Flaş Haber Yeni

MAKÜ'DE 4 DUVAR ARASINDAN ÇIKIŞ: DİJİTALLEŞME VE UYGULAMALI EĞİTİM DÖNEMİ BAŞLADI

MAKÜ'DE 4 DUVAR ARASINDAN ÇIKIŞ: DİJİTALLEŞME VE UYGULAMALI EĞİTİM DÖNEMİ BAŞLADI

Burdur Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi 2024-2025 Akademik Yılını Coşkulu Bir Törenle Açtı

Burdur Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi (MAKÜ), 2024-2025 akademik yılına etkileyici bir törenle merhaba dedi. Etkinlik, Burdur Milletvekilleri Prof. Dr. Adem Korkmaz ve İzzet Akbulut'un yanı sıra Burdur Belediye Başkanı Ali Orkun Ercengiz, Burdur Cumhuriyet Başsavcısı Osman Kara, Adalet Komisyonu Başkanı Musa Talih, Vali Yardımcısı Faruk Ekiz, İl Emniyet Müdürü Ahmet Kurt ve diğer protokol üyelerinin katılımıyla gerçekleştirildi. Ayrıca, MAKÜ yönetimi, akademik ve idari personel ile öğrenciler de törende yer aldı.

Dijitalleşme ve Toplumsal Katkı Öne Çıkıyor

Açılış töreninde konuşan MAKÜ Rektörü Prof.Dr.Hüseyin Dalga,  dijitalleşme ve toplumsal katkının önemine vurgu yaparak dijital teknolojilerin eğitim alanında giderek yaygınlaştığı günümüzde, üniversitelerin kendilerini sürekli yenileyerek bu trendlere uyum sağlaması gerektiğinin altını çizdi. Dalgar, Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi'nin de bu anlayışla hareket ettiğini belirterek; “Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi 18 yaşında bir üniversite ve kurulduğu günden bu yana sürekli gelişerek bu günlere gelmiş, bugün Türkiye’nin yeni kurulan üniversiteleri arasında farkını ortaya kayarak ortaya koyarak üst lig üniversiteler arasında yer almayı başarmış ve birçok başarısıyla da hem yerel hem de ulusalda adından sıkça söz ettiren bir üniversitedir. Bu anlayışa bugüne kadar katkı koyan yöneticilik yaparak ve. Bu üniversitede görev yaparak katkı koyan herkese ayrı ayrı teşekkür ediyorum. Dünyada üniversite eğitiminin gerekliliğinin sorgulandığı ya da mevcut haliyle üniversite eğitiminin ne kadar gerekli olduğunun ne kadar doğru olduğunun tartışıldığı bir ortamda üniversitelerin kendisini sürekli yenilemesi, sürekli bu gelişme trendlerine uyum sağlaması olmazsa olmaz bir konu. Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi olarak bunun farkındayız ve bu anlayış çerçevesinde çalışmalarımıza şekil veriyoruz. Klasik üniversite eğitiminin dijital teknolojilerle alternatif olarak dijital teknolojilerin devreye girdiği uzaktan öğrenme yöntemlerinin çok yaygınlaştığı bir dönemde üniversitemizin kendisini öğrencilerin bu üniversiteyi neden tercih ettiği noktasında nedenler ortaya koyma gibi bir zorunluluğu var. Bu anlayış çerçevesinde dünyadaki yükseköğretim trendlerini yakından takip edip bu trendlere uygun şekilde üniversitemizi dizayn etmeye, politikalarımıza, projelerimize yön vermeye çalışıyoruz. Artık klasik üniversite araştırmak, geliştirme ve eğitim öğretim faaliyetlerinin ötesinde üniversitelerden beklenen ana bir misyonda toplumsal katkı misyonudur. Bütün eğitim öğretim faaliyetlerinde bütün araştırma ve bilimsel araştırma çalışmalarında muhakkak bir toplumsal katkı arayışı içerisinde olmak durumundayız. Akademik çalışmaların sadece bireylerin akademik yükselmelerini amaçlayan değil aynı zamanda toplumun sorunlarına katkı üreten, çözüm üreten noktada yönelmesi ve bu yönde desteklenmesi üniversitemizin tüm dünyada olduğu gibi yeni nesil üniversitelerde olduğu gibi temel yaklaşımlarından birisi. Diğer taraftan dünyada yükseköğretimde ortaya çıkan bazı ana trendlerden bahsetmek gerekirse ve bunların Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi’nde karşılığını ifade etmek gerekirse, Modüler öğrenme sertifikaları dediğimiz; Moda tabiriyle mikro yeterlilikler konusu son zamanlarda dünya yükseköğretiminin en önemli konularından biri haline gelmiştir. Bu çerçevede üniversitemiz MAKÜ artı adını verdiğimiz bir programı geçtiğimiz dönem hazırlıklarını yapıp bu dönem hayata geçiriyor, öğrencilerimizin hizmetine sunuyoruz. Öğrencilerimize makro yeterlilikleri sayacağımız diploma programlarının yanı sıra kendilerini farklı alanlarda ki bu alanlar dünyada yükselen tercih edilen bir takım yeterlikler. Bu alanda da yetiştirebileceği bir ekosistemi sunmak için MAKÜ artı programını hayata geçirmiş bulunuyoruz. Diğer taraftan bilgiye ulaşmanın kolaylaştığı bir ortamda uygulamalı eğitimin gücü her geçen gün daha da fazla öne çıkmakta.” dedi.

