Flaş Haber Yeni

BURDURLULAR “TÜRKİYE AŞKINA” CUMHURİYET MEYDANINI DOLDURDU

BURDURLULAR “TÜRKİYE AŞKINA” CUMHURİYET MEYDANINI DOLDURDU

Aziz milletimizin ve kahraman güvenlik güçlerimizin hain darbe girişimi karşısında gösterdiği onurlu duruşun ve demokrasi zaferinin 6. Yıl dönümü sebebiyle tüm yurtta olduğu gibi ilimizde de 15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günü’nde Burdur Cumhuriyet Meydanında program gerçekleştirildi.  Burdur Valiliği tarafından düzenlenen programda Burdur Cumhuriyet Meydanını dolduran 7’den 70’e Burdurlular 15 Temmuz 2016 tarihinde hain darbe girişimi yapan FETÖ ile sürekli mücadele yapacaklarını,  Millî Birlik ve beraberliğimizi asla bozamayacaklarını bir kez daha ortaya koydular.

15 Temmuz 2022 Cuma günü saat 18.30’da Burdur Cumhuriyet Meydanına kurulan büyük led ekrandan İstanbul Saraçhane Meydan’ında düzenlenen 15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günü Anma programında Türk Ulusuna seslenen Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin hitapları izletildi.

Burdur Valiliği tarafından hazırlanan 15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günü Anma Programı Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk ve tüm şehitlerimiz için 1 dakikalık saygı duruşu ve İstiklal Marşımızın okunması ile başladı.  Burdur Ulu Camii Müezzin Kayyımı Hafız Celalettin Sevimli’nin Kur’an-ı Kerim tilavetinin ardından Burdur İl Müftüsü Enver Türkmen dua yaptırdı.

Burdur Valisi Ali Arslantaş, Ak Parti Burdur Milletvekili Bayram Özçelik,  Garnizon Komutanı P. Komd. Alb. Yavuz Çankaya, Cumhuriyet Başsavcısı Osman Kara, MAKÜ Rektörü Prof. Dr. Adem Korkmaz, Vali Yardımcısı Ahmet Mailoğlu, İl Jandarma Komutanı J. Alb. Mustafa Güder, İl Emniyet Müdürü Ümit Bitirik, İl Genel Meclisi Başkanı Murat Akbıyık, Burdur Ticaret ve Sanayi Odası Başkan Vekili Hasan Ali Daldal, Başkan Yardımcısı Hüseyin Yardım, Muharip Gaziler Derneği Başkanı Hasan Okyar,  siyasi parti, sivil toplum örgütleri başkan ve temsilcileri ile şehit aileleri ve gazilerin de katıldığı program Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği Anadolu Lisesi öğrencisi Yiğit Kırçık’ın “15 Temmuz Marşı” isimli şiirini okuması ile devam etti.

İlimiz Aziziye Köyü’nden Havvana Koçak’ın kendi yazdığı şiirini okuduğu programda Burdur Valisi Ali Arslantaş,  Ak Parti Burdur Milletvekili Bayram Özçelik, Burdur Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Adem Korkmaz, Adalet ve Kalkınma Partisi İl Başkanı Volkan Mengi, Milliyetçi Hareket Partisi İl Başkanı Hikmet Ökte ve 15 Temmuz Şehidimiz Akif Altay’ın oğlu Niyazi Altay günün anlam ve önemini belirten konuşmada bulundular.

ALTAY “BU MİLLET İSTİKLALSİZ YAŞAMAMIŞTIR, YAŞAYAMAZ VE YAŞAMAYACAKTIR.” 

