SAGALASSOS, KİBYRA, BURDUR MÜZESİ VE DOĞA TARİHİ MÜZESİ’NDE ZİYARETÇİ SAYILARI ARTTI
Kültür ve Turizm Bakanlığı’na bağlı olan kazı çalışmaları devam eden İlimiz Ağlasun ilçesi sınırları içerisinde yer alan Sagalassos Antik Kenti ile İlimiz Gölhisar ilçesi sınırları içerisinde bulunan Kibriya Antik kenti ile Burdur Kent Merkezindeki Burdur Müzesi ve Doğa Tarihi Müzesi’ne 2022 yılında son 11 ayda bir önceki yıla ziyaretçi sayılarında artış oldu.
İstatistiki verilere göre Sagalassos Antik Kenti’ni 2022 yılının ilk 11 ayında 64 bin 980 kişi ziyaret etti. En fazla ziyaretçi sayısı bu yılın Temmuz ayında gerçekleştiği ortaya çıktı. Bu yılın Temmuz ayında Sagalassos Antik Kenti’ni 15 bin 741 yerli ve yabancı turist ziyaret etti. Geçen yıl 12 ayda 66 bin 310 kişi ziyaret ettiği Sagalassos’ta bu yılın ilk 11 ayında ziyaretçi sayısı 64 bin 980’e ulaştı.
KİBRYRA ANTİK KENTİ’NI BU YIL 11 AYDA 18 BİN 986 KİŞİ ZİYARET ETTİ
Gladyatörler kenti olarak ta bilimiz İlimiz Gölhisar ilçesindeki Kibyra Antik Kenti’ni bu yıl ilk 11 ayında 18 bin 986 kişi ziyaret etti. 2021 yılında 12 ayda toplam 17 bin 136 ziyaretçi alan Kibriya Antik Kenti, bu yılın 12 ayına varmadan ziyaretçi sayısının artarak devam ettiği dikkat çekti.
BURDUR MÜZESİNİ 2022’NİN ilk 11 AYINDA 19 bin 846 KİŞİ ZİYARET ETTİ
İlimiz sınırları içerisinde çıkan tarihi eserlerin sergilendiği Burdur Müzesi’ni bu yıl ilk 11 ayından 19 bin 846 kişi ziyaret etti. 2021 yılının 12 ayında 13 bin 556 kişinin ziyaret ettiği Burdur Müzesi’nde bu yıl bitmeden 5 bin 290 arttığı görüldü.
DOĞA TARİHİ MÜZESİNİ BU YIL İLK 11 AYDA 10 BİN 647 KİŞİ ZİYARET ETTİ
Burdur Merkez Zafer Mahallesi bulunan Tarihi Doğa Müzesi’ni bu yılın ilk 11 ayında 10 bin 647 kişi ziyaret etti. Geçen yıl (2021) ziyaret sayısının 5 bin 699 olduğu, bu yıl ise bu sayıyı hemen hemen ikiye katladı.
SAGALASSOS ANTİK KENTİ - BURDUR
Sagalassos, Ağlasun İlçesi'nin 7 kilometre kuzeyinde ve Akdağ yamaçlarında denizden 1700 metre yüksekliğindedir. Sagalassos, Pisidia Bölgesi'nin Roma İmparatorluk Dönemi'nin en önemli şehridir. Şehirde bulunan yapıların büyük bir çoğunluğu Roma Dönemi'ne aittir. Sagalassos’un ilk tespiti 1706 yılında Fransız gezgin Paul Lucas tarafından yapılmıştır. Bulutların arasındaki şehirde girişte konutlar, aşağıda hamam, kireç ve metal fırınları, aşağı agora (çarşı), çeşme ve odeon, daha yukarıda, kuzeyedoğru ilerledikçe konutlar, sağ tarafta tiyatro, Neon kütüphanesi, Helenistikçeşme, seramik üretim merkezi, şehrin merkezinde yukarı agora, meclis binası, kilise, sol üst tarafta heroon, tapınak ve Cladius kapısı bulunmaktadır.