“4 duvar arasında öğrenme modeli artık günümüzde yeterli değil”

Rektör Dalgar, eğitimdeki geleneksel dört duvar arasında kalan öğrenme modelinin artık yeterli olmadığını vurgulayarak; “Uygulamalı eğitim yaparak deneyimleyerek öğrenmek en güçlü öğrenme yöntemi bu çerçevede üniversitemiz geçmişten bu yana Türkiye’de yeniliklere öncülük yapan bir üniversitedir. 7 + 13, + 1 ya da 6 + 2 dediğimiz eğitim öğretim döneminin belirli bir süreç. İş başında eğitim, uygulama başında geçirerek yaparak deneyimleyerek öğrenme imkanı sunan bir modeli. Türkiye'de ilk uygulayan üniversitelerden biriyiz bu modeli. Şimdi üniversitemizdeki bütün akademik programlara ve bölümlere yaygınlaştırmak için yoğun bir çaba içerisindeyiz. Çünkü derslikler de öğrencilerin toplandığı 4 duvar arasında öğrenme modeli artık günümüzde yeterli değil. Bunun çok daha ötesine geçmek zorundayız. Diğer kitle eğitim modeli dediğimiz herkese aynı müfredatın ya da aynı programın, tabiri caizse dayatıldığı bir modelden kişiye özgü bireyselleştirilmiş eğitim modellerine geçmek zorundayız. Çünkü bireyler doğuştan gelen özellikleri itibariyle farklı yeteneklere, farklı özelliklere ve yetkinliklere sahip. Bireyin kendi yetkinliklerine, kendisine çizeceğimiz bir kariyer yol haritasıyla bu yolculuğuna destek verecek bir program. Şu an Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi bunu yapan bir üniversite noktasında. Dijitalleşme dediğimiz konu hiçbir mesleğin bağımsız kalamayacağı bir alan ve bu alanda da üniversitemizin dijital dönüşüm ajantası olarak ifade ettiği bir yaklaşım çerçevesinde bütün eğitim öğretim süreçlerini araştırma, geliştirme süreçlerini ve yönetim süreçlerini dijitalleştirmeye çalışıyoruz. Dijital teknolojilerle fiziksel ortamda öğrenmeyi bir araya getirip fiziksel ve dijital hibrit bir eğitim modelini üniversitemizde öğrencilerimize yansıtmaya ve bu imkanı sunmaya çalışıyoruz.” ifadelerine yer verdi.

