“DEPREM BÖLGESİNİ ORADAKİ VATANDAŞLARIMIZLA DAYANIŞMA İÇİNDE AYAĞA KALDIRACAĞIZ”
“MİLLET, İNŞALLAH VAKTİ GELİYOR, 14 MAYIS’TA GEREĞİNİ YAPACAKTIR.”
Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) AK Parti Grup Toplantısı’na katılarak bir konuşma yaptı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasının başında, 6 Şubat’ta meydana gelen Kahramanmaraş merkezli depremlerde hayatını kaybeden 45 bin 89 vatandaş için Fatiha okumaya davet etti.
Yaşamını yitirenlere Allah’tan rahmet, yakınlarına sabır, millete başsağlığı dileyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, tedavileri devam eden yaralılara Allah’tan acil şifalar niyaz etti.
“DEPREM FIRTINASI HEPSİNDEN BÜYÜK BİR ACIYI YAŞATTI”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Seliyle heyelanıyla yangınıyla kuraklığıyla daha farklı afetlerle de sıkça yüzleştik. Terörden sığınmacı akınına, siyasi ve sosyal kaos denemelerinden darbe teşebbüslerine kadar tabii olmayan ama her biri ayrı bir felaket mahiyetindeki diğer sınamaları da bunların üzerine eklememiz gerekiyor ama 6 Şubat’ta 11 ilimizi birden vuran; bilhassa Kahramanmaraş, Hatay ve Adıyaman’ı adeta yerle yeksan eden deprem fırtınası milletimize hepsinden daha büyük bir acıyı ne yazık ki yaşattı.” dedi.
Depremin, yaklaşık 500 kilometrelik çapa sahip bir alandaki 14 milyon insanı doğrudan etkilediğine dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Üstelik bu felaketle ağır kış şartlarının etkili olduğu bir günde karşı karşıya kaldık. Bir yandan depremin yıktığı altyapının ve yaşanan karmaşanın getirdiği zorluklar, diğer taraftan hava şartları bizi gerçekten zorladı.” diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, buna rağmen depremden sadece birkaç saat sonra bakanların deprem şehirlerine ulaşarak çalışmaları koordine etmeye başladığını, AK Parti Genel Merkezi ile TBMM Grubu’nun, tüm Merkez Yürütme Kurulu ve Merkez Karar Yönetim Kurulu üyeleriyle milletvekillerini illerde görevlendirerek sahadaki bu çalışmalara aynı gün dâhil olmalarını sağladıklarını belirtti.
Son tespitlere göre depremde yıkık, acil yıkılacak ve ağır hasarlı 203 bin 958 binada, 583 bin 628 bağımsız bölüm olduğunu kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, bunların yüzde 98’inin 2000 öncesi yapılan binalardan oluştuğunu, sadece yıkık durumdaki bina sayısının 31 binin, bağımsız bölüm sayısının 89 binin üzerinde olduğunu ifade etti.
“BAHANELERİN ARKASINA ASLA SIĞINMIYORUZ”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’deki tüm arama kurtarma ekiplerini, dünyadaki arama kurtarma ekiplerinin de çok önemli bir kısmını deprem bölgesinde topladıklarını anlatarak, şöyle devam etti: “Buna rağmen ancak 35 bin arama kurtarma görevlisine ulaşabildik. Bölgede görevlendirdiğimiz toplam kamu personelimizin sayısı 271 bin, iş makinası sayısı 15 bin, uçak sayısı 78, helikopter sayısı 115, gemi sayısı 38’dir. Diğer kurumlarımız gibi Türk Silahlı Kuvvetlerimiz de tüm imkânları, bölgedeki ve bölge dışından takviye olarak gelen on binlerce personeliyle bu çalışmalara katıldı. Ülkenin dört bir yanından intikal eden gönüllülerle neredeyse yarım milyon insan, depremzedelerimizin imdadına koştu. Normal şartlarda ideal bir arama kurtarma ekibi 80 kişiden oluşurken, bu sayının en küçük birimde bile 20 kişiden aşağı olmaması gerekiyor. Bir başka ifadeyle bölgeye gönderdiğimiz tüm arama kurtarma personeliyle ideal olarak 437 binaya, asgarisinden 1750 binaya aynı anda müdahale edebilecek kapasiteye ulaştık. Bu rakamlar, değil ülkemizde dünyanın tamamında etki alanı, yıkım gücü ve can kaybı itibarıyla böylesine geniş çaplı bir felakete aynı anda müdahale edebilecek sayıda profesyonel arama kurtarma ekibi bulmanın mümkün olmadığına işaret ediyor. Nitekim bu hakikati, ülkemize gelen yabancı ekipler ve uzmanlar da açıkça ifade ettiler. Tabii ki biz, ne bunların ne de başka bahanelerin arkasına asla sığınmıyoruz. Felaketin haberini alır almaz şartları sonuna kadar zorlayarak yapılabilecek her şeyi yapmanın gayreti içinde olduk.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu süreçte Olağanüstü Hâl Bölgesi, afet bölgesi ve mücbir sebep ilanlarını yaparak hukuki altyapıyı kurduklarını; AFAD’ın yanı sıra belediyeler, sivil toplum kuruluşları, polis, jandarma, asker, sağlıkçılar, öğretmenler, madenciler, ormancılar, karayolu çalışanları, din görevlileri, savcılar ve gönüllüleri, sahada ihtiyaç duyulacak herkesi seferber ettiklerini vurguladı.
