Flaş Haber Yeni

BURDUR DOĞU TÜRKİSTAN PLATFORMU ORTAK BİLDİRİ YAYINLADI:

BURDUR DOĞU TÜRKİSTAN PLATFORMU ORTAK BİLDİRİ YAYINLADI:

“Toplama kampları kayıtsız şartsız bir an evvel kapatılmalı, bölgede uygulanan tüm hak ihlallerine derhal son verilmelidir” , “Çin bu zulmü sonlandırıncaya kadar tüm dünya halkları Çin mallarını boykot etmelidir”

Burdur’da faaliyet gösteren Burdur İHH İnsani Yardım Derneği, Eğitim Bir-Sen Burdur,  Hayrat Vakfı Burdur Temsilciliği, TÜGVA Burdur Temsilciliği, Yeşilay Burdur Temsilciliği, Türk Ocakları Burdur Şubesi, EHAD Evrensel Hafızlar Derneği Burdur Temsilciliği,  Burdur Kur’an-ı Kerim Öğrenen Tüm Talebelere Yardım ve Kültür Derneği, Burdur Hayrat İnsanî Yardım Derneği, Semerkand Vakfı Burdur Temsilciliği, Diyanet-Sen Burdur,  Beşir Derneği Burdur,  Burdur İmam Hatip Okulları Mezunları ve Mensupları Derneği BİHDER ASRİAD Asrın İşadamları Derneği, , İlim Yayma Cemiyeti Burdur Şubesi, “Burdur Doğu Türkistan Platformu” olarak Çin tarafından Doğu Türkistan’da yaşanan insanlık dışı uygulamalar ile toplama kamplarının kapatılması, soykırımların sona erdirilmesine yönelik ortak basın bildirisi yayınladılar. Dün Burdur Öğretmeni Müdürlüğü 2 katında toplantı salonunda gerçekleşen toplantıda toplam 28 sivil toplum örgütünün dahil olduğu Toplama Kampları Kapatılsın katılımcı Sivil Toplum Kuruluşları Burdur Doğu Türkistan Platformu’nun basın  bildirisini Burdur İnsani Yardım (İHH)  Derneği Başkanı Hüseyin Çetinkaya okudu.  “STK’lar olarak, II. Dünya Savaşı’ndan bu yana en ağır insanlık suçlarının işlenmekte olduğu Doğu adeta cehenneme çevrilmiş, insanların yaşam güvenliği tamamen ortadan kaldırılmıştır” sözlerinin altını çizen Çetinkaya; “Toplama kampları kayıtsız şartsız bir an evvel kapatılmalı, bölgede uygulanan tüm hak ihlallerine derhal son verilmelidir. Birleşmiş Milletler, (BM) Çin’in insan haklarını ayaklar altına alan toplama kampları vahşetini derhâl durduracak sahici adımlar atmalıdır” dedi.  “Soykırımın bir an önce durdurulması bütün insanlık için var oluş vazifesine dönüşmüş durumdadır” sözlerinin altını çizen Çetinkaya; “1 Nisan 2017 tarihinden itibaren Çin yönetimi Doğu Türkistan’da sistematik göz altılara başladı. 2014 yılından itibaren devasa arazilere kurulan kamplar, II. Dünya Savaşı Nazi kamplarının günümüz uygulamasından farklı değil. Nitekim Doğu Türkistan nüfusunun hatırı sayılır bir miktarı olan, Çin kaynaklarına göre 8 milyonu bulan, insan ailesinden koparılarak toplama kamplarında tecrit edilmiş durumdadır. Toplama kampları dünyanın en yaygın hak ihlallerinin yapıldığı, soykırım merkezlerine dönüşmüş durumdadır. Öldürme, işkence, tecavüz, beyin yıkama ve tıbbi-biyolojik deneylerin yapıldığı toplama kamplarına entegre olarak inşa edilen fabrikalar da yine milyonlar köle işçiler olarak çalıştırılmaktadır. Aileleri toplama kampına alınan çocuklar ise yatılı okul ve yetimhane görünümlü çocuk kamplarında yine beyinleri yıkanarak birer Çinli olarak yetiştirilmektedir. Toplama kamplarına alınan erkeklerin evlerine yerleştirilen Çinli memurlar, burada aile ile kalmakta, mahremiyet ayaklar altına alınmaktadır. Evler QR sistemleriyle takip edilmekte tüm alanlar yüz tanıma sistemli kameralarla izlenmekte, en ufak bir şüphe bile insanların toplama kamplarına alınmasına yetmektedir! 1 Nisan tarihi bu sistematik mezalimin dördüncü yıldönümüdür.  Dört yıldır Doğu Türkistan adeta cehenneme çevrilmiş, insanların yaşam güvenliği tamamen ortadan kaldırılmıştır. Başta ABD, Kanada ve Hollanda olmak üzere dünya ülkeleri işlenen hak ihlallerini soykırım olarak tanımakta, birçok ülke meclisi de soykırım ilanı için çalışmalarını sürdürmektedir.  