15 Temmuz 2016’da gerçekleşen hain FETÖ darbe girişiminde Ankara Gölbaşı’nda Özel Harekât Daire Başkanlığı’nda ağır yaralanıp şehadet şerbetini içen aziz Şehidimiz Akif Altay’ın oğlu Niyazi Altay yaptığı konuşmasında; “15 Temmuz gecesi ülkemizi, milletimizi, demokrasimizi, Cumhuriyetimizi, en önemlisi aydınlık geleceğimizi yok etmek isteyen vatan hainleri harekete geçmiş, milletin silahlarını yine bu aziz ve fedakâr millete doğrultarak kanlı bir darbe girişiminde bulunmuşlardı. Ancak kahramanlarımız buy darbe girişimlerini sokakları, meydanları doldurarak, ölümü göze alarak karşı tarafı başarısızlığa uğratmıştır. Çünkü biz biliyoruz ki; ayakta ölmek, diz üstü yaşamaktan onurludur. Ulu önder Mustafa Kemal Atatürk’ün de dediği gibi Türk halkı yüz yıllardan beri bağımsız yaşamış, bu bağımsızlığın yegâne koşulu olarak kabul etmiş cesur insanların torunudur. Bu millet İstiklalsiz yaşamamıştır. Yaşayamaz ve yaşamayacaktır.” Dedi.

ÖKTE: “TÜRK MİLLETİNİN HEDEFTE OLMASI, KUTLU VARLIĞININ ÜZERİNDE OYUNLAR OYNANMASI TESADÜFE VERİLMEMELİDİR”

Milliyetçi Hareket Partisi Burdur İl Başkanı Hikmet Ökte yaptığı konuşmasında; “Yakın tarihimizin belki de tüm zamanların en kararlı bu 15 Temmuz gününün 6. Yıl dönümü münasebetiyle Cumhuriyet Meydanı’nda toplanmış bulunuyoruz. Konuşmamın hemen başında muhterem heyetimizi, ekranları başında bizleri dinleyen aziz hemşerilerimizi hürmet ve muhabbetle selamlıyorum. 15 Temmuz FETÖ hain saldırısında korkusuzca direnen kanlarının son damlasına kadar mücadele ederek destan destan büyüyen aziz şehitlerimize Allah’tan rahmet ve niyaz ediyorum. O zulmet dolu gecede fedakârca kahramanca ardını önünü düşünmeden işgalcilerin karşısına dikilen gazilerimize, büyük Türk milletine şükran ve saygılarımı sunuyorum. Sayın valim hiç şüphe yok ki; Türk milleti tarih boyunca nice badire ve belaları alt etmeyi, üstesinden gelmeyi başarmıştır. Bundan hepimiz gurur duymaktayız. Var olmanın bir bedeli vardır. Üzerinde yaşadığımız çetin ve zorlu coğrafyada yaşamanın herhalde zorlu sonuçları olacaktır. Nitekim bu zamana kadar da olmuştur. Türk milletinin hedefte olması, kutlu varlığının üzerinde oyunlar oynanması tesadüfe verilmemelidir” sözlerine yer verdi.

MENGİ; “PAROLAMIZ HER ZAMAN HER YERDE;  ÖLMEK VAR DA BAŞ EĞMEK YOK NAMERDE.”

Adalet ve Kalkınma Partisi Burdur İl Başkanı Volkan Mengi yaptığı konuşmasında; “Tam 6 yıl önce karanlık bir gece habersizce milletimizin üzerine çökmüştü. Bütün hainlerin ve Türk Milleti düşmanlarının vücut bulmuş hain FETÖ terör örgütüyle bu asil milleti tarihten tamamen silmek istemişlerdir. Geçmişte tabi bu asil millete 10 yılda bir darbe yapmak vardı. O güçsüz olduğumuz olağanüstü dönemlerde maalesef lidersizdik ama Allah’a hamt olsun 15 Temmuz günü liderimiz vardı.  Liderimiz var, o da Recep Tayyip Erdoğan. Cumhur reisimiz 15 Temmuz gecesinin en karanlık noktasında çıkıp bu aziz millete şöyle seslenmişti, ‘Halkın gücü üstünde bir güç ben bu güne kadar tanımadım. Milletimizi meydanlara ve havalimanlarına ölümüne bir mücadeleye davet ediyorum.’ diyerek milletimizin darbe heveslilerinin tepesine binmesine ve bir daha bu işlerin olmaması için kanlarıyla mücadele etmesine vesile olmuştur. Bu aziz millet 2002’den bu yana seçilmiş hükümetin partisini kapatarak devirmeye çalışanlara, 2007de e -muhtıralarına, gezi olaylarına, 17-25 Aralık yargı operasyonlarına karşı hep demokrasiden ve milli iraden yana oldu. 15 Temmuz günü final yapmak isteyen şer odaklarının maşası FETÖ terör örgütünün karşısında da milletimiz yine milli irade kararlılığından asla taviz vermedi ve 252 şehit binlerce gazi verdi. Çok kıymetli hemşehrilerim dar zamanda düşmanların altına at olanlar safımıza gelmesin.  Garibanın fukaranın sırtına bit olanlar safımıza gelmesin. Parolamız her zaman her yerde. Ölmek var da baş eğmek yok namerde” dedi.

