ANKSİYETE İLE BAŞA ÇIKMANIN YOLLARI BURDUR’DA KONUŞULDU

Burdur’da “Duyguları Yönetme Eğitimi”ne Yoğun İlgi
Burdur Aile ve Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü, 2025 Aile Yılı kapsamında düzenlediği vatandaş buluşmalarına hız kesmeden devam ediyor. Beş hafta sürecek şekilde planlanan eğitim programının üçüncü oturumu, dün saat 14.00’te Burdur Aile ve Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü Konferans Salonu’nda gerçekleştirildi. Katılımcıların yoğun ilgi gösterdiği programda, “Duyguları Yönetme Eğitimi” başlığı altında bireylerin günlük yaşamda karşılaştıkları duygusal zorluklara yönelik önemli bilgiler paylaşıldı.
Eğitimde, özellikle öfke kontrolü, stresle başa çıkma yöntemleri, anksiyete bozukluğu ve sınav kaygısı gibi bireylerin günlük yaşamını doğrudan etkileyen konular ele alındı. Programda Psikolog Çağlar Çalış ve Uzman Sosyal Çalışmacı Ersin Eren konuşmacı olarak yer aldı. Katılımcılara duygu yönetimiyle ilgili hem teorik bilgiler hem de pratik öneriler sunuldu.
“Anksiyete Hayatımızın Her Alanında Karşımıza Çıkabilir”
Eğitimde konuşan Psikolog Çağlar Çalış, özellikle anksiyete bozukluğuna dikkat çekerek bu durumun bireylerin hayat kalitesini nasıl etkilediğini detaylarıyla anlattı. Anksiyetenin; çevresel, bilişsel ve toplumsal faktörlerin yarattığı stresin tetiklediği korku, endişe ve kaygı hissi olduğunu belirten Çalış, “Sınav, iş görüşmesi, önemli bir sunum ya da günlük hayatta yaşadığımız belirsizlikler anksiyeteyi tetikleyen başlıca örneklerdir. Bu durum, kalp atışlarının hızlanması, kan basıncının yükselmesi, nefes alışverişinin değişmesi ve soğuk terleme gibi fiziksel belirtilerle kendini gösterebilir” dedi.
Anksiyetenin temel sebepleri arasında genetik faktörler, çevresel etkiler, kronik hastalıklar, uyuşturucu madde kullanımı ve çocuklukta yaşanan travmatik olayların yer aldığını belirten Çalış, özellikle çocukluk döneminde yaşanan travmaların, beyindeki korku işleme mekanizmalarında hassasiyet yaratarak ilerleyen yıllarda anksiyete bozukluğuna zemin hazırlayabileceğini vurguladı.
“Günlük Hayatı Etkileyen Anksiyete, Ciddi Bir Sorundur”
Çağlar Çalış, anksiyetenin bireylerin günlük yaşam kalitesini düşürdüğünde ve sorumluluklarını yerine getirmesini engellediğinde psikolojik bir rahatsızlık olarak ele alınması gerektiğini belirterek, “Eğer iş yerinde ya da okulda yaşadığımız kaygılar ev hayatımıza taşınıyorsa, aile ilişkilerimiz zarar görüyorsa bu durumda mutlaka profesyonel destek almak gerekir. Anksiyete, yalnızca bireyin değil, ailesinin ve çevresinin de yaşam kalitesini olumsuz etkileyebilir” ifadelerini kullandı.
Eğitim sırasında katılımcılarla gerçek yaşamdan örnekler paylaşan Çalış, sınav kaygısı gibi toplumda yaygın şekilde görülen durumların bireyler üzerinde nasıl baskı oluşturduğunu da anlattı. Uşak’ta görev yaptığı dönemde yaşadığı bir olayı aktaran Çalış, bir arkadaşının sınav sürecinde yaşadığı yoğun kaygıyı fark ettiğini belirterek, “Arkadaşım, kardeşinin engelli olması ve ailede yaşanan sorunlar nedeniyle sınav stresini daha yoğun hissediyordu. Geleceğe dair kaygıları, hem kendi hayatını hem de ailesini etkileyen bir baskıya dönüşmüştü. Bu tarz durumlar toplumumuzda oldukça yaygın” dedi.
“Stres ve Kaygı ile Baş Etmenin Yolları Var”
Anksiyete ve sınav kaygısının yanı sıra stresle başa çıkma yöntemlerine de değinen Çalış, duyguları yönetmenin bireylerin yaşam kalitesini artırdığını ifade etti. Katılımcılara stresle baş etme yolları, öfke kontrolü ve sınav kaygısını azaltmaya yönelik uygulanabilir yöntemler hakkında bilgiler verdi.
Melisa Adınısever