Flaş Haber Yeni

Başkanlardan Dayanışma Vurgusu

Başkanlardan Dayanışma Vurgusu

Başkan Soyer, “Anladık ki Gücümüzü Birleştirirsek Buradakine de Oradakine de Çare Üretmemiz Daha Fazla Mümkün Olur”

İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer ve Burdur Belediye Başkanı Ali Orkun Ercengiz, Bimtaş Göl Tesisleri’nde basın açıklaması yaptı. Belediye Başkanları, her iki şehrin ortak sorunlarına yönelik dayanışma içerisinde çalışacaklarını açıkladı. Başkan Ercengiz, artık farklı bir belediyecilik anlayışıyla tecrübe paylaşımı ilkesini benimsediklerini vurguladı.  Başkan Soyer ise, “Birlikte çalışarak daha büyük faydalar yaratacağız” Dedi.

BURDUR’A NE YAPILABİLİR?

Burdur Belediye Başkanı Ali Orkun Ercengiz yaptığı konuşmada; “Kıymetli başkanımız Tunç Soyer deneyimli bir Belediye Başkanı ve deneyimli Belediye Başkanımızın Burdur’a ziyareti bizleri fazlasıyla memnun etti. Bir kere her şeyden önce bir dostumuz, abimiz olarak kendisini misafir etmek istiyorduk. Daha da fazlası, belediyecilikteki tecrübeleri ve öngörüleriyle ilgili ‘Burdur’a nasıl bir yarar sağlayabilir?’ bunları da duymak istedik. Bunlarla ilgili dün iyi bir çalışma yaptık. Burdur turunda ‘Burdur’a ne yapılabilirleri?’ konuştuk.

FARKLI BİR BELEDİYECİLİK ANLAYIŞI

Eskiden belediyecilikte şöyle bir anlayış vardı; büyükşehirlerden bizim ölçeğimizdeki şehirlere, ilçelere, beldelere hep iş makinası talep edilir ve bu iş makineleri geldiği zaman da şehrin, beldenin en güzel yerinde bunlar sergilenir ve büyük şehirden böyle bir malzeme aldık diye biz de kendimizce övünürdük.  Ama şimdi biz artık farklı bir belediyecilik anlayışıyla tecrübe paylaşımını ve büyük şehirlerimizin bilgi birikimini, potansiyelini ve oradaki mevcut insan kaynaklarını kendi ölçeğimize nasıl uyarlayıp buradan nasıl yurttaşımıza kaynak yaratabiliriz? bunları tasarlıyoruz. Bunların peşindeyiz.

BAŞKA BİR TARIM MODELİ

Başkanımızın geçtiğimiz aylarda Türkiye’deki kuraklığa dikkat çeken su zirvesinde 22 Belediye Başkanının imza attığı, bu imzalardan birinin bizim de imzamız olduğu o sonuç bildirgesinde Burdur ve Salda Gölünün de kuraklıkla ve kurumayla ilgili sorunlarının ele alındığı o çalıştayın ardından başkanımızı ben bir kez daha burdura davet etmiştim. Kendileri bizi kırmadılar. İki gündür Burdur için sadece kuraklık anlamında değil başka bir tarım modelinin tarıma bağlı zenginleşmeyi ya da uygulanan yanlış politikalar neticesinde tarıma bağlı yoksullaşmayı nasıl önleyebilirizi birlikte konuştuk. Değerlendirdik ve çok değerli ekibiyle birlikte de bunları bundan sonraki süreçte masaya yatıracağız. Değerli başkanımıza ve ekibine tekrar teşekkür ediyorum. İyi ki geldiler iyi ki Burdur’da oldular. Bunların sonucunu da Burdur halkının günlük hayatına ve geleceğine olumlu katkılar getireceğini ben ümit ediyorum. Öyle olacağından hiç kaygım kuşkum yok.” Açıklaması yaptı.

BAŞKANLARDAN DAYANIŞMA

İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer yaptığı konuşmada; “öncelikle bu dayanışma tespitiyle ilgili ben de aynı görüşte olduğumu belirtmek isterim.  Dayanışma bir tarafın diğer tarafa bir lütuf yapması veya bir tarafın diğer tarafa tadil kalması manasında bir şey değil. Dayanışma, her iki tarafın da birbirine ilham vermesi, birbirinden bir şey öğrenmesi, birbirine katkı vermesini anlamına gelir. Biz Burdur ve İzmir Belediye Başkanları olarak tam da dayanışmaya bu gözle bakıyoruz ve birbirimize güç verecek, birbirimize ilham verecek neler yapabiliriz? Bunun peşindeyiz. Öncelikle bu tespitine katıldığımı söylemek istiyorum.

TARIM MESELESİ

İkincisi hakikaten dün Burdur’da başkanımızla iftihar ettiğimi söylemeliyim. Özellikle atık bertaraf tesisi çöp ayrıştırma tesisi ve atık su arıtma tesisi her ikisi de son derece kıymetli çalışmalar bir şehrin en temel alt yapı problemleriyle ilgili çözüm getiren çalışmalar ve çöpü bir ham madde, enerji kaynağı olarak değerlendirmenin sonucunu doğuracak çalışmalar. Bütün bunlar nedeniyle ve diğer gördüğüm çalışmalar nedeniyle hem tebrik etmek istiyorum hem çok gurur duyduğumu ifade etmek istiyorum. Bugün burada bulunmamızın temel sebebi bir yandan bunları görmek, bir yandan tüm bunlar konusunda değerlendirmeler yapmak gibi ama bir yandan da tarım meselesi! Kuraklık ve tarım meselesi..