KORKMAZ: “TÜRK MİLLETİ BU DESTANLARI YAZMAYA ALIŞIK BİR MİLLET.”

Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Adem Korkmaz konuşmasında: “15 Temmuz biz her yıl burada bu geceyi bu günü hatırlıyoruz. Yâd ediyoruz. Çocuklarımıza aktarmak istiyoruz. Tarih sahneleri bize bir şeyler anlatıyor. Hep böyle olmuştur. 18 Mart Çanakkale Zaferi, 15 Mayıs İzmir’in işgali, 16 Mayıs Mustafa Kemal’in Samsun’a hareket etmesi, 19 Mayıs Samsun’a çıkması, 25 Mayıs havzaya geçmesi, 28 Mayıs havza tamimi genelgesini yayınlaması ve ülkenin her bir noktasına İzmir’in işgalini protesto etmek ve vatanın kurtuluşu için İstanbul Hükümeti nezdinde baskılar oluşturmak üzere bildirilerde bulunması, çünkü İzmir işgal edilmiş, arkasından Manisa işgal edilmiş ve Mustafa Kemal 16 Mayıs 1919 günü Osmanlı Hükümeti’nin yetkisi ve görevlendirmesi ile 9. Ordu Müfettişi olarak Anadolu’ya geçiyor, havzada başlayan o çağrı ile Anadolu hareketini başlatıyor. Tabi tarihler böyle basit bir gün takvimde bir gün olarak bakarsak bunların anlamları bizim için belki bir şey ifade etmeyebilir. Ama geri dönüp baktığımızda 15 Temmuz’da bir yaz sıcağının akşamında sıradan alelade bir gün yine o gün o gece saat 24.00’da birisi çıkıyor ve milletine çağrıda bulunuyor. Meydanlara inin diye.  Bunun üzerine Türk milleti meydanlara iniyor ve yine bir kurtuluş savaşı destanını yazıyor. Türk milleti bu destanları yazmaya alışık bir millet” diye konuştu.  Rektör Korkmaz konuşmasının devamında; “Tarihte defalarca bu destanlarını yazmış ve tarihe izini bırakmış bir millet yine 15 Temmuzda benzer bir tarihi sayfalarında altın harflerle yazmış bir millet.” Sözlerinin altını çizdi.

ÖZÇELİK; “15 TEMMUZDA EVİNDE RAHAT OTURMAKTANSA ÜLKESİ İÇİN ÖLMEYİ TERCİH EDEN BİR MİLLETİN DESTANIDIR 15 TEMMUZ.”

Adalet ve Kalkınma Partisi Burdur Milletvekili Bayram Özçelik 15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günü programında Burdur Cumhuriyet Meydanında yaptığı konuşmasında; “15 Temmuz darbe girişiminin 6. Yılında Türkiye’nin benzer ihanetlere uğramaması için başta FETÖ olmak üzere tüm terör örgütleri her türlü fitne ve fesat odaklarına karşı teyakkuz halinde olmayı sürdürmeliyiz. Hain darbe girişiminin üzerinden 6 yıl geçti. Demokrasiye özgürlüğe ve bağımsızlığa olan güveniyle bilinen aziz Türk Milletim bir kez daha tüm Dünyaya bu özelliklerini gösterdi. FETÖ terör örgütü tarafından gerçekleştirilen hain darbe girişimi gecesinden 252 şehidimiz 2 bin 196 gazimiz oldu. Bugün bir taraftan 252 şehidimizi vatan evladımızı bir gecede kaybetmenin hüznünü tekrar yaşarken, diğer taraftan da dünyada eşine az rastlanır bir direnişe şahit olmanın gururunu yeniden yaşıyoruz. Hüzün ve gururun aynı anda yaşandığı bu günde ifade etmemiz gerekir ki hiçbir zafer altın tepside sunulmaz. Tarihimiz boyunca kazandığımız her zaferin ardında bir fedakârlık vardır. Milli duygularımızın tavan yaptığı bir kez daha bütün dünyaya vatanımız ve bayrağımız için neleri yapabileceğimizi gösterdiğimiz bir süreçti 15 temmuz. Darbeye karşı verdiğmiz mücadelede bir kez daha gösterdik ki söz konusu vatansa gerisi teferruattır. 15 temmuzda evinde rahat oturmaktansa ülkesi için ölmeyi tercih eden bir milletin destanıdır 15 temmuz” sözlerine vurgu yaptı.