Soykırımın bir an önce durdurulması bütün insanlık için var oluş vazifesine dönüşmüş durumdadır. Bizde Burdur’da faaliyet gösteren STK’lar olarak, II. Dünya Savaşı’ndan bu yana en ağır insanlık suçlarının işlenmekte olduğu Doğu Türkistan’daki açık soykırıma dikkat çekmek için bir aradayız ve tüm kamuoyunun dikkatini de insanlığın hatırlamak istemediği orta çağ uygulamalarına çekmek istiyoruz. Doğu Türkistan’da yaşananları paylaştığımızda insanlar bunu tahayyül edememekte, anlamakta zorlanmakta ve bunun olsa olsa kötü bir şaka olabileceği kanaatine varmaktadır. Maalesef yaşananlar kabul edilemez ve en doğal insan haklarını dahi ihlal edecek niteliktedir. Bu çerçevede dünyada “şaka günü” olarak farklı bir biçimde hatırlanan 1 Nisanda ŞAKA DEĞİL SOYKIRIM diyoruz.  Burdur’dan tüm dünyaya sesleniyoruz! Soykırımın resmi binaları hüviyetinde olan toplama kampları hiç vakit kaybetmeden kapatılmalıdır. İstanbul’da Çin Konsolosluğu önünde on yaşlarında küçük bir kız çocuğu gözyaşları içerisinde şöyle haykırıyor: “Sizin çocuklarınız yok mu? 4 yıldır babamı ve kardeşlerimi görmüyorum!” Oyun çağında bir çocuğun yaşadığı travmayı hiçbirimiz tarif edemeyiz. İşin aslı son dokuz yıldır Doğu Türkistan tam bir cinnet halini yaşıyor. “Uygur Türkü, Kazak, Kırgız olma suçundan” milyonların demir parmaklıklara mahkûm edildiği Doğu Türkistan, nesli yok edilen milletlerden biri olma yolunda! Dünya tarihinde bir milletin topyekûn gözaltına alındığı, kadın erkek, genç yaşlı toplama kampları, çocuk kampları ve hapishanelere doldurulduğu, kalanların da “aile olmak” projesi adı altında evlerde Çinli gardiyanların insafına terk edildiği, insanların sokaklarda dahi yüz tanıma sistemleriyle adım adım izlendiği başkaca bir dönem var mı bilemiyoruz. Fakat bildiğimiz 2. Dünya Savaşı’ndan bu yana kitlesel olarak en büyük özgürlükten men etme operasyonunun Doğu Türkistan’da yürütülmekte olduğu! Bir çadıra ya da pusulaya sahip olmak, mutfağında birden fazla bıçağı olmak, pasaportu olmak, başörtüsü takmak, camiye gitmek, oruç tutmak, okulda ve resmi dairelerde ana dili kullanmak bile bir kişinin toplama kamplarına alınması için yeterli sebep olarak görülmektedir. Toplama kamplarında keyfî güç kullanımı, özgürlüğün sistematik olarak kaldırılması, kültür ve inançların tahkiri, ideolojik baskılama, insanlıktan çıkarma, taciz, tecavüz, fiziki ve psikolojik işkence, cinayet ve soykırım suçları işlenmektedir. Kısacası bu kamplar, tüm insan haklarının ihlal edildiği yerlerdir. Bu insanlarla aynı gökyüzünün paylaşmak ve onların acı ve ıstıraplarına, yürek yangınlarına, kalp kırıklıklarına uzaktan da olsa şahitlik etmek, bizleri yaşadığımız çağın adaletten uzak düzeninde insanlığımızdan utandırıyor. Burdur’dan diyoruz ki;  Dünyanın insanlık adına Doğu Türkistan için söyleyecek bir sözü olmalı! Toplama kampları kayıtsız şartsız bir an evvel kapatılmalı, bölgede uygulanan tüm hak ihlallerine derhal son verilmelidir. Birleşmiş Milletler, Çin’in insan haklarını ayaklar altına alan toplama kampları vahşetini derhâl durduracak sahici adımlar atmalıdır. İslam İşbirliği Teşkilatı ya İslam ülkelerini bu zulme karşı mobilize etmeli ya da kendini lağvetmelidir. Türkiye bu zulmün bitirilmesi için öncü olmalıdır” denildi.

BOYKOT ÇAĞRISI

“Çin bu zulmü sonlandırıncaya kadar tüm dünya halkları Çin mallarını boykot etmelidir” çağrısında bulunuldu.

MÜFTÜ YARDIMCISI YÜKSEL GÜZEL DUA YAPTIRDI

Hüseyin Çetinkaya’nın ortak basın bildirisini okumasının ardından Burdur İl Müftü Yardımcısı Yüksel Güzel zulmün bir an önce sona ermesi için dua yaptırdı.

BİRLİKTE FOTOĞRAF ÇEKİMİ YAPILDI

Program Burdur Doğu Türkistan Platformu’nda yer alan STK’ların başkan ve temsilcilerinin birlikte fotoğraf çekimi ile son buldu. 

Halil İbrahim KARA