KİBYRA ANTİK KENTİ – BURDUR
Kibyra Antik Kenti, Burdur Gölhisar ilçesinin Horzum mahallesinde birbirinden derin yarlarla ayrılan hâkim üç tepelik üzerinde yer almaktadır. Kentin yerleşim alanı oldukça büyüktür. Yapılar, simetrik düzenlenmiş, tepelik teraslanarak göl ve ova manzarasına hâkim konumda ve hiçbir yapı bir diğerinin manzarasını kesmeyecek biçimde yerleştirilmiştir. Şehre girerken solda muhteşem bir anıtsal kapı ile Antik Çağ Anadolu’sunun 12-13 bin kişi kapasitesi ile en görkemli stadyumu bulunmaktadır.
lerledikçe bazilika, yukarı ve aşağı agora, hamam, gymnasion, tiyatro ve meclis binası ile planlı anıt mezar, hamam, yuvarlak kuleli tak ve su yolları görülmektedir. Meclis binası/müzik evi 3 bin 600 kişi kapasitesiyle Antik Çağ Anadolu’sunun en görkemli eserlerindendir. Meclis binası/orkestranın tam merkezinde bulunan kırmızı, yeşil ve beyaz mermerden yapılmış, yılanlardan oluşan saçları ve insanları taşa çeviren bakışlarıyla Medusa Mozaiği Anadolu’da tektir.
2011 yılında meclis binası önünde, Anadolu’nun en sağlam ve en büyük mozaik alanı olma özelliği taşıyan, 540 metrekare alanı kaplayan mozaik ortaya çıkarılmıştır. Yine meclis binası önünde, Geç Roma Dönemi’ne ait (MS 6-7'nci yüzyıl) Roma Hamamı ve seramik atölyesi bulunmuştur. Kentin bugün görülebilen tüm mimari kalıntıları Roma İmparatorluk Dönemi’ne aittir.
Kibyra, II. Eumenes (MÖ 197-159) zamanında Bergama Krallığı egemenliğinde görünmektedir. Hemen sonrasında Kibyra ve yakın çevresinde konumlanmış antik kentlerden Boubon, Balboura ve Oinoanda’dan teşekkül dörtlü ortak meclis (MÖ 2-1'nci yüzyılda) oluşturulmuştur.
Söz konusu birlik MÖ 82 yılında Romalı General Murena tarafından dağıtılarak ortadan kaldırılmış; Asia eyaleti ve diğer kentler Likya Birliği’ne dâhil edilmiştir. MS 23 yılında meydana gelen büyük bir deprem sonucunda yerle bir olan kent, Roma İmparatoru Tiberius tarafından yeniden inşa edilmiştir. Kibyra özellikle MS 1 ve 3'üncü yüzyıllar arasında en parlak dönemini yaşamıştır. Kibyra, demircilik, dericilik, çömlekçilik ve at yetiştiriciliğinde ünlüdür. Şehir halkı son derece savaşçı bir kimliğe sahiptir. Meclis binası, içindeki Medusa başı ve önünde yer alan Türkiye’nin en sağlam ve en büyük mozaik alanı dikkat çekicidir. Kibyra’dan çıkarılan eserler Burdur Müzesi’nde sergilenmektedir.
BURDUR ARKEOLOJİ MÜZESİ
Burdur Müzesi binası, müzenin bahçesinde bulunan medreseden geri kalan Osmanlı Pirkulzade Kütüphanesi’nin mimarisinden esinlenerek yapılmıştır.
1956 yılında kurulan ve 2001 yılında yeniden düzenlenen Burdur Müzesi, Hacılar, Kuruçay, Höyücek Höyükleri, Boubon, Kibyra ve Sagalassos kazılarından çıkarılan, müsadere ve satın alma yoluyla kazandırılanlar ile birlikte 60 binden fazla kültür varlığına sahip, Türkiye’nin en zengin müzelerindendir. Burdur Müzesi 2008 yılında “Gezilip Görülmeye Değer Müze” ödülünü almıştır. Neolitik Çağ'dan günümüze kadar eşsiz örnekleri görmek mümkündür. Müze üç kısımdan oluşmaktadır. Üst katta Neolitik ile Erken Kalkolitik Çağlara ait buluntular ile Eski Tunç Çağı buluntuları bulunmaktadır. İkinci kısım olan giriş katı üç bölüm olarak düzenlenmiştir. Birinci bölümde Sagalassos Antik Kenti’nde yapılan kazılarda ortaya çıkarılan buluntular yer almaktadır. Roma’nın en iyi imparatorlarından olan İmparator Hadriani ve Marcus Auralius’a ait dev heykeller burada sergilenmektedir.
