BUTSO, Tarım Ve Hayvancılık Sektörünü Masaya Yatırdı
Burdur Ticaret ve Sanayi Odası (BUTSO) Başkanlığı Tarım ve Hayvancılık Sektöründeki sorunları ele almak maksadı ile sektör temsilcileri ile yemekli program tertip etti. Burdur Belediyesi’ne ait Serenler Otel’de saat 13.00- 15.30 saatleri arasında ‘Hayvancılık sektörünün sorunları ve hijyen’ konu başlıklı toplantıya Burdur Ticaret ve Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Yusuf Keyik, Meclis Başkanı Ömer Çeliker, yönetim kurulu üyeleri Hasan Ali Daldal, Hüseyin Yardım, Hakan Yoran, Oğuzhan Şimşek, İsmet Varol, Fahri Ongun, Osman Bütüner, Eski Kozluca Belediye Başkanı Şevket Aksöz, Burdur Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Kürşat Tuncel, tarım ve hayvancılık sektörü işletme sahibi ve temsilcileri ile kooperatif başkanları katıldı.
“YEM EN ÖNEMLİ SORUNLARDAN BİRİSİ”
Öğle yemeği ikramının ardından gerçekleşen toplantının açılış konuşmasını BUTSO Yönetim Kurulu Başkanı Yusuf Keyik yaptı. Hayvancılıkta olmazsa olmazlar arsasında ilk sırada bulunan yeme parmak bastı. “Hayvancılık Sektörü her geçen gün kan kaybeden, kan kaybettikçe de beslenmede dışa bağımlılığımızı arttıran, sonuç olarak ülkemizin geleceğini riske eden sosyal açıdan büyük etkilere sahip bir sektördür” sözlerine vurgu yaparak konuşmasına başlayan Başkan Keyik; “Hayvancılık sektörü dünyada stratejik bir öneme sahip olması sebebi ile tüm devletlerce desteklenmektedir. Artan nüfus karşısında, azalan hayvan sayısı, tarım alanlarının yetersizliği, sektördeki sorunların çözülememesi sektörün her zaman gündemde kalmasına sebep olmaktadır. Sektör; yapılmış ve yapılmakta olan tüm teşvik ve desteklere rağmen istenilen düzeye gelememiş, her geçen gün eskiyi aratır haldedir. Ne yazık ki Tarım Bakanlığının; sürdürülebilir 5 yıllık, 1 yıllık hatta 1 aylık hedef koyamaması sektörde büyük boşluk oluşturmaktadır. Dünya genelinde artan nüfus karşısında kaynakların yetersizliği, yakın zamanda gıda, su, ilaç ve tohum sektörlerinde bazı sorunların yaşanacağını şimdiden görmekteyiz. Üreticiler için yem üretimi en önemli sorunlardan biridir” dedi.
GİRDİ MALİYETLERİNE DİKKAT ÇEKTİ, ARTAN MALİYETLERE RAĞMEN SÜT FİYATININ YERİNDE SAYARAK ÜRETİCİNİN MAĞDUR OLDUĞUNUNUN ALTINI ÇİZDİ
Başkan Keyik konuşmasının devamında; “Girdi maliyetlerinin dövize endeksli olması yemin fiyatını kontrolsüz bir şekilde artırmaktadır. Girdi maliyetleri dövize endeksli artarken süt fiyatının aynı oranda artmaması üreticiyi mağdur etmektedir” sözlerini kaydetti.
MERALAR
Hayvan yetiştiriciliği için son derece önemli olan meralara da parmak basan BUTSO Yönetim Kurulu Başkanı Yusuf Keyik; “Mevcut meraları ve mera olarak kullanabileceğimiz alanları hayvan yetiştiriciliğine tahsis etmemiz gerekmektedir. Ayrıca hangi bölgelerde ne tür yem bitkileri yetiştirebileceğimiz belirlenmeli, yetiştiricilerimize eğitim ve gerekli destekler verilmelidir” dedi.
KURAKLIK SEBEBİ İLE İSTENİLEN VERİM ALINAMAMAKTADIR
Küresel iklim değişikliği sebebiyle yaşanan kuraklık ve etkileri üzerinde de söz eden Başkan Keyik; “Son zamanlarda baskısını daha şiddetli hissettiren kuraklık sebebi ile istenilen verim alınamamaktadır. Bu da üreticinin daha fazla yem tüketmesine, süt ve et maliyetinin artmasına, karlılığın azalmasına sebep olmaktadır” açıklamasında bulundu.
