"SIFIR ATIK ISI" ANLAYIŞIYLA ISIYI ENERJİYE DÖNÜŞTÜRÜYORLAR
Makine mühendisi Hasan Ayartürk, hafif sanayideki fabrikalar ve atölyelerdeki atık sıcak su, gaz, baca ısısı ile 100 derecenin altındaki jeotermal sulardan sıfır karbon emisyonlu, temiz enerji üretme olanağı sunan patentli bir teknoloji geliştirdi.
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığının "Türkiye Atık Isı Potansiyeli Değerlendirme Projesi"nde yer alan bilgilere göre Türkiye'de hesaplanan toplam teorik atık ısı potansiyeli yıllık 160 bin terajoule. Atık ısı potansiyelinin geri kazanımıyla ulaşılabilecek tasarruf yılda 650 milyon dolar, eş değer karbon emisyonu azaltımı ise yılda 10 metrik ton olarak hesaplanıyor. Bu da yılda yaklaşık 4 milyon aracın saldığı karbon emisyonuna denk geliyor.
Atık ısı potansiyelinin yüzde 42'si sanayide, yüzde 40'ı termik santrallerde ve yüzde 18'i ticari binalarda bulunuyor.
Bu potansiyeli değerlendirmek üzere TÜBİTAK Bireysel Genç Girişim (BİGG) desteğiyle 2016'da kurulan RePG Enerj firması, sanayi ve endüstri ortamlarındaki hava, az veya çok yoğun atık ısıyı kullanarak 20 kilovat saatle 1 megavat saat arasında enerji üretimi yapan teknolojiler ve cihazlar üretiyor. Firma, "Sıfır Atık Isı" stratejisini ilk başlatan ve uygulayan şirket olmak istiyor.
AA muhabirinin sorularını yanıtlayan RePG Enerji Yönetim Kurulu Başkanvekili ve Kurucu Genel Müdürü Hasan Ayartürk, kazan ya da soba bacalarından dışarı atılan sıcak baca gazı veya 100 derece altındaki jeotermal sıcak suların atık ısı olarak adlandırıldığını söyledi.
Ayartürk, atık ısıdan enerji üretimi üzerine 20 yıl boyunca teorik çalışmalar yürüttüğünü, 2015'te projenin ilk fiziksel çıktılarını görebildiklerini ve şirket kurarak melek yatırımcı desteğiyle bir ürün ortaya koyma aşamasına geldiklerini belirtti.
Hafif sanayideki fabrikalar, atölyeler ve iş yerlerinde 60 derece üzerindeki atık sıcak su, sıcak gazla baca ısısından enerji üretimini mümkün kılan bir teknoloji geliştirdiklerini ve bu teknolojinin elektrik enerjisi üreten yeni bir yenilenebilir enerji sistemi olduğunu vurgulayan Ayartürk, 250 kilovatlık bir cihazın 1000 evin elektrik ihtiyacını karşılayabilecek güçte enerji ürettiğini anlattı.
Hem hafif sanayide hem jeotermalde kullanılıyor
Cihazın hafif sanayi dışında jeotermal sularda da kullanıldığını bildiren Ayartürk, sistemin bu alanda çevreye sağladığı faydalar hakkında, "Teknolojimiz sıfır karbon salımıyla enerji üretiyor. Yerin altından çıkan sıcak suyu elektrik enerjisine dönüştürüyor ve tekrar yerin altına basıyor. Daha düşük sıcaklıklarda çalışabildiği için bazen suyu da çıkartmaya gerek kalmıyor. Yeri bir miktar kazarak, doğrudan toprağın kendi ısısını kullanarak elektrik üretebiliyoruz. Örneğin bahçeli konutlarda dahi toprak kaynaklı ısı pompalarının indiği yerlere inerek elektrik üretilebiliyor böylece çok ciddi anlamda bir karbon salımını engelliyor." değerlendirmesini yaptı.
Atık ısıdan enerji üreten jeotermal sistemin, mevcut sistemlerden daha düşük sıcaklık farklarında çalışabildiğini aktaran Ayartürk, şunları kaydetti:
"60 derece atık ısı, 20 derece dış ortam sonuçta 40 derece sıcaklık farkını kullanarak konvansiyonel sistemlere göre çok daha yüksek verimli elektrik çıktısı elde edebiliyoruz. Sıcaklığı yetersiz olduğu için mevcut teknolojiler ile kullanılamayan tüm jeotermal kuyular bizim teknolojimiz ile kullanılması ve mevcut jeotermal kuyuların kapasitelerinin bu teknoloji kullanılarak artırılması durumunda Türkiye'nin kurulu gücü olan yaklaşık 100 gigavatın yüzde 10’una tekabül eden, fazladan 10 gigavat enerji üretme şansı bulunuyor."
Sistemlerinin modüler olduğuna ve bu sayede, kurulan küçük sistemlerin daha sonra büyütülebildiğine değinen Ayartürk, "Örneğin 100 kilovatlık bir sistem kurulumu veya daha büyük bir sistem kurulumu gerektiğinde kasayı büyük yapıp içine küçük bir sistem kurup büyüterek gidebiliyoruz. Böylece çok daha kısa sürede elektrik üretimine başlayabiliyoruz." diye konuştu.
“Bizim teknolojimiz bir nevi yeni nesil ısı pompası”
RePG Enerji Yönetim Kurulu Başkanı Hüseyin Karayağız da Türkiye'nin dünyada jeotermal kaynak açısından 4. sırada bulunduğuna dikkati çekerek, geliştirdikleri teknoloji ve cihazlarla daha önce elektriğe çevrilemeyen 100 derece ve altındaki bütün jeotermal kaynakları elektrik enerjisine dönüştürebildiklerini ifade etti.
Petrol, doğalgaz gibi sistemlerin dünyaya çok büyük zarar verdiğinin altını çizen Karayağız, enerji üretiminde mümkün oldukça doğal kaynaklardan faydalanılması gerektiğini ve Türkiye’de var olan doğal sıcak su kaynaklarının, geliştirdikleri teknolojiler sayesinde yakıta dönüştüğünü vurguladı.
Karayağız, şöyle devam etti:
"Bu kaynakları kullanan teknolojiler bundan sonra çok daha önemli hale gelecek. Türkiye'nin şansı da hem yer altı sıcak su kaynakları hem yer üstü kaynakları güneş sayesinde şansı çok fazla. Dünya da buna doğru gidiyor. Isı pompası diye bir kavram var. Bizim teknolojimiz de zaten bir nevi yeni nesil ısı pompası. Bu bakımdan dünyanın enerji derdi yok, sadece bu enerji kaynaklarını kullanıma sunacak teknolojilere ihtiyaç var. Rakip ısı pompaları elektrik harcayarak, ısıtma ve soğutma yaparlar. Biz zaten ısıtma ve soğutma yapıyoruz ayrıca üstüne elektrik üretiyoruz."
Türkiye'nin, sahip olduğu yer altı sıcak sularıyla kendi elektrik ihtiyacını karşılayacak durumda olduğu görüşünü paylaşan Karayağız, "Sadece bunun teknolojik olarak geliştirilmesi ve makineye dönüşmesi lazımdı. Bu bir başlangıç. Atıl durumdaki enerji potansiyelimizi “Sıfır atık ısı" yaklaşımıyla önce ülkemize sonra dünyaya yaygınlaştırmak istiyoruz" diyerek sözlerini tamamladı.
AA