VALİ ARSLANTAŞ: “ALLAH BİZE BİR KEZ DAHA BÖYLE BÜYÜK İMTİHANLAR YAŞATMASIN. ALLAH TÜRK’Ü KORUSUN VE YÜCELTSİN”

Vali Arslantaş 15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günü Anı Defterini imzalamasının ardından günün anlam ve önemini belirten yaptığı konuşmada, “Bir sabah uyanırsınız bildiğiniz dünya değişmiştir.16 Temmuz seherinde şafak sökerken, ülke olarak tarihte benzerine rastlanılmamış bir güne uyandık. Suret-i haktan görünerek yıllar yılı aziz milletimizin dini hassasiyetini kendi menfi amaçları doğrultusunda kullanan FETÖ, idraklerin anlamakta zorlandığı bir cüretle, ordumuzun silahıyla milletimizi yok etme teşebbüsünde bulundu. Darbe planlarının açığa çıkacağını anlayarak tankları akşamın erken saatlerinde sokaklarda yürütmeye başladıklarında, hesap edemedikleri husus, göğsü imanla dolu Anadolu insanının atalarından tevarüs eden kahramanlık damarının diri olduğu ve ölüm kusan tankların önüne hiç düşünmeden kendini atacak kahramanlık ateşinin sinelerde alaz alaz yandığıydı. Emperyal ağa babalarının teşviki ve tazyikiyle, giriştikleri örtülü işgal planında, Mete Han’dan beri ordu millet olarak bilinen Türk ırkının damarlarında dolaşan ateşin savaşçı kanını dikkate almamışlardı.    Malın alacası dışına insanın alacası içene derler. Gizli ajandalarında başka hesapları olan darbecilerin bilmedikleri, Dücane Cündioğlu’nun ifadesiyle “şaşakaldıkları” şey, Türk’ün sinesinde cenk kokusu alır almaz çarpmaya başlayan aslan yüreklerdi. Damarlarda dolaşan kurt kanı tutuşunca, nasıl Malazgirt Ovası Türk yuvası olduysa, nasıl Varna’da haçlılar Türk’ün gücüne boyun eğdiyse, elinde süngüsünden başka silahı olmayan Mehmet nasıl Çanakkale’yi küffara dar ettiyse, 15 Temmuz gününün şehitleri de kendi destanlarını öz kanlarıyla yazmışlardır. Türk ulusunun, şartlar ne olursa olsun boyunduruk altına girmeyeceği bir kez daha kamu cihana ispat edilmiştir. Hiç bitmeyecek bu destanda en kutsi mertebe, vatanın dört bucağında bu menfur kalkışmaya, bu “hayasızca akına” karşı bir an tereddüt etmeksizin göğsünü siper eden, aralarında hemşerimiz Şehit Akif Altay’ın da bulunduğu 252 şehidimize aittir. 2196 vatan sevdalısı da o gece gazilik onuruyla şereflenmiştir. Aziz milletimiz, benzerlerini ancak savaş filmi sahnelerinde görebileceğiniz hadiselerin gerçek hayatta yaşandığı 15 Temmuz gecesinde, emsaline filmlerde dahi rastlanılamayacak bir şecaat göstermiştir. Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın çağrısı üzerine, abdestini alıp meydanlara akın eden yurttaşlarımız, “Ölürse şehit, dönerse gazi” olma iştiyakıyla canını istiklal mezatında satılığa çıkarmıştır. O gece endişemiz asla ölmek değildi, Allah şahittir ki tek endişemiz abdestsiz ölmekti. Bakara 249. Ayette buyrulduğu üzere “Nice az topluluklar, Allah’ın izni ile nice kalabalık topluluklara galip gelmiştir.” hükmüne iman etmiş koç yiğitler, şehadet makamında okunan salaların çağrısına uymuşlardır. O aslanlar ki Akif’in ifadesiyle göklerin ölüm indirdiğini, yerin ölü püskürttüğünü görürken, bir an tereddüt göstermemiş, helikopterlerden üzerlerine yağdırılan mermilere bir lahza aldırış etmemiş, 57. Alayın ölüm emredilmiş neferleri misali bir adım geri adım atmamış, dillerinde dua, kalplerinde sekine ile sabit kadem durmuşlar ve devletin bekasını candan aziz tutmuşlardır. Savaş uçaklarınca bombalanırken Allah’ın inayet ve keremiyle hiç kimsenin zarar görmediği Gazi Meclisimizde şehadeti bekleyenlerden tutun da Korgeneral Zekai Aksakallı’nın “Bunun sonunda şehadet var. Hakkını helâl et” emrine “Baş üstüne komutanım, hakkım helâl olsun” cevabını verip mutlak ölümü kahramanlara mahsus vakar ve dirayetle karşılayan yiğitler yiğidi Ömer Halisdemir’e kadar, bu milletin yüreği vatan aşkıyla