önünde çöktüğünü gördüğünüzde, arkadaşlarınızı birer birer kaybettiğinizde kalbinizin kanadığını hissediyorsunuz.

Gazze’de gazetecilik sadece bir iş değil, bir hayatta kalma mücadelesi…" sözlerinin altını çizdi.

Gazze'de görev yapan bir diğer gazeteci Wael Al-Dahdouh'un, yaşadıklarını "Bizi hedef alanlara görevimizi yaparak meydan okuyoruz" başlığı ile Amir Lafi aktardı. Gazzete için Lafi'nin sorularını yanıtlayan Al-Dahdouh, "Batı medyası görevini hiç yapmadı, olayları çok sınırlı bir şekilde takip etti. Aksine birçok bilgiyi sakladı. Tarafsız olamadı ve büyük bir başarızlığa uğradı. Biz de gazeteciler olarak yalnız kaldığımız hissettik. Bu bizi yalnız ve kırgın hissettirse de olup biteni tüm dünyaya aktarmaya devam etmek çabalarımızı ve fedakalrıklarımızı iki katına çıkarmamız için bir teşvik oldu." sözlerinin altını çizdi.

Gazze’de görev yapan bir diğer gazeteci Sulaiman Hejji’nin yaşadıkları, “Gazetcilik burada özgürlüğün simgesi” başlığı ile aktarıldı.

Gazeteci Nizar Sadawi’nin yaşadıkları ise “Gazze’de yas tutmak gazeteciler için bir lüks” başlığı ile Zümrüt Sönmez tarafından kaleme alındı.

Gazeteci Yasser Abu Wazna’nın yaşadıkları, “Dünyanın gerçeği görmeye ihtiyacı var!” başlığı ile aktarıldı.

Gazze’deki soykırımı kaleme alan bir diğer isim ise, TRT Arapça muhabiri Somaya Abu Eita oldu. Gazeteci Eita, 7 Ekim’de başlayan savaşın ikinci gününde iki küçük çocuğunu ve eşini Türkiye’de bırakarak Mısır üzerinden Gazze’ye gitti. ‘Mazlumun sesi gazetecinin emanetidir’ diyen Somaya, tam 60 gün boyunca kendi topraklarında tanıklık ettiği İsrail soykırımını Gazzete için kaleme aldı.

Soykırıma ilişkin rakam ve istatistikleri güncel olarak yayınlayan Gazze’deki Filistin Hükümeti Medya Ofisi Genel Müdürü İsmil As Sawabite, Gazzete muhabiri Amir Lafi’nin sorularını yanıtladı. As sawabite; “Gazze’deki tüm gazetecilere çelik yelek ve kişisel güvenlik ekipmanı sağlayamıyoruz. İsrail, bu öenmli ekipmanın girişine izin vermiyor. Ama var olsalar bile işgal ordusu bu araçlara aldırış etmeden gazetecileri hedef alıp evlerinde bile bobalıyor.” sözlerinin altını çizdi.

Gazze’deki gazetecilerin sergilediği ‘Yurttaş Gazeteciliği’ örneğini ise Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi Dekan Yardımcısı Doç. Dr. Serkan Bayrakçı, kaleme aldı. “Gazze’den Yurttaş Gazeciliği Dersi: Tüm Dünya tanık Tüm Dünya sessiz” başlığı ile kaleme aldığı eserinde; “Soykırımı, katiamı, insanlık dramını ve haksızlığı tüm gerçekliğiyle ve hakikatiyle dünyaya aktarmaya çalışanlar, ölümle her an yüzleşen, canlarını tehlikeye atan yurttaş gazetecilerdir. Ancak bu, sadece bir haber değil; onların gerçeği, hayatı ve günlük mücadeleleri..” sözlerinin altını çizdi.

Gazzete ekibi ayrıca, İsrail medyasında 7 Ekim ve sonrasını da araştırdı. Emine Çınar tarafından kaleme alınan yazı; “İsrail toplumunun büyük bir kısmını oluşturan sağ ve sol kesim arasındaki fikir ayrılığı ve iç çatışma 7 Ekim ile birlikte daha da derinleşti. Bu çatışma, konvansiyonel medya ve sosyal medyadaki sert tartışmalarla gün yüzüne çıktı.” Sözleri ile başlıyor.

Gazzete’de “Uluslararası sistem gazetecileri koruyamadı” başlığı ile bir yazı kaleme alan bir diğer isim ise, Ramallah Hakimler Kurulu Başkanı Ahmet Mohammed Hüseyin oldu. Hüseyin; “İsrail işgal devleti, gazetecilerin korunmasına ilişkin uluslararası hukuku kabul etmesine karşın bugün işgal ettiği topraklarda görev yapan gazetecilere uygulamayı reddediyor. Oysa gazetecileri kasten hedef almak, Uluslararası Mahkemenin yetki alanına giren bir savaş suçudur.” dedi.

Gazzete ekibi, 7 Ekim sayısında ayrıca, “Holy Redemption / Kutsal İşgal” belgeseline ilişkin de bilgilere yer verdi. Belgeselin yapımcısı Aslıhan Eker, TRT World yapımı belgeselin arka planını anlattı.

“İsrail medyası Gazze’deki katliamı gizliyor” başlığı ile yayımlanan bir diğer yazıda ise, İsrailli gazeteci Gideon Levy, Netanyahu’nun ateşkesi geciktirdiğini ve Gazze’deki acıların İsrail medyasında yer almadığını belirtti. İsrailli tarihçi Ilan Pappe ise İsrail hükümetinin savaş yanlısı tutumunu eleştirerek, insan hakları ihlallerine dikkat çekti ve barış için uluslararası baskının önemine vurgu yaptığı söylendi.

Lübnanlı gazetecilerin de İsrail’in hedefinde olduğuna vurgu yapılan bir diğer yazıda ise, İsrail’in Lübnan saldırılarını da sahada takip eden gazeteci Neslihan Önder, tüm tehlikelerine rağmen Beyrut’taki son durumu kamuoyuna aktarırken İsrail’in söylemlerine takılmadan işgali aktarmak gerektiğini söyledi.

Filistinli gazeteci Kahlout ve İsrailli Gazeteci Rapoport İtalya’nın Modena şehrinde katıldıkları DIG Awards Festivali kapsamında düzenlenen Gazze’de gazetecilere yönelik katliamın konuşulduğu panelin ardından Zümrüt Sönmez’in sorularını yanıtladı.

İşgalci İsrail’in tüm tehditlerine rağmen gazetecilik mesleğini başarılı bir şekilde yürüten gazeteci Anas Al-Sharif de, kendisine ve ailesine karşı yapılan suikastta babası şehit olan ve onu toprağa verirken bile yayın yapmaya devam ettiğini, gerçekleri anlatmak için vermiş olduğu mücadeleyi ve küresel medyanın körlüğünü Gazzete’ye anlattı.

Gazzete’nin 7 Ekim sayısında son olarak “Katledilen her gazeteci karartılan bir gerçekti.” Başlıklı yazıya yer verildi.

Haber Merkezi