Uluslararası yardım çağrısına cevaben bölgeye intikal eden dünyanın 90 farklı ülkesinden ekipleri de hızla devreye aldıklarını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Elbette buna rağmen kimi eksiklikler, aksaklıklar ve gecikmeler yaşanmıştır. Ama herkes şahittir ki var gücümüzle ve olabilecek en hızlı şekilde depremzede vatandaşlarımızın yardımına koştuk” dedi.
“BU MİLLET, İNŞALLAH VAKTİ GELİYOR, 14 MAYIS’TA GEREĞİNİ YAPACAK”
Bölgeyi görenlerin verilen mücadelenin ve gösterilen gayretin büyüklüğünü çok iyi bildiğini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, daha önce eşine benzerine rastlanmamış bu felaketin ilk anından itibaren yaşanan her şeyi takip ettiklerini, muhasebesini yaptıklarını belirtti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Sorulması gereken hesapları da adli, idari, siyasi olarak sormak boynumuzun borcudur. Öyle de davranıyoruz. Bugün yavru muhalefet çıkmış yargıyı bizim yönlendirdiğimizi, yargıya bizim adeta yön verdiğimizi... Ya ayıptır, Türkiye’de Erdoğan’ın bu konuda nasıl davrandığını Rabbim bilir, sen anlamazsın. Sen önce kendini düzelt. Şunu iyi bilin ki bu millet, inşallah vakti geliyor, 14 Mayıs’ta gereğini yapacaktır. Asla bu tür kurusıkı atanlara da prim vermeyecektir.” ifadelerini kullandı.
Birileri için oturdukları yerden atıp tutmanın, esip gürlemenin, frensiz bir şekilde konuşmanın, ağzına geleni söylemenin kolay olduğunu dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bunlar deprem bölgesine gidecek sadece konuşacak, sadece poz verip dönecek; sadece kameralar önünde yaşanan acıların istismarını yapacaktır. Çünkü bunların sırtında ülkenin yükü, milletin sorumluluğu, insanların vebali yoktur. Biz söylediğimiz her şeyi yapmakla, yaptığımız her şeyin hesabını vermekle mükellefiz. Pek çok konuyu aynı anda düşünmek, planlamak, uygulamak ve neticelendirmek mecburiyetindeyiz.” diye konuştu.
“HELALLİK İSTEMEK BİZİM ZAFİYETİMİZ DEĞİL, MİLLETİMİZLE ARAMIZDAKİ SAMİMİ MUHABBETİN İFADESİ”
Enkazları kaldıracaklarını, yaraları saracaklarını vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, yıkılanların yerine daha iyisiyle yenisini yapacaklarını, gönülleri alacaklarını, insanların önüne yeni bir gelecek, yeni bir hayat sereceklerini söyledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Eksikleri söylemek, helallik istemek bizim zafiyetimiz değil, milletimizle aramızdaki samimi muhabbetin ifadesidir. Milletimizle böyle bir gönül bağı olmayanlar adeta deprem turisti edasıyla bölgeden gelip geçenler, bu hasbi muhabbetin manasını kavrayamaz. Onun için, dikkat ederseniz deprem anından beri kifayetsiz muhterislerin hiçbirini muhatap almadık, cevap vermeye tenezzül etmedik. Şu anda biz can derdindeyiz, onlar ise mal derdinde. Aramızda böyle bir fark var. Tüm vaktimizi, enerjimizi, imkânımızı milletimizi bu büyük felaketin önce yıkıntılarının sonra yol açtığı sıkıntıların altından kurtarmak için kullandık, kullanıyoruz. Bunları yaparken söylenen her şeyi, takınılan her tutumu, oluşturulmak istenen her algıyı şimdilik, rahatsız oluyorlar gerçi ama söyleyeceğim, not ediyoruz. Vakti gelince bu notları açıklayacağız. Ama şimdi tek gündemimiz depremdir. Depremin yol açtığı acılardır, bunların telafisidir. Kulağımızı sadece milletimize veriyoruz, sözümüzü sadece milletimize söylüyoruz. Acımızı sadece milletimizle paylaşıyoruz. Vatandaşlarımızın tamamının mağduriyetini giderene kadar da başka gündemlerle kendimizi meşgul etmeyeceğiz. Adaylık kavgasından, bakanlık paylaşımından, koalisyon hesaplarından, birbirlerine laf yetiştirmekten, ülkenin ve milletin dertleriyle dertlenmeye fırsat bulmayanları kendi sığ dünyalarıyla baş başa bırakıyoruz. Bu zor günlerde bile iç hesaplaşmadan başlarını kaldırıp ülkenin gerçek gündemine dönmeyi beceremeyenleri milletimize havale ediyoruz.”