DÖVİZ KURUNUN ETKİLERİ
“Döviz kurunun kontrol altına alınamaması; ithalatta aleyhimize işlemektedir” diyen Başkan Keyik; “Her ithal edilen ürün, kendi üreticimizi baltalamaktadır. Üreticilerimiz ithal ürünler karşısında haksız rekabete sürüklenmiş, birçok üreticimiz zor duruma düşmüştür. Et ithalat söylentisi karkas ette fiyatı düşürürken, karkas etteki düşüş market fiyatlarına yansımamaktadır. Yani üretici her hâlükârda mağdur olmaktadır. Üreticinin korunması adına ülkemizde yetiştirebileceğimiz hiçbir ürün ithal edilmemelidir. Yurt dışında sığır et fiyatlarının düşük olması yerli üreticimiz üzerinde adeta baskı oluşturmaktadır. Oysa yabancı ülkelerde domuz etinin tüketilmesi, sığır etine olan talebi düşürmektedir. Genel olarak meralarımız küçükbaş hayvancılığına uygunken, halkımızın büyükbaş hayvan etine yönlendirilmesi de apayrı bir sorun olarak karşımıza çıkmaktadır” ifadelerine yer verdi.
“….AİLE İŞLETMELERİNİN DESTEKLENMESİ SOSYAL SORUMLULUK AÇISINDAN OLDUKÇA ÖNEMLİDİR”
Ülkemizde ve ilimizde hayvancılık sektörü önemli ölçüde küçük aile işletmeleri tarafından yapıldığına dikkat çeken Başkan Keyik; “ Aile işletmeleri kriz dönemlerinde daha fazla etkilenmektedir. Devlet olarak aile işletmelerinin desteklenmesi sosyal sorumluluk açısından oldukça önemlidir.Devletimiz; hayvancılık sektörüne önemli ölçüde desteklemeler vermektedir. Ancak sektör hakkında hiçbir bilgisi olmayan kişilere sağlanan bina, ekipman ve doğrudan alımının desteklenmesi yerine üretimin desteklenmesi yapılabilse üreticiler korunacak, üretimin artmasına vesile olacaktır” görüşlerini paylaştı.
“DAMDAN DÜŞENİN HALİNDEN DAMDAN DÜŞEN ANLAR” DEDİ. SÜT FİYATLARINI BELİRLEYEN KURUMLARINDA GÖREV ALANLARIN SÜT İNEKÇİLİĞİ YAPMASININ YERİNDE OLACAĞINI SÖYLEDİ.
Ülkemizdeki tarım ve hayvancılık sektöründeki gerçeklere de değinen Başkan Keyik; “Süt fiyatlarını belirleyen kurum ve kuruluşlarda görev alanların süt inekçiliği yapmaları yerinde olacaktır. Süt inekçiliği yapmayanların süt fiyatlarını belirlemelerine anlam veremiyorum. Damdan düşenin halinden ancak damdan düşen anlar derler.. Sonuç olarak; Süt fiyatı, yem fiyatına endekslenmeli, bir de kaliteye göre süt fiyatının belirlenmesi yerinde olacaktır” diye konuştu.
KÜÇÜK ÖLÇEKLİ İŞLETMELERİN DESTEKLENMESİNİ YİNELEDİ
Başkan Keyik konuşmasının devamında; “ İlimizde büyükbaş hayvan işletme sayısı küçük ölçekli işletme sayısı oldukça fazladır. Yukarıda da belirttiğimiz üzere sosyal sorumluluk anlayışı içerisinde küçük ölçekli işletmelerin daha çok desteklenmesinin faydalı olacağını düşünmekteyiz” dedi.
