BDDK, sermaye yeterliliğinin ölçülmesine ilişkin yönetmelikte düzenlemeye gitti
Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumunca (BDDK), Bankaların Sermaye Yeterliliğinin Ölçülmesine ve Değerlendirilmesine İlişkin Yönetmelik'te yapılan değişiklikler, Resmi Gazete'nin bugünkü sayısında yayımlandı.
İSTANBUL (AA) - Yapılan değişiklikle, içsel derecelendirmeye dayalı yaklaşımları kullanmak için izin alan bankaların, 3 yıllık geçiş sürecinde hesapladıkları sermaye yeterliliği standart oranına eklenmesi gereken ayarlama tutarı hüküm altına alındı.
Bu kapsamda daha önce yönetmelikte "içsel derecelendirmeye dayalı yaklaşımlar için geçiş süreci" olarak yer alan bölüm başlığı, "içsel derecelendirmeye dayalı yaklaşımlar için sermaye tabanı uygulaması" şeklinde değiştirildi.
Geçiş sürecinin kaldırılarak Basel standartlarına uygun şekilde sermaye tabanı uygulamasına geçilmesi ile içsel derecelendirmeye dayalı yaklaşımı kullanma izni alan bankalar için kredi riskine esas tutarın hesaplanmasında 3 yıl kuralı da kaldırılmış oldu. Söz konusu değişiklik sonucu içsel derecelendirmeye dayalı yaklaşım için kullanılan ayarlama tutarının formülünde de teknik düzenleme yapıldı.
Formülde bankaların içsel derecelendirmeye dayalı yaklaşıma geçişi için daha önce ilk yıl için yüzde 100, ikinci yıl için yüzde 90 ve üçüncü yıl için yüzde 80 olarak belirlenen çarpan, sürenin kaldırılması ile yüzde 80'e sabitlendi. Bu şekilde, içsel derecelendirmeye dayalı yaklaşımı kullanmaya başlayan bankaların hesapladıkları sermaye yeterliliği standart oranlarındaki muhtemel keskin artışların kademeli şekilde yıllara yayılarak model riski azaltıldı.
Söz konusu değişiklikler, 31 Aralık 2021'den geçerli olmak üzere yürürlüğe girdi.
Öte yandan yönetmeliğin karşı taraf kredi riski ile merkezi karşı taraflardan kaynaklanan riskler için sermaye yükümlülüğünün hesaplanmasına dair detayların belirlendiği eklerinde de düzenlemeler yapıldı. Bu düzenlemeler, 1 Temmuz 2022'den itibaren geçerli olacak.
Likidite karşılama oranına ilişkin yönetmelikte düzenleme
Yapılan değişikliklere göre, yönetmelikte yüksek kaliteli likit varlıkların sınıflandırıldığı maddeden "ipotek teminatlı menkul kıymetler" ifadesi çıkarılırken, yerine "teminatlı menkul kıymetler" eklendi.
Bu değişiklikle bankanın kendisi, bağlı ortaklıkları veya iştirakleri tarafından ihraç edilen teminatlı menkul kıymetlerin, yüksek kaliteli likit varlıklar olarak değerlendirilemeyeceği hükme bağlandı.
Yönetmelik değişikliği ile 2A kalite likit varlıklar da yeniden tanımlandı.
Böylece yetkili bir kredi derecelendirme kuruluşu tarafından verilen uzun vadeli kredi derecelendirme notu "AA-", uzun vadeli kredi derecelendirme notunun bulunmaması halinde kısa vadeli kredi derecelendirme notu "AA-"ye eşdeğer ya da böyle bir derecelendirme notu bulunmaması halinde bankanın içsel derecelendirme sistemi uyarınca hesaplanmış temerrüt olasılığı "AA-" veya daha yüksek olan teminatlı menkul kıymetler ile diğer borçlanma araçları, 2A kalite likit varlıklar olarak değerlendirilecek.
Öte yandan yapılandırılmış finansal araçlardan borçlar hakkında hükümlerin belirlendiği madde de revize edildi.
Söz konusu değişiklikler, uluslararası standartlardaki uygulamaları mevzuata uyarlamak ve son dönemde bankaların ipotek teminatlı menkul kıymetler ile varlık teminatlı menkul kıymet türündeki ihraçlarının artış eğiliminde olması nedeniyle yapıldı.