İkinci bölümde Kibyra Antik Kenti kazılarında çıkarılan, av sahnesinin canlandırıldığı frizler yer almaktadır. Üçüncü bölümde ise Kremna Antik Kenti kazısında çıkarılan dokuz adet birinci sınıf mermer heykeller bulunmaktadır.
BURDUR ARKEOLOJİ MÜZESİ'NDE SERGİLEN ÖNEMLİ ESERLER
PİRKULZADE KÜTÜPHANESİ: Osmanlı mimarisinin güzel bir örneğidir. Müzenin bahçesinde bulunan binanın kitabesi yoksa da kitaplardaki mühürlerde 1239 (1823) tarihi vardır. 1240 tarihli vakfiyeye göre, Burdur Müftüsü Küçük Şeyh Mustafa Efendi tarafından yaptırılmıştır. Burdur Müzesi de Pirkulzade Kütüphane binası örnek alınarak inşa edilmiştir.
DANS EDEN KIZLAR FRİZİ
Sagalassos Antik Kenti’nde, Kuzeybatı Heroon’un orta kısmında neredeyse bire bir ölçekte yontulmuş “dans eden kızlar frizi” yer alır. Bu friz Heroon’un etrafını çevreler. Kızlardan birisi zither ( kanuna benzeyen bir çalgı) çalar ve on üç adet dans eden kız bir halay oluşturur. Bugün Burdur Müzesinde sergilenen bu friz, MÖ 10 – MS 10 yıllarına tarihlendirilir.
GÜNEŞ SAATİ: Sagalassos’da Heroon önünde yapılan kazılarda bulunan güneş saati MS 2. yüzyıla tarihlendirilir. Güneş saati; aslan ayağı formunda bir kaide üzerinde 60 derecelik açıda bir halka şeklindedir. Saat halkasının kenarında bu saati yaptıran kişinin adı yazmaktadır. Saat içinde bulunan sabit gösterge çubuğu noksandır.
SATYR VE APOLLO HEYKELLERİ: Sagalassos Hadrian Çeşmesi’nin üst katında sağ nişte yer aldığı tahmin edilen mermer Satyr heykeli ve çeşmenin alt katındaki merkez nişte Apollo Klarios kült heykelinin benzeri dört buçuk ton ağırlığındaki heykel müzede sergilenmektedir. Dionysos ve Satyr Heykel Grubu: Sagalassos Antoninler Çeşmesi’nde yapılan kazılar sonrası ortaya çıkarılan bu heykel grupları, anıtın iki yanındaki büyük edikulalarda yer alır ve çeşmenin en özgün heykelleridir. MS 2.yüzyıla tarihlendirilir.
ANTONİNLER ÇEŞMESİ HEYKELLERİ: İki adet Dionysos ve Satyr heykel grubu dışında, anıtın ortasındaki nişlerde Nemesis, Asklepios ve ona çok benzeyen başka bir heykel, Koronis, Apollo ve Hygieia heykelleri yer alır.Bugün bu heykeller, Burdur Müzesi alt kat seksiyonunda sergilenmektedir.
OSTOTHEKLER : Sagalassos ölü gömme kültü hakkında bilgi veren bu ostothekler, Erken İmparatorluk Dönemi’ne tarihlendirilir.
LAHİT KAPAĞI: Karacaören’de bulunan lahit kapağı, MS 2.-3.yüzyıla tarihlenir. Klinede yatar pozisyonda bir karı koca betimlenmiştir.
HACILAR KAPLARI: Anadolu’nun en eski yerleşik yerlerinden birisi Hacılar’dadır. Burdur’un 25 kilometre batısında yer alır ve bugüne dek bilinen yerleşimlerin en ünlü ve en zenginlerinden biridir.