“6 ŞUBAT DEPREMİNİN İZLERİNİ KISA SÜREDE İNŞALLAH SİLECEĞİZ”
Depremde yıkılan ve ağır hasar alan şehirlerde arama kurtarma çalışmalarının bittiği her yerde enkaz kaldırma faaliyetlerine başladıklarının bilgisini veren Cumhurbaşkanı Erdoğan, son ziyaretinde binlerce iş makinesinin harıl harıl şehirleri enkazdan temizlediğini müşahede ettiklerini vurguladı.
Şehir merkezlerinde ticaretin devamı için geçici ticari alanlar da yaptıklarını söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şu ifadeleri kullandı: “Güncel tespitlere göre deprem bölgesinde 392 bin 350 konut ve 75 bin 681 köy evinden oluşan toplam 468 bin 31 hane inşa etmeyi planlıyoruz. Ey muhalefet biz dertliyiz, bizim derdimiz var. Ama dedim ya not ediyoruz. Bütün bu illeri bitireceğiz; bir yılımız var. Bu bir yıl içinde bunları tamamıyla inşa edeceğiz, ihyaca edeceğiz. Benim vatandaşım köy evinde hem evine yerleşecek, yanında ahırı olacak. Buralarda da işini gücünü yürütecek. Bütün bunların illere göre dağılımını da şu şekilde: Hatay’da 145 bin 650 konut ve 15 bin 224 köy evi, Kahramanmaraş’ta 83 bin konut ve 18 bin 681 köy evi, Malatya’da 62 bin konut ve 16 bin 714 köy evi, Adıyaman’da 43 bin 400 konut ve 11 bin 400 köy evi, Gaziantep’te 30 bin 150 konut ve 8 bin 162 köy evi, Osmaniye’de 11 bin 600 konut ve bin 598 köy evi, Diyarbakır’da 6 bin konut ve 634 köy evi, Elazığ’da 4 bin 500 konut ve 588 köy evi, Şanlıurfa’da 3 bin konut ve 700 köy evi, Adana’da bin 800 konut ve 293 köy evi, Kilis’te bin 250 konut ve bin 681 köy evi yapacağız. Etüt çalışmaları biten yerlerde hemen yeni yerleşim yerlerinin inşasına geçmiş bulunuyoruz. Durmak yok, yola devam ediyoruz. Birileri gibi fırsatçılığın peşinde değiliz. Mart ayının ilk günleri itibarıyla 21 bin 244 konutun inşası için bismillah deyip kazmayı vurmuş oluyoruz. Önümüzdeki 3 ay içinde bu rakamı 244 bin konuta ve 75 bin köy evine çıkartacağız. Hasar tespiti çalışmaları bittiğinde bu rakamlar daha da yükselebilecektir. Geçmişte birçok afette Van, Elazığ, Malatya, İzmir depremlerinde, Antalya ve Muğla yangınlarında Kastamonu, Sinop, Bartın Giresun sel afetlerinde, çukur eylemlerinde enkaza dönen il ve ilçelerimizde bunu yaptık. Biz yaparız. Biz laf üretmeyiz iş üretiriz. Bunu zaten yatıklarımızla ispat ettik. Her seferinde bize ‘yapamazsınız, başaramazsınız’ dediler ama vatandaşlarımıza verdiğimiz sözleri yerine getirdik. Şu anda benim vatandaşlarım artık buralarda oturuyor. İnsanımızın bize olan inanç ve güvenini asla boşa çıkarmadık. Şimdi de Allah’ın izni, sizlerin ve aziz milletimizin desteğiyle 6 Şubat depreminin izlerini kısa sürede inşallah sileceğiz.”
