SONBAHARDAKİ 'MEVSİMSEL' DEPRESYONDAN KORUNMA ÖNERİLERİ
Uzmanlar, sonbaharda günlerin kısalması ve güneş ışığının azalmasının insanların psikolojik durumunu olumsuz yönde etkilediğini, kişilerin sevdikleriyle vakit geçirmesi ve sosyal aktiviteler yapmasının bu etkileri oldukça azalttığını belirtiyor.
Sonbaharın gelişi ve artan yağışla birlikte gri gökyüzünü insanlar daha sık görmeye başladı.
Kimileri için bu havalar sıcak geçen yazdan sonra rahatlatıcı olsa da kimileri güneş ışığı az görülen bu havalar dolayısıyla "mevsimsel depresyon" yaşayabiliyor.
Biruni Üniversitesi Hastanesinden uzman klinik psikolog Aybige Üstüner, AA muhabirine, sonbaharda hava durumu değişikliklerinin insan psikolojisi ve duygu durumuna etkileri olduğunu söyledi.
Bu etkilerin genellikle günlerin kısalması, sıcaklık düşüşleri, bulutlu ve yağışlı havaların artması gibi çevresel faktörlerden kaynaklandığını belirten Üstüner, bunların insanların biyolojik ritimlerini, enerji seviyelerini, duygu durumlarını ve psikolojik iyi oluş hallerini etkileyebileceğini anlattı.
Üstüner, sonbaharla kış aylarında gün ışığının azalması ve havanın soğumasıyla bazı insanların ruh halinde dalgalanmalar yaşayabileceğini dile getirdi.
Serotonin hormonunun hayata doğrudan bir etki oluşturduğunu, güneş ışığının azalmasının beyindeki melatonin ve serotonin seviyelerini de etkileyeceğine dikkati çeken Üstüner, "Bu hormonlar uyku düzenimizi ve ruh halimizi kontrol eden ana bileşenlerdir. Özellikle serotonin seviyesindeki azalma, mevsimsel depresyon olarak bilinen duruma yol açabilmektedir. Genellikle sonbahar aylarında başlayıp ilkbahar aylarında bitmektedir. Özellikle kadınlar, erkeklere göre bu duruma daha yatkındır." diye konuştu.
Sonbaharın gelişiyle enerji kaybının ve yorgunluk halinin çok sık görüldüğünü vurgulayan Üstüner, keyif alınan aktivitelere karşı ilgi kaybı ve dikkat ile odaklanmada sorunlar yaşanabileceğini aktardı.
"Günlük olarak dışarı çıkmaya çalışmak ve güneş ışığından faydalanmak çok önemlidir"
Uzman klinik psikolog Üstüner, kişilerin bunun etkilerinden korunmak için yapabileceklerini şöyle sıraladı:
"Günlük olarak dışarı çıkmaya çalışmak ve güneş ışığından faydalanmak çok önemlidir. Güneş ışığı, melatonin ve serotonin üretimini destekleyerek ruh halinin iyi oluşuna katkıda bulunmaktadır. Düzenli egzersiz yapmak endorfin salgılar ve enerji seviyemizi artırabilir. Egzersiz, aynı zamanda ruh halini iyileştirmeye ve stresle başa çıkmaya yardımcı olabilir. Dengeli ve besleyici bir diyet, genel sağlığı ve ruh halini olumlu anlamda destekleyebilir. Yeterli ve kaliteli uyku almak, ruhsal ve fiziksel sağlığın korunmasına yardımcı olur. Uyku düzenini korumak için düzenli bir uyku saatine ve rahatlatıcı bir uyku ortamına dikkat edilmelidir. Sosyal etkileşimlerde bulunmak ve kişinin sevdikleriyle vakit geçirmesi psikolojik olarak destekleyici olabilir. Sosyal bağlantılar, yalnızlık ve izolasyon hissini azaltabilir."
"Az ışık, beynin biyokimyasını değiştirir"
Klinik psikolog Nurdan Özçelebi, sonbaharın getirdiği hava durumu değişikliklerinin insan psikolojisi üzerinde önemli etkilerinin olduğunun bilimsel olarak kanıtlandığını söyledi.
Özellikle gün ışığının azalması, sıcaklıkların düşmesi ve yağışlı havanın artması gibi faktörlerin insanların duygu durumunu olumsuz yönde etkileyebileceğini belirten Özçelebi, "Az ışık beynin biyokimyasını değiştirir. Yapılan birçok araştırmada, ışık yetersizliği depresyonla ilişkilendirilmiştir. Bu durum kimi insanların mevsimsel depresyon yaşamasına neden olabiliyor. Mesela ABD ve Kuzey Avrupa'da aşırı sayıda insan, kapalı havalar ve günlerin kısalması gibi faktörler nedeniyle mevsimsel depresyondan muzdariptir." diye konuştu.