MÖ 6500’e gelindiğinde insanlar bu bölgeye yerleşmiş durumdadır. Bu insanlar kendi seramik kap-kacaklarını üretir ve kerpiç mimarilerini geliştirmişlerdir. Hacılar Seramiğinde genel olarak, zigzaglar, geometrik şekiller, boyalı üçgenler, dalgalı çizgiler, benekler ve hayvan figürleri vardır.
Hacılar seramiği, yalnız Anadolu’nun değil döneminin en önemli, en özgün seramikleri ve sanat eserleridir. Kaynak: Burdur Müze Müdürlüğü, Kültür Envanteri,
DOĞA TARİHİ MÜZESİ - BURDUR
Gelişmiş ülkelerin bilimsel ve kültürel simgelerinden birisi olan Doğa Tarihi Müzeleri, ulusal ve yerel ölçekte doğa varlıkları bilgisini toplayan, arşivleyen, sergileyen ve öğretici gücü olan sosyal/kültürel etkinliklerin gerçekleştiği çağdaş bir yaygın eğitim kurumudur. Doğa Tarihi Müzeleri, yerkürenin oluşumundan başlayarak geçmişle günümüz arasında bir köprü görevi üstlenir. Yaşadığımız canlı ve cansız çevreyi bir bütün olarak algılamayı sağlamak için doğa varlıklarını güncel ve fosil örnekleriyle sergileyen ve toplumu bilgilendirmek amacı ile eğitim hizmetini üstlenmiş bilim merkezleridir. Ayrıca, doğa sevgisi ve biyolojik çeşitliliğin önemi ve korunması konusunda bilinç oluşturmak ve bu yoldan toplumun kazandığı kültürel değerleri de kuşaklar boyu aktarmak işlevini üstlenen Doğa Tarihi Müzeleri, yaşamın sürdürülebilirliği açısından farkındalık oluşturan kurumlardır. Burdur havzası ve onun tabanında yer alan Burdur formasyonu gölsel çökellerden oluşmuştur. Havza içinde meydana gelen tektonik hareketlere bağlı olarak oluşan bataklık alanlar giderek göle dönüşmüştür. Burdur Pliyosen Gölü olarak bilinen bu gölün güneyinde yer alan Elmacık Omurgalı Fosil Yatağı Göller Yöresi'nin en verimli fosil yataklarından birisidir. Güneybatı Anadolu’nun en büyük kapalı havzası olan Burdur havzasında yer alan Burdur ili Kemer ilçesi Elmacık Köyü Elmacık Deresi üzerinde 1998 yılında yapılan Elmacık Sulama Göleti çevresindeki omurgalı memeli hayvanlara ait fosil yataklarında Kültür ve Turizm Bakanlığı Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü’nün izni ile Burdur Arkeoloji Müzesi Müdürlüğü’nün başkanlığında yürütülen bilimsel kazılarda gün ışığına çıkarılan hayvan fosilleri dört sezonluk bir çalışma ile toplanarak müzemizin sergi materyalini oluşturmuştur. Günümüzden yaklaşık 2.5 – 2 milyon yıl öncesinde Burdur çevresinde geniş düzlükler ve bozkır tipi bir ekolojinin baskın olduğu ve soyu tükenmiş karasal omurgalı memeli hayvanlardan Mammuthus meridionalis (güney filinin) yaşadığı ve havzada ormanlık alanların ve geniş su kütlelerinin varlığına işaret ettiği tespit edilmiştir. Burdur Elmacık faunası (hayvan topluluğu) elemanları arasında Anadolu’da bu tarih aralığında fosil kaydı olmayan veya az sayıda örnek ile bilinen yeni bulgulardan Bovidae (Boynuzlugiller) ve Rhinocerotidae (Gergedangiller) ilk kez ele geçen veriler olması nedeniyle çok değerlidir. Equidae (Atgiller), Cervidae (Geyikgiller) gibi ailelerin Yunanistan, Fransa ve İspanya’nın yaşıtları ile hem zaman olması, bu geniş coğrafyadaki koridor boyunca görülen göçlerin Anadolu üzerinden gerçekleştiğine işaret etmektedir. Burdur Elmacık faunası bu kara koridoru üzerinde Anadolu’nun en zengin durağını oluşturmaktadır. Kaynak: Kültür Envanteri
Halil İbram Kara