BURDUR’DA 2. SUNİ TOHUMLAMA KURSU BAŞLADI
Burdur’da Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi ile Burdur Veteriner Hekimler Odası koordinesinde 2. Suni Tohumlama kursu başladı.
Basın açıklamasında süt ve ıslah çalışmaları hakkında da konuşan Burdur Veteriner Hekimler Odası Başkanı Kazım Üstüner, yeni mezun veteriner hekimleri için açılan 2. Suni tohumlama kurslarının başladığını belirtti.
Kurslar, MAKÜ’de görevli Prof. Dr. Ayhan Ata tarafından verilirken, eğitimde yeni mezun olan 15 Veterinerlik Fakültesi öğrencisi eğitim alıyor. Bugün başlayan eğitimler ise 13 Eylül 2024 tarihlerinde sona erecek.
Konuşmasına devam eden Başkan Üstüner, “Meslek hayatıma başladığım yıllarda (1983 yılı) günde 20 litre süt veren inek sayısı elle gösterilir oranda azaldı ve nazar değmesin diye sahipleri tarafından özel önlem alınırdı. Bugün ise 22-20 litre süt veren inek para kazandırmıyor.” diyerek, günde 60-70 litre süt veren damızlık hayvanlara sahip olmanın ıslah çalışmalarında Veteriner Hekim ve teknikerlerin suni tohumlama çalışmaları sayesinde olduğunu vurguladı.
İthal edilen damızlık düvelerinde rolünün yadsınmaması gerektiğini de ifade eden Başkan Üstüner: “Taşıma suyla değirmeni döndüremiyoruz. Türkiye’miz dünyada suni tohumlama uygulamalarını Rusya’dan sonra ikinci sırada 1926 yılında başlatmıştır. O günler için kısraklar üzerinde uygulanmıştır. Büyük önder Gazi M. Kemal Atatürk’ün sağlığında Türkiye “Önümüzdeki 20 yıl içerisinde Türkiye komşu ülkelere damızlık hayvan satacak duruma gelecektir.” Hedefi konulmasına rağmen; bugün ülkemiz hala damızlık düve, besilik hayvan ve et ithal ediyor olması düşündürücüdür.” dedi.
TÜRKİYE HAYVANMCILIKTA HER YÖNÜYLE DIŞA BAĞIMLI
Hayvancılık ile ilgili bilgilere de yer veren Başkan Üstüner, Türkiye’nin hayvancılıkta da her yönüyle dışa bağımlı hale getirildiğini sözlerine ekledi.
Açıklamalarına devam eden Başkan Üstüner: “Yem hammaddesinin yüzde 60-70’i ithalatla karşılanıyor. Çoban ve hayvan bakıcıları önemli oranda yabancı uyruklu. Yerli veteriner ilaç firmaları bir birçok uluslu şirketler tarafından satın alınıyor.
Bir zamanlar Ortadoğu’nun kırmız et ve canlı hayvan tedarikçisi olan Türkiye, dünyanın pek çok ülkesinden hayvan ve hayvansal ürün ithal eder durumdadır. Borçla bulduğu dövizin bir kısmı tarım hayvancılık ürünlerine harcanıyor. Kendi çiftçimiz yerine yabancı ülkelerin çiftçileri desteklenmiş oluyor.
Alım gücü düşen halkımızın süt ve süt mamulleri tüketiminin azalmasından dolayı süt fazlalığı yaşanırken hala niçin damızlık düve ithalata yapılır bunu anlamak mümkün değil.” şeklinde ifade etti.
TOPRAĞININ KIYMETİNİ BİLMEYEN VATANININ KIYMETİNİ DE BİLEMEZ
Konuşmasına devam eden Üstüner: “Bugün köyler boşalıyor. Toprağını tarlasını satan satana. Kim 5 lira fazla verirse tarla toprak onun oluyor. Toprağının kıymetini bilmeyen vatanının kıymetini de bilemez.
Bugün ülkemizde tarımsal üretim hızla el değiştiriyor, sermayenin eline geçiyor. Köylülerle birlikte aslında veteriner hekimlikte tasviye oluyor. Bugün ülkeler topla tüfekle işgal ediliyor. Çok uluslu şirketler aracılığıyla yapılıyor.
Bakanından bakana değişen uygulamalarla bir yere varılamadığı apaçık ortadadır. Daha 1974 yılında Erzurum Et Balık Kurumundan 25 bin ton koyun eti Rusya’ya ihraç edilirken şimdi muhtelif ülkelerden et tedariki için para ve emek sarf ediyoruz.
784 bin kilometre kare gibi büyük bir coğrafyayı işgal eden ülkemizde kaba yem açığını henüz yeterince çözememiş olmamız da ayrı bir handikaptır.” diyerek sözlerini sonlandırdı.
Son olarak, bugün itibariyle Burdur Veteriner Hekimler Odası olarak 340 üyeye ulaştığını da ekledi.
H.Nesibe Solak