İŞTE BUTSO’NUN YAPTIKLARI
Burdur Ticaret ve Sanayi Odası Başkanlığı olarak yapılan girişimleri tek tek sıralayan Başkan Keyik; “12 Kasım 2012 tarih ve 2012-4758 sayılı yazımız ile BAKA –Batı Akdeniz Kalkınma Ajansına “Hayvancılığın modernize olması, verimliliğin artırılması ve Rekabet edilebilirliğin güçlendirilmesi” konusunda gerekli girişimlerde bulunduk. 07 Ocak 2013 tarih ve 2013- 90 sayılı yazımız ile gerek Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı ve gerekse TOBB’ a yazdığımız yazılar ile 2013 yılı itibari ile yumurtaların soğuk hava deposunda muhafaza edileceğine dair hüküm gereğince üyelerimizin taleplerini ilgili makamlara ileterek çözüm istedik. 23 Şubat 2018 tarihinde Burdur Şeker Fabrikasının özelleştirilmesi sürecinde fabrikanın yerli işletmeciler tarafından satın alınarak işletilmesi konusunda bir konsorsiyum oluşturduk. Burdur’da olmaz dediğimiz konsorsiyum ile Burdur Şeker Fabrikasının ihalesine katıldık. 22 Ağustos 2019 tarihinde sektör yetkilileri ile bir çalıştay tertip ederek Tarım ve Hayvancılık Sektörü ile ilgili sorunları ve çözüm önerilerini belirledik. Bu sorun ve çözüm önerilerini başta TOBB, Milletvekillerimiz ve ilgili Bakanlıklar ile paylaştık. Ayrıca 365 Oda ve Borsaya bu çalışmamızı göndermek sureti ile lobi oluşturulmasına katkı sağladık . Bu raporda; Süt ve Besi Sığırcılığı, Küçükbaş Hayvancılık, Süt piyasası ve Süt Tozu Fabrikaları, Pilot Bölge seçimi ve Uygun Irkların belirlenmesi, Sperm Bankası kurulması, Hayvan Hastalıkları ve ölümler konusundaki görüşlerimiz, Hayvan Islahı Komisyonlarının kurulması, Meraların ıslahı, Kaba Yem ve Hayvan Yemi ikamesi hakkındaki düşüncelerimiz, TMO Stok fazlası ürünlerin iç piyasada değerlendirilmesi, Buzağı Gün aralığı desteklenmesi gerektiği, Hayvancılığı Geliştirme ve Destekleme Fonunun oluşturulması, Müstahsil Makbuzu ile satışlarda teşvik primi verilmesi, Entegre Hayvancılık özendirilirken; Aile işletmenin korunması, Kurdaki dalgalanmaların sektöre etkileri, Teşvik Primlerinin her yılın ocak ayında açıklanması ve Teşvik ve desteklerin hayvan ve ürün verimliliğine göre verilmesi gerektiği, Sektöre uygun kredi verilmesini istedik. 03 Nisan 2020 Tarihinde KGF Genel Müdürlüğüne yazdığımız yazı ile KGF – Kredi Garanti Fonunun Hayvancılık sektörüne kefalet vermesini istedik. Yukarıda belirttiğimiz konular başta olmak üzere birçok konudaki sorunlarımızı ilgili kurum ve kuruluşlara ileterek çözüm aradık” açıklamasında bulundu.
SÜT ÜRETİMİNDE HİJYEN
Bir araya gelmelerinin diğer sebebinin süt üretimindeki hijyen olduğunu sözlerine ekleyen Başkan Keyik; “Bildiğiniz birkaç şeyi sizlerle paylaşmak istiyorum .Süt meme salgı bezleri genelde mikropsuzdur. Mikropla bulaşma sağım sırasında veya sağımdan sonra meydana gelmektedir. Sütün bakterilerle bulaşmasını önlemek mümkün değildir. Ancak sağım sırasında, sağım hijyen kurallarına uyulursa bakteri sayısını 20.000 adet/mili litre değerinde tutulması mümkündür. Avrupa Birliği Süt Hijyeni yönetmeliğine göre 1 mili litre sütte bakteri sayısı 100.000’den yüksek olmamalıdır. Sütün kalitesini bozan unsurlardan biri de kalıntı maddeleridir. Bunların büyük bölümü antibiyotikler ve dezenfektanlardan kaynaklanmaktadır. Özellikle antibiyotik kalıntısı oldukça önemlidir. Antibiyotik kalıntısı içeren 3 kg sütün karışması halinde 300 tondan fazla süt bozulmaktadır. Dezenfektan kalıntı maddeleri ise sağım makineleri ve alet ekipmanları ile sağım alanında aşrı doz kullanılması sonucu meydana gelmektedir. Sütle temas edecek sağım, toplama ve nakil için gerekli kaplar, taşıyıcılar, tanker gibi alet ve ekipmanlar düzgün, kolay temizlenebilen, dezenfekte edilebilen, aşınmaya dirençli ve insan sağlığı açısından tehlike oluşturmayacak veya sütün özelliklerine olumsuz etkilemeyecek malzemelerden yapılmış olması gerekmektedir. Bu sebeple hijyen süt ve verimlilik açısından oldukça önemlidir. Süt hijyeni konusunda sizleri bilgilendirmek üzere Odamız üyelerinden Mustafa Kuzu’yu buraya davet ettik. Söyleyecekleri sektör açısından oldukça önemli olduğuna inanıyoruz” dedi.
MUSTAFA KUZU SUNUM YAPTI
Programın devamında Burdurlu iş adamı Mustafa Kuzu, sterilizasyon ve otomasyon teknolojilerini bir araya getirerek dünyada bir ilk olan süt toplama ekipmanlarının ‘kimyasalsız’ sterilizasyon işlemini gerçekleştiren patentli, özel tasarım cihazlar hakkında detaylı bir sunum yaptı.
Halil İbrahim Kara