BURDUR GÖLÜ CAN ÇEKİŞİYOR

Hakikaten yeryüzünün ve memleketimizin bu cennet parçasında içimiz açılıyor. Yeşilliğin envaı türü, arkada olağan üstü güzel göl ama bir yandan da içimiz parçalanıyor çünkü giderek yok olduğunu görüyoruz. Yani ölüyor. Burdur Gölü can çekişiyor, yok oluyor ve kapalı bir havza gölü olduğu için de eğer tedbir alınmazsa bunu durduracak bir şey de yok. Yani Burdur Gölü olmayacak! Bir süre sonra yok olacak! Tablo bu! O yüzden aslında çok ciddi bir çığlığı var gölün ve tabi ki Başkanımızın bunu duymak lazım. Neden bu noktaya geldik neden bu göl kuruyor önce bunu anlamak lazım ki buna uygun çare üretmek gerekiyor. Çok basit; popülist politikalar, son derece bilimsellikten uzak sözde çözümler bu noktaya getirmiş vaziyette. Yılda kullanılabilir seviyenin 50 milyon metreküp daha fazlasını çekerseniz bu gölden bir yandan da onu besleyen o kapalı havzadaki tüm nehirlerin önüne eğer gölet yapmaya kalkarsanız, burayı besleyecek hiçbir kaynak bıkamazsanız bu ölüm hızlanır. Bu kadar net!  O popülist politikalar nedeniyle yaptığınız göletlerin hiç biri de bir süre sonra su tutamaz hale gelir.

İYİ BİR İŞBİRLİĞİ KURULACAK

Kısacası bu yanlış politikalarla gelinen bu nokta eğer hızla çözüm üretilmezse maalesef bir yok oluş süreciyle bitecek. Peki, ne yapmak lazım? Biz ne yapabiliriz? Başkanla dünden beri dertlenerek konuştuğumuz, kafa kafaya verip ‘başka ne yapabiliriz?’ diye kafa yorduğumuz mesele de burada. Şimdi bu gün hepsini sizinle paylaşacak noktada değiliz. Hepsi olgunlaşmış çözümler değil henüz ama bazı ilkelerden bahsedebilirim. Birincisi kooperatiflerimiz arasında iyi bir iş birliği kuracağız. İyi bir kooperatif envanteri sunacak bize başkanım. O kooperatifler üzerinden biz İzmir Büyükşehir Belediyesi olarak ne tür alımlar yapabiliriz? Ne tür destekler çıkabiliriz? Bunları bir göreceğiz. Çünkü bizim bildiğimiz ve bilimsel verilerin ışığında ön gördüğümüz tablo doğayla uyumlu, bu kentin, bu coğrafyanın bu doğanın koşullarıyla kriterleriyle uyumlu hayvancılık ve ekim yapılması lazım.

BİLİMSEL OLARAK ORTADA

Hangi hayvancılığı yapacağınız nasıl bir hayvancılık yapacağınız. Hangi ürün desenini seçeceğiniz yetiştireceğiniz, hangi sulama teknikleriyle o ürünleri sulayacağınız meselesi aslında bilimsel olarak ortada. Ama bunun tedrici bir biçimde üreticiyi ikna ederek onunla birlikte planlama yapılarak uygulamaya geçilmesi gerekiyor. İşte burada atacağımız adımlar kısa vadede, orta vadede, uzun vadede atacağımız adımlar var. Bunlar üzerinde konuşuyoruz, çalışıyoruz ve daha çok çalışacağız ama dediğim gibi ilkeler konusunda söyleyebileceklerim birincisi kooperatifler üzerinden yapacağımız çalışmalar var ikincisi o ürün deseniyle ilgili, ne olması gerektiğiyle ilgili orta vadede uzun vadede ne tür ürün deseninin yerleştirilmesiyle ilgili yapacağımız çalışmalar var.  

‘MEMLEKETE OLAN ORTAK SORUMLULUĞUMUZ’

Tabi ki küçük üreticiyi toprağına bağlayarak üretimden vaz geçmemesini sağlayacak yani bir yandan da onun yoksulluğuyla mücadele edecek çözümler üretmemiz gerekiyor. Bütün bunlarla ilgili aklımızda şekillenen pratik adımlar var. Kısa süre içerisinde bunların tek tek hayata geçtiğini sizler de göreceksiniz. Biz bu dayanışmaya bir abilik kardeşliğin ötesinde memlekete olan ortak sorumluluğumuz diye bakıyoruz. İzmir’de yaşadığımız kuraklık, yoksulluk üç aşağı beş yukarı aynı nedenlerden kaynaklanıyor ve aynı sonuçları doğuruyor. Dolayısıyla anladık ki gücümüzü birleştirirsek buradakine de oradakine de çare üretmemiz daha fazla mümkün olur. Bu duygu ve düşüncelerle buradan bir yandan üzüntülerimizle ama bir yandan da büyük umutlarımızla ayrılıyoruz. Birlikte çalışarak daha büyük faydalar yaratacağız.” Dedi.

Mine KAYA