Flaş Haber Yeni

CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu Burdur’da Konuştu

CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu Burdur’da Konuştu

Genel Başkan Kılıçdaroğlu, "Ülkemizi büyütmek için 4 ayaklı stratejiyi hayata geçirmek zorundayız." Dedi.

Burdur Belediyesi Sergi Ve Konferans Salonu’nda dün saat 15.00 -16.00 saatleri arasında ilimizdeki bazı sivil toplum örgütleri, siyasi parti başkan ve temsilcileri ile muhtarlarla bir araya geldi. Atatürk ve Şehitlerimiz bir dakikalık saygı duruşu, İstiklal Marşımızın okunması ile başlayan toplantının açılış konuşmasını CHP Burdur İl Başkanı İzzet Akbulut yaptı. CHP Burdur Milletvekili Mehmet Göker’in katıldığı toplantıda kısa bir sunuş konuşmasının bulunan Burdur Belediye Başkanı Ali Orkun Ercengiz’in konuşmasının ardından kürsüye çıkan Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu; ülkemizi büyültmek,   işsizlik, yoksulluk sanayici ve esnafın sorunlarını aşmak için 4 ayaklı bir stratejiyi hayata geçirmek zorunda olduklarını söyledi.  Birinci halkanın ‘herkesin can ve mal güvenliği olmak zorunda’  olarak açıklayan Kılıçdaroğlu, ikinci halkayı ‘Üreten Türkiye’, Üçüncü halkayı ‘Güçlü sosyal devlet’,  dördüncü halkanın ise ‘Sürdürebilirlik’ olması gerektiğini  söyledi. Açıkladığı 4 ayaklı stratejiyi konu başlıklarıyla da katılıcılara detaylı olarak anlatan Kılıçdaroğlu, Cumhurbaşkanının da tarafsız olmak zorunda olduğunu savundu. Kılıçdaroğlu başkanlığından gerçekleşen toplantı protokol konuşmalarının ardından basına kapalı olarak devam etti.

18 UYGULAMASI İÇİN GÖRÜŞTÜLER

Öte yandan toplantı öncesi bir araya gelen bazı vatandaşlar 18 uygulaması için CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ile görüştüler.

İŞTE CHP GENEL BAŞKANI KILIÇDAROĞLU’NUN KONUŞMASI’NDAN BAZI ÖNEMLİ BÖLÜMLER

Konuşmasına ‘Çok güzel ülkede yaşıyoruz’ diyerek başlayan CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu; “Ama ne hikmetse birbirimize farklı gözlerle bakmaya başladık. Neden? Bayrağımız bir, vatanımız bir. Beraber olmak, birlikte olmak varken, ülkeyi büyütmek varken, ülkeyi her bölgesinde Dünya’da saygın kılmak varken, neden kavgalar oluyor? Neden bu kadar yoksulluk var? neden herkes kafasının bir köşesinde kocaman bir soru işareti taşıyor?.Sevgili dostlarım; her birimizin tek tek sorumluluğu var!. Benimde sorumluluğum var. Ben farklı bir yerde değilim benim sorumluluğum sizden daha fazla. Ama sizinde sorumluluğunuz var. Bu ülkenin  sanayicisi, işçisi,  çiftçisi, tüccarı, emeklisi kim olursa olsun. Her birimizin sorumluluğu var. Şimdi ben size o onu söyledi. Bu bunu söyledi. O bunu yaptı, şu şunu yaptı. Bunu söylemeyeceğim. Bunu dost toplantısı, bunu ülkede yaşanan sorunları nasıl aşabiliriz? Düşüncesini hafızasını bir yerinde tutan ‘ Dost toplantısı’ olarak görüyorum. Yada dostların toplantısı olarak görüyorum. Böyle bakacağız. Böyle bakmak zorundayız. Çiftçi memnun değil, doğru. İşsizlik var doğru. Yoksulluk var doğru. Sanayici memnun değil doğru. Esnaf hiç memnun değil oda doğru. Hepsi doğru. Nasıl aşabiliriz? Ülkemizi nasıl büyütebiliriz? Nasıl saygın kılabiliriz? Bunun için ya biz nasıl strateji geliştirmeliyiz? Öyle bir strateji geliştirelim ki; farklı siyasi görüşler de olanlar dahi ya bu ya bu doğrudur diye bilsinler.  Sevgili dostlarım,  sevgili muhtarlar sivil toplum kuruluşlarının siyasi partilerin saygıdeğer temsilcileri dört ayaklı bir stratejiyi hayata geçirmek zorundayız.  Dört ayaklı bir strateji dört ayaklı bir halkayı iç içe geçirmek zorundayız. Nedir bu halkalar? Birinci halkımız şu olmak zorundadır.  Bu ülkede herkesin can ve mal güvenliği olmalıdır. Birinci halkamız herkesin can ve mal güvenliği olmalıdır.