MAKÜ'nün Gelecek Vizyonu

Dalgar, mezunların meslek yaşamlarında karşılaşabilecekleri hızlı değişimlere adaptasyon konusunda üniversitenin sorumluluğunu vurguladı. "Reskilling" ve "upskilling" kavramlarının günümüz eğitim beklentilerinin bir parçası haline geldiğini belirterek, mezunlara yaşam boyu öğrenme fırsatları sunan MAKÜ PLUS gibi sistemlerle bu gereksinimlere destek vermeyi hedeflediklerini açıkladı. Rektör Hüseyin Dalgar konuşmasında şunları kaydettti; “Bir diğer husus ise üniversiteyi bitirdikten sonra mesleklerin gerekliliklerini ve gereksinimlerinin çok hızlı bir şekilde değiştiği bir ortamda üniversite bittikten sonra da mezunlarınızı desteklemeye devam etmek durumundasınız. Resclling ya da upscling diye ifade edilen moda tabirleri ile dünyada artık üniversitelerden beklentiler mezun ettiği öğrencilerin de yıllar sonra ortaya çıkan yeni gereksinimlerine destek veren bir. Formatta olması gerekiyor. Gerek kariyer sistemimiz gerekse MAKÜ PLUS olarak ifade ettiğimiz bu sistemle mezun olan öğrencilerimize de mezuniyet sonrası yaşam boyu öğrenme yaklaşımı çerçevesinde kendilerini güncelleme ve geliştirme imkânını veren bir üniversite olarak çalışmalarımıza sürdürüyoruz. Tabii bu ortaya koyup dünyada trend olarak ifade edilen ve üniversitelerden beklenen bu öncelikli konular çerçevesi. Bunların her biriyle ilgili üniversitemizin yürüttüğü ciddi çalışmalar var. Bunları uzun uzun anlatıp değerli vaktinizi burada almak istemiyorum. Bu çerçevede çok kıymetli çalışma arkadaşlarımıza çok kıymetli hocalarımıza birkaç şey ifade etmek istiyorum. Öncelikle başta da söylediğimiz gibi akademik araştırmalarımızı, projelerimizi, makalelerimizi, bilimsel araştırmalarımızı, muhakkak ama muhakkak bir toplumsal faydayla ilişkilendirmek durumundayız. Aksi takdirde bu ülkenin kaynaklarıyla bu ülkenin yetiştirdiği değerli bilim insanları olarak sadece kendi akademik yükselmemize odaklı bilimsel araştırmalar açıkçası bencillik olarak kabul edilebilir. O nedenle hocalarımıza sık sık bunu telkin ediyoruz ve bu anlamda ciddi bir hareketlilik oluştuğunu da memnuniyetle ifade etmek isterim. Dijital dönüşüme uyum bu akademide bulunan herkesin artık olmazsa olmazı olur. Eğitim öğretim süreçlerimizde ve araştırmalarımıza mutlaka dijital dönüşüme uyum yaklaşımını benimsememiz ve bunun gerektiğini ortaya koymamız gerekiyor ve kıymetli hocalarım belki de günümüzde en önemlisi bireysel mentörlük yaklaşımım. Öğrencilerimizin sevgili gençlerimizin buna çok ihtiyacı var. Her birinin alanında uzman fikrine ve düşüncelerine değer verdiği bir hocasının mentörlüğüne ihtiyacı var. O nedenle mentörlük sistemini geliştirecek bir takım. Çalışmalarımız hayata geçmiş ve bununla ilgili çalışmalarımız devam etmekte. Bunu mümkün olduğunca dijital teknolojiler ve yapay zekâ destekli bir takım uygulamalarla da geliştirmeye çalışıyoruz. Tabii yönetim sorumluluğunu bu onurlu rektörlük görevini ve sorumluluğunu paylaştığım çok kıymetli akademik birim yöneticilerimize seslenmek istiyorum.

Kıymetli dekanlarımıza, müdürlerimize, üniversite olarak, üniversite yönetim olarak ortaya koyduğumuz bir stratejik politika belgemiz var. Sizlerden bu politika belgemizde ortaya koyduğumuz stratejik önceliklerimizi, benimsemenizi ve bu politikaları sorumlu olduğunuz akademik birimlere yansıtmanızı hayata geçirmenizi önemle rica ediyorum. Araştırma ve yenilikçi öğretimde öncülük etmemiz gerekiyor. Bu işi daha iyi nasıl yapabiliriz? Çağın gereksinimlerine uygun olarak öğrencilerimizi nasıl donatabiliriz? Hatta bugünün değil, geleceğin ihtiyaçlarına uygun bir şekilde, geleceğin gereksinimlerini bugünden öngörüp öğrencilerimize onları bugünden sunmak durumundayız. Günümüzde bireysel başarıların bireysel yeteneklerin kurumsal başarı için tek başına yeterli olmadığını artık hepimiz biliyoruz ancak uyum içerisinde çalışmayı başarabilen, uyumlu, iyi koordine olmuş takımların çabaları başarıya bizi ulaştırabiliyor. O yüzden takım çalışması çok önemli. Ortak akıl çok önemli. Akademinin her köşesinde bulunan tüm arkadaşlarımızdan fikir almalı aynı zamanda onların karar süreçlerine katılmasını önemsememiz gerekiyor. Bu bize çok ciddi güç veriyor.

