ŞEKER-İŞ BURDUR ŞUBESİ BAŞKANI MUSTAFA ONAY: SENDİKAL MÜCADELEDE YENİ DÖNEM
Şeker-İş Burdur Şubesi Başkanı ve aynı zamanda Başkan Adayı Mustafa Onay, 21. Olağan Genel Kurulu’nda konuştu.
Başkan Mustafa Onay konuşmasına, Şeker-İş Sendikasının amaçlarına değinerek başladı.
Başkan Onay, “ 20. Olağan Genel Kurulu’muzun gerçekleştiği 1 Nisan 2021 tarihinden günümüze, gerek dünyamızda gerek ülkemizde gerekse sektörümüzde riskli ve gelecek kaygısı açısından önem arz eden birbirine bağlantılı süreçler yaşanmıştır. Sendikal örgütlerin genel kurulları sorunların tartışıldığı, amaçların ve kazanımların gözden geçirildiği en önemli günlerden biridir. Biz duru beyaz şekeri üreten, elleri nasırlı bir topluluk olarak; iyiyi kötüden, faydalıyı zararlıdan, doğruyu yanlıştan, güzeli çirkinden, hakkın ve adaletin zulmün birbiriyle sürekli mücadele ettiği bir dünyada, hakkı, sabrı, şuuru, dengeyi ve demokrasiyi gözeten bir örgütlü topluluk olmaktan gururluyuz.
Türkiye Beyaz şekeri üretimde ve hayatta tutmak için güçlü Şeker-İş ailesinin sarf ettiği idari, hukuki, meşru, sendikal her türlü mücadele mukaddestir, birleştiricidir, millidir. Nişasta bazlı şeker mücadelesinde olduğu gibi sağlıksız her türlü tatlandırıcıya karşı kalkan görevindedir. Sat sendika anlayışını aşan bir vizyon temellidir ve nihai olarak sendikal mücadele tarihine bırakılacak büyük bir miras niteliğindedir. Bu mirası bırakan Şeker Fabrikasının gönlü yüce çalışanları, daimi geçici taşeronu işçileri, yıllardır omuz omuza Şeker Fabrikalarının zorla ürettim şartlarını sırtlanmışlardır.” dedi.
Başkan Onay, şeker fabrikası çalışanlarının uzun yıllardır kadro mücadelesi verdiklerini ve deneyimleri ile sanayinin öğreticileri olduklarını vurgulayarak: “Yıllardan bu yana geçici işçi statüsünde çalıştırılıp, anayasal bir hak olan Sosyal Güvenlik Hakkı yönünden mağdur edilen geçici işçilerin mevcut durumu sayın genel Başkanım İsa Gök'ün bu kadar olumsuz şartlara rağmen kendi özverisi ve çabasıyla hiçbir fedakârlıktan kaçınmadan 5 Nisan 2023 tarihinde Resmi Gazete ’de yayınlanan torba kanunuyla iş yerlerimizde liyakat ve hakkaniyet mücadelemiz Nihayet sonuç vermiş; 1172 geçici işçi kardeşimiz sürekli işçi kadrolarına geçirilmiştir.” sözlerine yer verdi.
Şeker-İş Sendikası yeni bir yol haritasında
Şeker-İş Sendikası’nın yeni bir döneme giriş yaparak, bu istikamette yol aldığını sözlerine ekleyen Başkan Onay, “Sendikamız Şeker-İş başta şeker özelleştirilmesinin kapsam ve programından çıkarılması, sürekli işçi statüsüne geçiş süreci ve nişasta bazlı şekerlerin kotasının düşürülmesi sonuçlarıyla verdiği üç temel mücadele alanında bir dönemi kapatmış; yeni bir döneme giriş yapmış ve bu istikamette yol almaktadır.
Gerek toplum yararına sendikacılık anlayışımız gerekse de bir dünya sendikası olma hedefimiz koşullar ne denli zorlu olursa olsun örgütlülük düzeyimizi artırarak aynı perspektifle devam edecektir.
Bilek gücüyle, beden gücüyle, beyin gücüyle, fikir gücüyle emeği arz eden toplumun ve üretimin bel kemiği dayanışmanın ve beraberliğin timsali tüm çalışanların hak menfaat ve taleplerimizin dile getirildiği bu genel kurullarda sendikal mücadelemizin sonuç vermesi, çalışma hayatının sorunlarının sona ermesi, sosyal adaletin hukuk bulması, en büyük temennimizdir.
Hepimizin öncelikli mücadelesi olacak, günün şartlarına uygun seviyede, eşit ve adil ücret uygulamasına, vergide adaletin sağlanmasına, özgürce örgütlenmemize imkân verilmesine tüm haklarımızın korunup geliştirilmesine, gelişen üretim teknolojilerine uyum sağlayacak işçi eğitimlerinin yapılmasına, işçi sağlığı ve güvenliğinin gerektirdiği şartlarda uygun çalışma ortamlarının yaratılmasına, birlik beraberlik ve dayanışma içinde kararlılıkla mücadelemizi sürdüreceğimizi buradan bir defa daha belirtmek istiyorum.
Fakat bu sorunları gündeme getirirken, ülkemizin dört bir köşesinde var olan şeker mimarisini korumak zorundayız. Çünkü şeker mimarisini korumak elim iştir, milli iştir tekrar kurulması çetin iştir.” ifadelerine yer verdi.
Başkan Onay sözlerini, Vatan Şairi Mehmet Akif Ersoy'un: “Hadi gel yıkalım şu Süleymaniye’yi desen, İki kazma kürek, iki de ırgat gerek. Ancak, hadi gel yapalım şunu geri desen, Bir Sinan, bir de Süleyman gerek.” sözleri ile sonlandırdı.
H.NESİBE SOLAK