Ne demek can ve mal güvenliği?  Can ve mal güvenliği demek hukukun üstünlüğü demektir: Can ve mal güvenliği demek yargı bağımsızlığı demektir.  Can ve mal güvenliği demek bir sorunla karşılaşan kişi sorununu özgürce dile getirmesine ortam hazırlamak demektir. Can ve mal güvenliği Özgür bir medya demektir.  Ben haksızlığa uğradığımda bağımsız bir yargıya başvurup hakkımı alabilmeliyim.  Haksızlığın sadece ben mi uğrayacağım sanayicide uğrayabilir esnaf da uğrayabilir,  muhtarda uğrayabilir.  İşsiz birisi de bir haksızlığa karşı karşıya kalabilir. Biz bunların tümüne ne diyoruz? Tümüne demokrasi diyoruz.  Demek ki stratejinin birinci ayağı vazgeçilmez olan demokrasi” diye konuştu.

İKİNCİ HALKA ÜRETEN TÜRKİYE

İkinci ayak üretim üzerinde konuşan Kılıçdaroğlu; “İkinci önemli halkamız üreten Türkiye. Türkiye üretmesi lazım. Her alanda üretmesi lazım.” Dedi.

ÜÇÜNCÜ HALKA  GÜÇLÜ BİR SOSYAL DEVLET

Ülkemizin kalkınması için üçüncü ayağı için ‘ Güçlü bir sosyal devlet kurmak zorundayız’ diyen Kılıçdaroğlu ; “Yani kimsenin aç ve açıkta kalmayacağı güçlü bir sosyal devleti inşaa etmek zorundayız. Biri yer, biri bakar kıyamet ondan kopar diyoruz. Sosyal devlet  ne demek? Sosyal devlet fakirin fukaranın yanında olan devlet demek. Türkçesi budur. Bir devlet sosyal devlet fakir fukaranın yanında değilse o zaten sosyal devlet demiyoruz. İşsizliğin, yoksulluğun, sefaletin olduğu yerde huzur olmaz arkadaşlar” sözlerine yer verdi.

DÖRDÜNCÜ HALKA ‘SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK’

Bunları yaptık Dünya değişiyor. Hızla değişiyor. Teknolojide değişim var. Demokrasi kalkanı sürekli değişiyor. Üretim sürekli değişiyor. Her şey sürekli değişiyor. İnsanoğlu tekerleği 1 milyon yılda bulmuş. 1 milyon yılın sonunda tekerleği icat etmiş. Şimdi her saniyede yüzlerce icat var. Siz bu kadar hızlı gelişen teknolojiyi bilimi bilmezseniz bir süre sonra tekrar geri kalırsınız. Osmanlının batışı sanayi devrimi kaçırmasından olmuştur.  Sanayi devrimini kaçırmışlar. Şimdi teknoloji devrimini kaçırırsak Türkiye çok daha ağır bir bedel ile karşı karşıya kalabilir. Biz bilgiyi ve teknolojiyi sürekli izlemek, sürekli demokrasi kalkanını geliştirmek, sürekli üretim zincirlerini gelişmeler göre yenilemek sosyal devleti sürekli büyütmek zorundayız. Buna da ‘Sürdürülebilirlik’ deniyor. Dördüncü ayakta bu” Sürdürülebilirliğin en önemli mihenk taşı ‘Devlette liyakattir’. İşi ehline vereceksin. İşi ehline verdiğin zaman bu olur”

Halil İbrahim Kara