Özçelebi, psikolojik etkileri bireye göre farklılık gösterse de en sık görülen belirtiler arasında kişinin kendini sürekli halsiz ve keyifsiz hissetmesi, uyku düzensizlikleri, iştah değişiklikleri, eskiden hoşlanılan aktivitelere karşı ilgisizlik, sosyal izolasyon, umutsuz hissetme ve odaklanma güçlüğünün yer aldığını kaydetti.
Beynin ışıkla ilgili aldığı bilgiler doğrultusunda gün ışığının yetersiz olduğu havalarda sakinleştirici etkisi olan uyuma hormonu olan melatonini salgıladığına dikkati çeken Özçelebi, "Melatonin kimyasal yapı bakımından serotonine çok benzer. Melatonin aşırı salgılanması durumunda, serotoninle rekabete girer ve serotoninin seviyesi düşer. Düşük serotonin seviyesi depresyonla ilişkilidir. Yani böyle bir süreçte depresif semptomlar göstermemizin nedeni budur." ifadelerini kullandı.
Özçelebi, bu değişimlerin etkilerinden korunmak için şunları tavsiye etti:
"Gün ışığının faydalarından yararlanmak için mümkün olduğunca açık havada vakit geçirmek önemlidir. Ev içerisinde veya kapalı diğer mekanlarda ışık kaynaklarından bolca yararlanmak gerekir. Böylece beyin kimyamız, bize kendimizi iyi hissettirecek duyguları hissetmemize yardımcı olacaktır. Egzersiz, endorfin hormonunun salgılanmasını sağlayarak duygu durumumuzu düzenler ve enerji düzeyini artırır. Beslenme düzenine dikkat etmek, özellikle D vitamini gibi ruh sağlığı ve bağışıklık sistemimiz için önemli vitaminleri almak, fizyolojik sağlığımızı güçlendirerek psikolojik dayanıklılığımızı da artırır."
Uyku düzenini korumanın vücudun kendini yenilemesi ve duygu durumunun dengede kalması açısından önem taşıdığını vurgulayan Özçelebi, "Aile ve arkadaşlarla vakit geçirmek, sosyal destek almak ve yeni hobiler edinmek, yalnızlık hissini azaltır ve depresif duygularla baş etmemizi kolaylaştırır. Belirtiler, günlük yaşamın işlevini bozacak şekilde olumsuz etkiliyorsa bir psikolog veya psikiyatristle görüşmek faydalı olabilir." değerlendirmesini yaptı.
"Bu dönemde açık havada vakit geçirme ruh halini iyileştirebilir"
Üsküdar Üniversitesi NPİstanbul Hastanesinden uzman klinik psikolog Merve Umay, son dönemde küresel iklim krizinin etkisiyle de yaz aylarında huzursuzluk, uykularda bozulma, agresyon ve tahammülsüzlük olarak görülmekle beraber genellikle sonbahar ve kış aylarında artan depresif belirtilerin karakterize olduğunu anlattı.
Sonbaharda yaşanan hava değişiklikleri sonucu enerji ve motivasyonun düşebileceğinin altını çizen Umay, günlerin kısalmasının ve güneş ışığının azalmasının birçok kişide yorgunluk, isteksizlik ve genel bir enerji kaybına yol açabileceğini belirtti.
Umay, bazı kişilerde üzüntü, umutsuzluk ve ilgi kaybı gibi depresif belirtilerin ortaya çıkabileceğini, kişilerin bu dönemde melatonin hormonunun artışı dolayısıyla kendilerini daha fazla uyuma isteği içinde bulabileceğini bildirdi.
Bu dönemde, özellikle karbonhidrat tüketme isteğinin artabileceğini, bunun da kilo artışına yol açabileceğini ifade eden Umay, bazı kişilerin içe dönük hale gelebileceğini kaydetti.
Umay, bu dönemde açık havada vakit geçirmenin ruh halini iyileştirebileceğini ifade ederek, sonbaharın psikolojik etkisinden korunmak için şu tavsiyelerde bulundu:
"Sonbahar ve kış aylarında güneş ışığının azalması D vitamini seviyelerinde düşüşe neden olabilir. Bu durumda, doktor kontrolünde D vitamini takviyesi almak, duygu durumumuzu destekleyebilir. Karbonhidrat tüketimini dengelemek ve meyve-sebze ağırlıklı beslenmek, enerji seviyemizi korumaya yardımcı olur. Omega 3 yağ asitleri, depresif belirtileri hafifletmeye yardımcı olabilir. Soğuk havalar sosyal aktivitelerden uzak durmak için bir bahane olabilir ancak aile ve arkadaşlarla vakit geçirmek, sosyal izolasyonu önler ve moralimizi yüksek tutar."
AA