Flaş Haber Yeni

AK PARTİ GENEL BAŞKAN VEKİLİ VEDAT DEMİRÖZ BURDUR’DA KONUŞTU: 2026'DAN SONRA MUTLAKA TÜRKİYE EKONOMİSİ TEKRAR SIÇRAMA NOKTASINDA GELECEK

AK PARTİ GENEL BAŞKAN VEKİLİ VEDAT DEMİRÖZ BURDUR’DA KONUŞTU: 2026'DAN SONRA MUTLAKA TÜRKİYE EKONOMİSİ TEKRAR SIÇRAMA NOKTASINDA GELECEK

AK Parti Genel Başkan Vekili Vedat Demiröz Burdur’da yaptığı açıklamada: “2026'dan sonra mutlaka Türkiye ekonomisi tekrar sıçrama noktasında gelecek. 2026 kırılma noktası. 2025'te biz bütün fiyat dengelemelerini yaparız” dedi.

Türkiye Buluşmaları kapsamında Burdur’a gelen AK Parti Genel Başkan Yardımıcısı Vedat Demiröz Sivil Toplum Kuruluşları ile Burdur Öğretmenevi’nde buluştu.

Burada Basın açıklamasında bulunan Demiröz, Türkiye Buluşmaları kapsamında böyle bir program düzenlendiğine değinerek: “31 Marttan sonra millet bize ne söyledi, bu sandık bize ne gösterdi, ne yapmamız gerektiğini, sorumluluklarımız nedir diye kendi aramızda istişareler yaptık. Sonuçta biz bu ülkenin insanıyla, bu ülkenin milletiyle, Türkiye’yle bu millete bir kader ortaklığı yaptığımız ve bu ülkeyi birlikte idare etmemiz gerektiğini, diğer başka grup, parti ne derseniz Hiçbirinin Türkiye’yi yönetmeyle ilgili hiçbir hazırlığı olmadığı, hiçbir projelerinin olmadığını ve bu nedenle de bu ülkeyi AK Parti’nin yönetmesi gerektiğini, yönetebileceğini, sürdürebileceğine inandık. Bu amaçla da tekrar bismillah diyerek bütün ekip halinde Türkiye’nin her köşesine, her ilçesine, her beldesine gitme kararı aldık. Her tarafa gittiğimizde köylere, beldelere, ilçelere, illere gördüğümüz şu, AK Parti her yerde imzasını atmış, her yerde bir yatırımımız, Türkiye’nin her tarafında hiçbir ayrım yapmadan doğusuyla batısıyla kuzeyiyle güneyiyle her bölgeye yatırım yapmış bir parti. Hizmet etmeye gelmişiz bu millet hizmeti hak etmiş. Yıllardır bizim önümüzü açmış, destek vermiş ve biz de bu millete hizmet etmek için çaba sarf etmişiz bu çabayı devam ettirmemiz gerektiğini inandık, gördük.” dedi.

“2026'dan sonra mutlaka Türkiye ekonomisi tekrar sıçrama noktasında gelecek”

İşçilerin, emeklilerin sıkıntılarını anladıklarını her ne kadar ülkenin ekonomisini sarsacak olaylar yaşansa da toparlanma dönemine ve Türkiye ekonomisini eski düzenine getirme çalışmaları başladığını söyleyen Demiröz:

“Bugün 15 Temmuz 2016’da enflasyon yüzde 6’lar civarındayken, faizler 4,5’larda iken yaşadığımız olayları gördünüz. İçerden ve dışarıdan destekli bu ülkenin demokrasisine, özgürlüğüne, ekonomisine her şeyine vurulan darbeyi gördünüz. Destekçileri de gördünüz. Daha sonraki gelişmelerden gerçekten bu saydığımız pandemi dönemi, savaş ve deprem ki deprem 100 milyar dolar bize maliyeti. En azından ülke fiyat istikrarı bakımından bir dengesizliğe girdi.   Bunu inkar etmek mümkün değil ama makro planda yapılan çalışmalar, yapılan gayretler en kısa zamanda mutlaka cevabını görüyoruz ve şuandan itibaren yıl sonuna kadar bu yapılan çalışmalarda Türkiye makro planda ekonomik olarak istikrara kavuşacak. İçimizde ne kaldı geride mikrop planda dezavantajı gruplarımız var emeklilerimiz, çalışan işçilerimiz ve tek gelirli olan aileler bunlardaki vazife hepimize düşüyoruz STK’lara düşüyor vakıflara, derneklere, siyasi kadrolara düşüyor, kaymakamlara düşüyor. Tek tek bu insanımızı bulup kaynak aktarmamız bizim görevimiz. Makro planda dışarıya baktığınızda Türkiye dünyada büyüyen ülkeler arasında devamlı ilk sıralarda. İhracatımız artıyor, merkez bankası rezervleri artıyor, CDS risk primimiz 700'lerden 600 700'lerden 270'lere düştü. Kredi derecelendirme kuruluşları Türkiye’nin notunu devamlı artırıyor biri değil ikisi değil hepsi. Dıştan gelen sermaye de geliyor. Fiyat istikrarında temel maddeler, temel inşaattaki demiri, çimentosu, hammaddeler fiyatları geriye doğru çekilmeye başladı. En son Merkez Bankasının ve Amerika Merkez Bankasını FED'in yaptığı faiz indirimi bütün dünya merkez bankalarda etkileyecek ve mutlaka sürekli de faize geriye doğru gelecek. Ben reel olarak bankaların bu haftadan hafta başından itibaren geriye çektiklerini fiilen biliyorum ama bu ne kadar hızlı olacak yılbaşına kadar göreceğiz. 2025 zekat evresi olarak geçebilir ama 2026'dan sonra mutlaka Türkiye ekonomisi tekrar sıçrama noktasında gelecek. 2026 kırılma noktası. 2025'te biz bütün fiyat dengelemelerini yaparız.” İfadelerini kullandı.