“GÜNDE 2,5 MİLYON KİŞİYE 3 ÖĞÜN SICAK YEMEK VERİLİYOR”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, deprem bölgesini oradaki vatandaşlarla birlikte dayanışma içerisinde ayağa kaldıracaklarını söyledi. İnşa ve ihya faaliyetlerinin yürütülmesinde önceliği bölgedeki firmalar ile vatandaşlara, gençlere vereceklerini aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, yeni yerleşim için belirlenen alanlarda mikro bölgeleme, jeolojik etüt, zemin etüdü gibi çalışmaların yürütüldüğünü belirtti.
Yeni yerleşimlerin zemin +3 veya 4 katı geçmeyen binalarda, 3 oda 1 salon evlerle kuracaklarını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Artık hiçbir şekilde yatay, bölgenin kültürüne uygun özgün mimariden taviz vermeyeceğiz. Yıkılan yerlerin zeminleri sıkıntılıysa, fay hattındaysa oralarda asla yapılaşma olmayacak. Zemini uygun yerlerde ise sadece düşük yoğunluklu, az katlı sağlam binalar inşa edilebilecek” diye konuştu.
Yeni yerleşim yerlerini eksiksiz yaşam alanları olarak tasarladıklarını vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, tarihî ve kültürel varlıkların korunması için de ayrı bir çalışma yürüttüklerini aktardı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, isteyen vatandaşların yeni konutlar bitene kadar çadır ve konteyner kentler ile misafirhane ve yurtlarda barınabileceklerini veya 3-5 bin lira arasında kira yardımı alabileceğini ifade etti.
AFET BÖLGESİNDEKİ YIKIK, YIKILACAK, AĞIR HASARLI, ORTA HASARLI BİNALARDAKİ ABONELERİN DEPREM ÖNCESİ ELEKTRİK VE DOĞALGAZ BORÇLARI SİLİNİYOR
Esnafı, küçük ve orta boy işletmeleri, istihdama büyük katkıda bulunan fabrikaları hızla ekonomiye kazandırmak için gereken tüm araçları devreye aldıklarının altını çizen Erdoğan, “Deprem sonrası şehirlerimizin hızla ayağa kalkabilmesini temin etmek için Afet Yeniden İmar Fonu kuruyoruz. Şeffaf bir yönetimle işleyecek bu fon afetler için uzun vadeli kaynak sağlayarak, bütçe üzerindeki yükü azaltacaktır” ifadelerini kullandı.
Deprem bölgesindeki yıkık, yıkılacak, ağır hasarlı, orta hasarlı tüm binalardaki abonelerin 6 Şubat tarihi itibarıyla geçmişe dönük tüm elektrik ve doğal gaz borçlarının silineceğini kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Depremin en yıkıcı etkilerinin görüldüğü Kahramanmaraş, Hatay, Adıyaman, Malatya illerinin tamamı ile Gaziantep’in İslahiye ve Nurdağı ilçelerindeki elektrik ve doğal gaz faturalarının tanzim ve tahsilini 3 ay süreyle erteliyoruz. Bilhassa Adıyamanlı vatandaşlarımızı yakından ilgilendiren sarmalık kıyılmış tütün üreten çiftçi kooperatiflerimizin satışındaki yüzde 55’lik özel tüketim vergisini yarıya indiriyoruz. Önümüzdeki günlerde ihtiyaca göre bu destekleri, tedbirleri, kaynakları daha da çoğaltarak depremzedelerimizin yaralarını sarmaya, bölgenin ihyasını kesintisiz sürdürmeye kararlıyız.” diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, afet riski ve acil durum yönetimi bakımından Türkiye’nin 20 yıl öncesi ile bugünkü fotoğrafı arasındaki farkın akıl ve vicdan sahibi herkes için gayet açık olduğuna işaret ederek şunları kaydetti: “Eğitimden sağlığa, güvenlikten adalete, ulaşımdan enerjiye, tarımdan sanayiye ve sosyal desteklere kadar her alanda ülkemize yaptığımız tüm hizmetler aynı zamanda bu günler için bir hazırlıktır. Türkiye’de bütünleşik afet yönetimi dediğimiz önceliği kriz yönetiminden risk yönetimine veren anlayışla AFAD başkanlığını 2009’da kuran biziz. Gerek AFAD gerek çok sayıda sivil toplum kuruluşumuzun, ülkemizde ve dünyadaki pek çok afette insani krizde gösterdiği başarılı çalışmayı yakından takip ettik. Deprem bölgesinde takdire şayan çalışmalar yürüten sivil yardım kuruluşlarına yapılan hakaretleri asla unutmadığımızı, ileride hesabını sormak üzere kayıtlarımızı aldığımızı özellikle belirtmek istiyorum.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, yapılan her işin önemine işaret ederek, ancak son depremler ışığında daha fazlasına ihtiyaç bulunduğunun bir gerçek olduğunu söyledi.
