ÇAVDIR'DA EĞİTİMDE ŞİDDET PROTESTO EDİLDİ!
Burdur Çavdır Eğitim Bir Sen, Eğitim-İş ve Türk Eğitim Sen sendikaları eğitimde şiddeti protesto etti.
Çavdır 15 Temmuz Parkı'nda toplanan sendika üyeleri, Eyüpsultan'da özel bir lisenin müdürünün yabancı uyruklu öğrenci tarafından silahla öldürülmesini protesto etti. Sendikalar tarafından yapılan ortak basın açıklamasında;“Eğitim camiası olarak hazin bir cinayet haberiyle sarsılmış bulunmaktayız. “İstanbul/Eyüpsultan’da eski bir öğrenci okul müdürü İbrahim Oktugan’a silahla saldırıda bulunmuş, ağır yaralı olarak hastaneye kaldırılan okul müdürü kurtarılamayarak vefat etmiştir. Meslektaşımıza Allah’tan rahmet, ailesine ve bütün eğitim camiamıza başsağlığı diliyoruz” denildi.
“YENİ BİR SALDIRI HABERİ ALMAKTAN KORKAR HALE GELDİK”
Sendika üyeleri, eğitim çalışanlarının güvenliğine yönelik endişelerini dile getirerek, son dönemde yaşanan şiddet olaylarına sert bir şekilde tepki gösterdi. İzmir/Ödemiş’ten Patnos’a, Iğdır’dan Kayseri’ye kadar birçok bölgede eğitim çalışanlarının hedef alındığı vahim olaylar hatırlatıldı. Ortak basın açıklamasında; “Eğitim çalışanları olarak, her yeni günde yeni bir saldırı haberi almaktan korkar hâle geldik. “Öğretmenler bugün maalesef kendilerine yönelik şiddet olayları ile anılır hâle gelmiştir. İzmir/Ödemiş’te öğrencinin pompalı tüfekle öldürdüğü Ayhan Kökmen’i, Iğdır’da Yücel Düzci öğretmenimizin saldırıya uğrayan öğrencilerini korurken, gözü dönmüş kişilerin şiddetine maruz kalmasını, Patnos’un Aktepe köyündeki Yatılı Bölge Okulu Müdürü Yusuf Vural’ın ve Kayseri/Melikgazi Kadı Burhanettin Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi Müdür Yardımcısı Gülhan Şaşmaz’ın bıçaklanmalarını unutmadık.
Acıları yüreklerimizi yakmaya devam ediyor. Yüreklerimiz, arkadaşlarımızın acıları ile kavrulurken, son birkaç ay içerisinde şu saldırılarla karşılaştık: Diyarbakır’da öğrencinin liseden atılmasından sorumlu tuttuğu okul müdürümüz Hüseyin Oruç bıçaklanıp yaralandı, İstanbul/Sarıyer’de Prof. Ali Kemal Yiğitoğlu Ortaokulu’nda bir öğretmenimiz öğrenci velisinin yumruklu saldırısına uğradı, İstanbul/Başakşehir’de Hacı Ali Osman Gül İlkokulu’na zorla girmeye kalkışan bir veli hamile bir öğretmenimizi darbetti. Görülüyor ki, eğitim çalışanlarına yönelik şiddet olayları münferit eylemler olmaktan çıkmış, maalesef yaygın bir toplumsal sorun hâline gelmiştir. Savaşlarda bile hedef alınmaması üzerine uluslararası anlaşmalar olan, dünyanın en güvenli mekanları olması gereken okullar, Türkiye’de şiddet sarmalının kucağına itilmiştir. Okulda şiddet olaylarındaki korkutucu tırmanışı engellemek için atılması gereken acil adımlar vardır: Özel ya da devlet okulu ayırmaksızın, tüm okulların güvenliği derhal sağlanmalıdır. Devleti yönetenler hem devlet okullarını güvenli hale getirmeli, kadrolu güvenlik personeli atamalı ve giriş kapılarına dedektörler koymalıdır. Özel okullarda da aynı güvenlik önlemlerinin alınması şart koşulmalı ve bu konuda sıkça denetim yapılmalıdır. Failler toplumun vicdanını rahatlatacak ve yeni olaylar açısından caydırıcı olacak şekilde cezalandırılmalı, bunun yasal altyapısı yoksa derhal oluşturulmalıdır.” ifadelerine yer verildi.
“Artık Yeter! Yaşamak İstiyoruz!”
Eğitimcilerin güvenliğinin sağlanması için gerekli yasal düzenlemelerin acilen yapılması gerektiğine vurgu yapılan ortak basın açıklamasında, eğitim çalışanlarının kendilerinin ve öğrencilerinin can güvenliği endişesiyle okula gitmek istemediği belirtildi. Devamında şunlar kaydedildi;”TBMM’de görev yapan milletvekillerimizin, uğradığımız saldırılardan duyduğumuz üzüntüyü görmesini, anlamasını ve sorunu çözmek üzere hareket geçmesini bekliyoruz. Eğitimciler olarak, çağrılarımıza artık sessiz kalınmamasını istiyor, gerekli yasal düzenlemelerin ivedilikle yapılması için TBMM’yi harekete geçmeye davet ediyoruz. Kendimizin ve öğrencilerimizin canından endişe ederek okula gitmek istemiyoruz. Can ağızda, kelle koltukta bir eğitim sistemini kabul etmiyoruz! Artık yeter! Yaşamak istiyoruz! Eğitim çalışanlarımıza yönelik şiddet aslında geleceğimize sıkılan kurşundur! Bu nedenle geleceğimizin karartılmasına müsaade etmeyeceğiz, şiddete müsamaha göstermeyeceğiz. Eğitimciler olarak şiddetle sonuna kadar mücadele edeceğiz.
Vandallara teslim olamayacak, bu vahşet olaylarının önüne geçilmesi için gerekli tedbirler alınana kadar konuyu gündemde tutmayı ve farkındalık oluşturmayı sürdüreceğiz. Eğitimcilerimizin can güvenliğinin sağlandığı çalışma ortamlarına kavuşması en büyük temennimizdir. Şuurlu nesiller yetiştirmek biz eğitimcilerin olduğu kadar ailelerin de en önemli görevidir. Buradan bir kez daha ailelerimize ve tüm topluma çağrıda bulunuyoruz:
Öğretmenlere verdiğimiz değer çocuklarımızın geleceğine yönelik verdiğimiz kıymettir. Bu bilinçle hareket etmek MİLLİ BİR ÖDEVDİR!”
Melisa Adınısever