dolu her ferdi, tabl-ı cenk misali davudi sedalarla vatan söz konusu olduğunda gerisinin teferruat olduğunu gök kubbeyi çatlatırcasına haykırmıştır. Dünya haritası çizimleri kültürel hegemonyalarını başka ülkelere dikte etmek isteyen küresel oyuncular tarafından özel olarak tasarlanır. Hangi güç odağının elinden çıkarsa çıksın arz modellemelerinde jeopolitik açıdan göze çarpan en muteber alan Anadolu lokasyonudur. “Bu topraklarda kan tarihle yaşıt” denilmesinin başat sebebi de stratejik olarak yer kürede eşi menendi bulunmayan, tabiî güzellik zaviyesinden bakıldığında ise dünya cenneti kabul edilmesi iktiza eden bu toprakların Türk yurdu olmasıdır. Neredeyse bin yıldır, can diyeti pahasına sahip çıktığımız bu toprakları, elimizden almaya gayret edenlerin hayasız yüzlerine atılan en son tokat 15 Temmuz’dur. Kadim kültürlerin kahir ekseriyeti Anadolu coğrafyasında neşv-ü nema bulmuştur. İslam’ı kabul edişimizle birlikte Alplerimiz, alperenlere tebdil ederek Anadolu’nun çeşitli kültür katmanlarından mücehhez jeokültürel çehresine Türk töresini nakşetmişlerdir. İstanbul’un Fethinden sonra cennet mekân Fatih Sultan Mehmet Han’ın Truva harabelerini ziyaret ederek Truva savaşının mağluplarına “intikamınızı aldık” sözlerini terennümü, Rönesans’ı Antik Yunan etrafında teşekkül ettiren batı düşüncesiyle birlikte etüt edildiğinde, emperyal güçlerin dünya durdukça rövanşist tutumlarını devam ettirecekleri ayan beyan ortadadır.  15 Temmuz’da mezkûr güç odakları, ekonomik ve kültürel enstrümanlarla biteviye sürdürdükleri örtülü taarruzlarının son ayağı olan fiili işgal teşebbüsüne, yürekleri açıktan savaşa girmeye yetmediğinden olsa gerek, taşeronları marifetiyle yeltenmişlerdir. Milletimizin yumuşak karnı olan dini hassasiyetleri, kendi çıkarları uğruna eğip bükmekten çekinmeyenlerin, esasen kime ve neye hizmet ettiklerinden bihaber olarak başlattıkları kalkışma, Allah’ın yardımı ve Anadolu ferasetiyle bastırılmıştır. Bu savaş hiçbir zaman bitmeyecek bir savaştır. Bu savaş insan ömrü ile sınırlı olmayan, yüzyıllar geçse de varlığını sürdürecek bir savaştır. Bu savaş hak ile batılın savaşıdır. Bu savaş aktörleri yüzyıllar içinde değişse de tarafların ve nihai amaçların hiçbir vakit değişmeyeceği bir savaştır.  Bu sebeple Türk milleti hiçbir zaman, tıpkı 15 Temmuz 2016 günü yaptığı gibi, “Vazifeye atılmak için içinde bulunacağı vaziyet imkân ve şeraitini düşünmeyecektir.” Son zamanlarda, taşeron örgütleri eliyle gerçekleştiremedikleri mülevves emellerini, taşeron ülkelerinin kukla yöneticilerini havlatarak dillendirir oldular. Halep ordaysa arşın buruda. Biz her tür tehdide karşı, devlet ve millet olarak her zaman tetikteyiz. İstiklalimize kast etme cüreti gösterme gafletinde bulunanlar, Allah’ın izniyle Türk’ün gücünü görecek ve intikamının şehitliğini tadacaktır. Coğrafyamızın avantajlarının ve dezavantajlarının bilincindeyiz. Daima güçlüyüz, cesuruz ve hazırız. 15 Temmuz ruhunu kaybetmedikçe önümüze çıkacak hiçbir kuvvetin, dahili ve harici hiçbir mihrakın bizim nazarımızda zerre hükmü yoktur. Birlik olma şuurumuzu kavi tuttukça, kardeşlik bilincini neslimize aşıladıkça Allah’ın izniyle her tür badirenin sırtını yere getiririz. Bu duygu ve düşüncelerle sözlerimi nihayete erdirirken altı yıl önce bu gece şehadet şerbetini içen ve inşallah peygamberimize komşu olan 252 şehidimizi tekrar rahmetle anıyorum. Vatan uğruna aldıkları yaraları şeref madalyası bilen tüm gazilerimize şükranlarımı sunuyorum. Bir karış vatan toprağını vermemek için eline bayrağını alarak meydanları dolduran, çelik bilekli, aslan yürekli Türk milletinin bir ferdi olmaktan iftihar ediyorum. Allah bize bir kez daha böyle büyük imtihanlar yaşatmasın. Allah Türk’ü korusun ve yüceltsin” dedi.