Hem felaket öncesi hazırlıkları hem de felaket sonrası ortaya çıkacak maddi, manevi mağduriyetleri vatandaş merkezli anlayışla yürütmeyi sağlayacak yeni vizyona ihtiyaç olduğunu anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ülkemizin deprem ve diğer tabii felaketlerle iç içe yaşadığı gerçeğini unutmadan, ‘Coğrafya kaderdir’ tespitini, körü körüne bir kabulleniş değil, daha güçlü bir mücadelenin çıkış noktası hâline getiriyoruz.” diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, ülkeyi ve milleti hayallerden, hedeflerden, çizilen yoldan alıkoyacak engellerin tamamını; ister tabii felaket, ister siyasi, ekonomik, sosyal risk olsun bir afet olarak görmek gerektiğini vurguladı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, devletin bekası ile birlikte vatandaşın bekasını da gözeten ve önceleyen yeni bir stratejik ortak akıl oluşturmak istediklerini dile getirdi.
“ŞEHİRLERİMİZİ DEPREME DİRENÇLİ YERLER HÂLİNE GETİRMEYİ PLANLIYORUZ”
Konunun, günlük siyasetle ve seçimle ilgisinin bulunmadığını, polemik malzemesi yapılmasına kesinlikle karşı olduklarını vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Ülkemizin deprem, sel, heyelan, kuraklık, maden kazası, orman yangını gibi başlıklardaki öncelikli ve potansiyel risk alanlarını belirliyoruz. Başka hiçbir ölçüye bakmaksızın kendi alanındaki yetkin bilim insanlarımızı, teknik kadrolarımızı, yabancı uzmanlarla destekleyecek bu çalışmaya inşallah cuma günü bir araya gelerek devam edeceğiz. Böylece Türkiye için bir ulusal bir risk kalkanı modeli oluşturmayı, şehirlerimizi depreme dirençli yerler hâline getirmeyi planlıyoruz. Bundan sonra yapılacak tüm çalışmalar da bu modelin tamamlayıcısı olarak tasarlanacak ve uygulanacaktır. Ön toplantısını cuma günü yapacağımız Türkiye Ulusal Risk Kalkanı Modeli çalışmasının koordinasyonunu, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanımız Murat Kurum Bey yönetecektir. Esasen bir süredir farklı alanlarda zaten devam ettirdiğimiz çalışmaları, bu modelle bütüncül bir yapıya kavuşturmuş olacağız. Hiç şüphesiz bu sürecin en önemli konu başlığını, şehirlerimizdeki depreme dayanıksız mesken stokunun hızla dönüştürülmesi teşkil edecektir”
EYT DÜZENLEMESİNE DESTEK VEREN SİYASİ PARTİLERE TEŞEKKÜR
Bir yandan acılar yaşanırken diğer taraftan ülkenin ve milletin beklediği çalışmaları sürdürmek durumunda olduklarını vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, dün Meclis Genel Kurulunda, ilk etapta 2 milyon 250 bin çalışanı, orta vadede bir o kadarını daha ilgilendiren emeklilikteki yaş düzenlemesinin görüşülerek kabul edildiğini anımsattı.
Böylece 8 Eylül 1999 öncesi sigorta girişi olanlar için emeklilikte yaş şartının kalktığına işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, milyonlarca kişiyi ilgilendiren kanunun hayırlı olmasını diledi, Cumhur İttifakı başta olmak üzere, TBMM’de grubu bulunan siyasi partilere, verdikleri destekten dolayı teşekkür etti.
Vergi dairelerine olan borçları yapılandıran kanun teklifinin de gündemin önemli konularından olduğuna dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, teklifin, adli ve idari para cezalarının yanı sıra 2 bin liranın altındaki vergi borçlarının silinmesini, öğrenci kredi ödemelerini, ehliyetlerdeki bazı ceza puanlarının kaldırılmasını da içerdiğini anlattı.
Haber Merkezi