MAKÜ, “BURDUR’A DEĞER KATAN ŞAHSİYETLER” SEMPOZYUMUNA HAZIRLANIYOR

Burdur Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi, şehrin tarihi ve kültürel mirasını ön plana çıkarmayı ve şehrin yetiştirdiği önemli şahsiyetleri tanıtmayı hedefleyen “Burdur’a Değer Katan Şahsiyetler” sempozyumu düzenleyecek. 23-26 Mayıs 2024 tarihleri arasında gerçekleştirilmesi planlanan sempozyumun tanıtımı dün saat 11.00’da MAKÜ Avşarhan VİP Salonu’nda yapıldı. Burdur Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Hüseyin Dalgar’ın başkanlığında gerçekleşen toplantıda sempozyun hakkında bilgiler aktarıldı. 
Türkiye’den ve üniversitemizden bilim insanları “Burdur’a Değer Katan Şahsiyetler” teması altında, şehrin yetiştirdiği ilim ve sanat insanları, siyasetçiler ve diğer önemli kişiliklerin katkılarını ele alacaklar. 
Sempozyum, şehrin geçmişten günümüze kadar olan sosyal ve kültürel gelişimine ışık tutacak ve Burdur'un tarihsel önemini vurgulayacak bir platform sunacak bu etkinlik, aynı zamanda yerel ve ulusal basında Burdur'un kültürel mirasının tanıtımına katkı sağlayarak şehrin tanınırlığını artırmış olacak.
MAKÜ Rektörü Prof. Dr. Hüseyin Dalgar; “Bir üniversite biliyorsunuz evrensel bilgiden toplumsal katkıya söylemi ile başladığımız bir dönem söz konusu. Toplumsal katkıyı öne çıkaran üniversitelerin bulunduğu noktadan, üniversite bünyesinde bulunan tüm akademisyenlerin, bilim insanlarının kendi uzmanlık alanı doğrultusunda bir toplumsal katkı üretebilmelerini öne çıkaran bir yönetim anlayışı ile çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Bu çerçevede çok sayıda düzenleme, destek politikasını hayata geçirdik. İnşallah meyvelerini almaya başlayacağımız bir stratejik yönetim sürecini işletiyoruz. Burada da gerek tarih bölümü, gerek ilahiyat bölümü olsun, gerek mühendislik, gerek veterinerlik hiç fark etmek her akademik birimin kendi uzmanlık çerçevesinde içinde bulunduğu topluma katkı üretmesini, toplumun meselelerine çözümler üretmesini önemsediğimiz bir kez da vurgulamak istiyoruz. ‘Biz ilim bilim içindir.’ sözünün artık günümüzde geçerli olmadığını, Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi olarak ‘Bilim toplum içindir.’, ‘Bilim insanlık için yapılır.’ sözünün daha anlamlı olduğuna inanıyoruz.” dedi. 
Bu yönü ile yürütmekte olduğumuz çok sayıda çalışma projeyi sizlerle zaman zaman paylaşıyoruz. Haberler yolu ile sizlerin aracılığı ile içinde bulunduğumuz topluma duyuruyoruz. Mesela hazırlıklarını bitirdik. Yakın zamanda duyurusuna çıkacağımız Türkiye geneli tüm üniversitelerde üniversite öğrencileri arasında ‘Ödüllü Toplumsal Katkı Yarışması’ düzenleyeceğiz.” diye konuştu. 
Devletin milletin katkıları ile yıllardır bilimsel araştırmalar yapıldığının altını çizen Rektör Daldar; “Devlet bizi unvan sahibi yapıyor. Bize kaynak aktarıyor, laboratuvarlar kuruyor, araştırmalar yapıyoruz.  Bu araştırmaların sonunda da bir uluslar arası makale yazıyoruz. Bu makaleyi yayınladıktan sonra da çalışmayı burada bırakıyoruz. Bu uluslar arası makaleler aslında niteliği itibari ile önemli faydalı bilgi, patent söz konusu. Biz bunları ticarileştiremediğimiz için,  toplumsal katkıya dönüştüremediğimiz için ülke olarak yurt dışına ithal etmeye devam ediyoruz. TÜBİTAK’ın bu güne kadar 35 bin projeye destek verdiğini biliyoruz. belki daha fazla. Ama bu projelerde memleketin bir çok sorununun çözüldüğü gibi bir çok projede toplumsal katkıya dönüştürülemiyor. Biz akademik buluşu, çalışmayı toplumsal katkıya dönüştürmek istiyoruz. Bu anlayış içerisinde tarih bölümü hocalarımızla aynı zamanda Burdur’un da tarihini gözlemleyen uzmanlar vat tarih bölümümüzde. Hocalarımızla konuştuğumuzda ‘Burdur’a değer katan şahsiyetler’ isimli bir sempozyum düzenleyelim. Burdur’un hafızasında, geçmişinde unutulmuş, unutulmaya yüz tutmuş, Burdur’a değer katmış, bilim insanları, sanatkarlar, siyasetçiler, belki bürokratlar, belki gazeteciler, belki yazarlar, her kim var ise bunları bir kayda alalım. Bir kaydı olsun. Bu insanların ürettiği değerlerin toplum tarafından da bilinsin istiyoruz. Bu çerçevede Burdur’a Değer Katan Şahsiyetler” temalı sempozyumumuzu 23-26 Mayıs 2024 tarihlerinde üniversitemizde gerçekleştirmek istiyoruz. 
Halil İbrahim Kara – Mine Kaya