Paydaşlardan sadece çalışanları kastetmiyorum. Öğrencilerimizi kastediyorum. Şehrimizin ilgili paydaşlarını kastediyorum. Eğer Eğitim fakültesiysek il Milli Eğitim Müdürlüğü gibi ilgili paydaşlarla muhakkak ama muhakkak iş birliği içerisinde ve iyi bir koordinasyon içerisinde çalışmak durumunda. Toplumsal katkıyı güçlendiren araştırmalar ve bu araştırmaların toplumun yararına çözümler olarak sunulması bizim mesleğimizi çok daha değerli ve anlamlı kılacaktır. Buna yürekten inanıyoruz ve bunu bütün karar süreçlerimizde, bütün faaliyetlerimizde en önde tutmaya özel gayret gösteriyoruz. Ortak akıl toplantılarıyla, fikir sofrası adını verdiğiniz toplantılarla fakültemizde göreve yeni başlamış yeni bir asistan arkadaşımızın fikirleri de bizim için çok değerli. Yıllarını bu mesleğe vermiş profesör hocalarımızın da fikirleri bizim için çok değerli. Herkesin fikrini alıp karar süreçlerinde ve ortaya koyduğumuz yaklaşımlarda bunları bir girdi olarak kullanmaya çalışıyoruz. Bu çerçevede kurumsal veri yönetimi dediğimiz üniversitenin bütün verilerini eğitim, öğretim, araştırma ve diğer faaliyetler bunların tamamını bir arada entegre bir şekilde sunabilecek veri yönetim sistemlerinde hayata geçirmek için yoğun bir çalışma içerisindeyiz. Bu çerçevede ortaya koyduğumuz ve başlamış, devam eden bir takım projelerimiz var. Bunun dışında bilgiye ulaşmanın kolaylaştığı ve gençlerin bizim derslerde onlara anlattığımız bilgileri dışarıda dijital kaynaklarda çok kolay ulaşabildiği bir dünyada üniversite olarak onlara daha fazlasını vermemiz gerektiğinin farkındayız. Peki, bu çerçevede ne yapılabilir? Bireylerin sadece akademik gelişimlerini ve akademik zekalarını desteklemek günümüzde yeterli değil. Sosyal gelişimlerini, sosyal ve duygusal zeka gelişimlerini destekleyecek sisteme Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi bünyesinde barındırmak çabasındayız. Aslında bu çerçevede bu yıl yine başlayacağımız üniversitemizin çok güçlü bir spor altyapısı var. Biliyorsunuz Türkiye’nin ve dünyanın her yerinden takımların gelip kamp yaptığı bir altyapı var. Bu altyapıyı bu sene 365 gün spor anlayışıyla, öğrencilerimizin hizmetine daha aktif bir şekilde sunacağımız bir program hazırladık. İnşallah bu hafta itibariyle başlayacak. Hem olumsuz bir takım alışkanlıklardan, bağımlılıklardan öğrenciyi korumanın en güçlü yollarından birisinin spora yöneltmek, sanata yönetmek olduğunu bilincindeyiz ve bu anlayış çerçevesinde üniversitemizde yoğun, cıvıl cıvıl bir kampüs oluşturmak için bütün çalışmalarımız hazır inşallah. Sevgili öğrencilerimize bunları hep sunacağız.

Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi Burdur’da yaşayan öğrencisinden çiftçisine kadar herkesin ortak değeridir. Biz hep şunu söylüyoruz, bu üniversitede bizlerin ne kadar söz hakkı varsa tüm paydaşlarımızın da en az o kadar söz hakkı vardır ve bunlar bizim için kıymetlidir.”

 

Melisa Adınısever