GENÇLER, SANCAĞI VALİ ALİ ARSLANTAŞ’A TAKTİM ETTİ

15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günü Anma etkinlikleri kapsamında İnanç, birlik ve beraberlik ruhuyla ay yıldızlı sancağı taşımak, Milli birlik ve beraberlik ruhunu topluma göstermek, tüm Şehitlerimizin ve 15 Temmuzda Şehit olan vatandaşlarımızın anısını yaşatmak amacıyla “Demokrasi bilinci, elden ele taşınan bir bayrak yarışıdır” sloganıyla, Gençlik ve Spor Bakanlığı’nın 81 il merkezinde düzenlediği Sancak Koşusuna katılan sporcularımız Sancağımızı Vali Arslantaş’a takdim etti.

 Program 15 Temmuz ile ilgili video ve Şehit Akif Altay’ın belgeseli gösterilmesi sonrası Burdur Osmanlı Mehteran Takımı gösteride bulundu.  15 Temmuz Şehitlerimizin İsimlerinin tek tek okunduğu programda 15 Temmuz Milli Beraberlik Koşusunda Kadınlar ve Erkekler Dallarında dereceye giren sporcular ile resim yarışmasında birinci olan öğrencimize ödülleri takdim edildi. Burdur Valisi Ali Arslantaş, Ak Parti Burdur Milletvekili Bayram Özçelik,  Garnizon Komutanı P. Komd. Alb. Yavuz Çankaya tarafından verildi. İl Müftülüğü İlahi Grubu tarafından seslendirilen ilahilerle devam eden programın son bölümünde hayırsever iş insanları Fevzi Oktay, Ercan Akın ve Orhan Çiçek katkıları ile hazırlanan et kavurma, pirinç pilavı, irmik helvası ve ayran ikramında bulunuldu. Saat 00.13’de Sala okunması sonrası vatandaşlar 05.00’a kadar Cumhuriyet Meydanında nöbet tuttular.

Halil İbrahim Kara