“tüketimi de aksatmadan tekrar ekonomiyi canlandırmamız gerekiyor”

Şuan ki amaçlarının başta emekliler ve tek gelirli olanlara direkt devlet desteği vermek olduğunu vurgulayan Demiröz şunları kaydetti: “Zaten sosyal politikalar ve aile bakanlıklarınız diğer sosyal yardımlarımızın amacı bu çok zor bir şey de değil bunlar hepsi bilinen şeyler ama ben bunların da en kısa zamanda bulunabileceğim ki yapılıyor yani sıkıntıda olanlar bir bir bulunuyor gözden kaçanlar varsa hepinizden bu konuda hem bizleri hem kaymakamlıkları, muhtarları ikaz edip işte şu şurada bu burada demenizi de istirham ediyorum.  Onun dışında tabii yatırımlar bu sene için sadece demir yolları, suyla ilgili baraj ve göletler ve diğer sağlıkla ilgili olan kısımlarda hiç kesintiye gidilmedi. Ancak çok uzun vadeli yatırımlar yap işlet devret modelleri işte karayolları veya başka yatırımlarla ilgili olanlarda kısıntıya gidildi. Bir sıkı para politikası uygulandığı kesin bunu hepimiz biliyoruz. Ama önümüzdeki günlerde bilhassa esnafımıza, sanatkarımıza yatırım yapan insanlara mutlak surette geçmişte olduğu gibi kredi garanti fonu gibi kaynakları aktararak tekrar yatırımların ülkenin durgunluğa girmeden, resesyona düşmeden ve tüketimi de aksatmadan tekrar ekonomiyi canlandırmamız gerekiyor.”

“5 milyon 300 bin kişilik bir memur kadrosunun olması bu nüfusa göre bana göre fazla”

Ülkede E-devlet uygulamasının giderek arttığını ve bütün işlerin bilgisayardan yapıldığına değinen Demiröz şuan ki memur sayısının fazla olduğunu söyledi.

Vedat Demiröz konuşmasında:

 “5 milyon 300 bine yakın memurumuz oldu. Biz aldığımızda Türkiye 68 milyondu 2,3 milyon memur vardı. Şuan 5,3’e bulması için nüfusun 150 milyon olması gerek. Bir de e-devlet uygulayan dünyanın ilk 5 ülkesi haline geldik. Bütün işler masa başından yapılıyor. Herkes oturduğu yerde bilgisayar başında işlerini hallediyor bütün bunlara rağmen 5 milyon 300 bin kişilik bir memur kadrosunun olması bu nüfusa göre bana göre fazla.

 Öğretmen için bir şey demiyorum. Gerçi öğretmen sayısında da Türkiye’nin Avrupa ortalamasına göre durumu çok fena değil. Bazı yerlerde öğretme açığından bahsediliyor ama maalesef ben Bitlisliyim doğuda okudum bizim zamanımızda bile genel öğretmenlerini yarısı tekrar geri gidiyordu. Onlardan dolayı açık var bazı yerlerde şişme bazı yerlerde de açık var ama öğretmen sayısı dışında memur sayımız gerçekten fazla. Memurlarımız 657 memur devlet memurları yasasında ki koruma kalkanının altına giriyorlar, hiçbir şekilde onların işten el çektirilmeleri mümkün değil burada sendika başkanlarımız olabilir onlara cevaplandırabiliriz ama performansa gelince hiçbirinin aman böyle bir şeye girmeyin diye endişeleri var.” İfadelerini kullandı.

“Sosyal Güvenlik Kurumumuzu da yeniden yapılandırmalıyız”

Konuşmasının devamında sosyal güvenlik kurumu ve EYT’ye değinen Demiröz: “Sosyal güvenlik kurumu bildiğiniz gibi EYT çıkarıldı ve ondan sonra Türkiye’deki 10,5 milyon emekli sayısı 16 milyonlara geldi ve Sosyal Güvenlik Kurumu'nun dengesi bozuldu. 2,5 kişi çalışıp bir kişiye emekli maaşı verebilirken, şimdi bir buçuk kişinin karşılığında ancak verilebiliyor ki işte emekleriniz sıkıntısı da burada. Çağdaş ülkelerde dört işçi bir işçinin sigorta primini, emekli maaşını karşılıyor. Onun için mutlak surette Sosyal Güvenlik Kurumumuzu da yeniden yapılandırmalıyız, bunların çalışmalarını başlatmalıyız. Benim kendi şahsi düşüncelerime göre hem 657 sayılı devlet memurları yasası gözden geçirilmeli hem de sosyal güvenlik kurumunun yapısı ki emekli sandığında içine almıştık ama 2004- 2005’lerdeki Anayasa Mahkemesi Başkanımız Tülay Hanım'ın da büyük şeyle o emekli sandığı maalesef dışarıda tutuldu. Bu sistemi tekrar yeniden gözden geçirilip hem işçimize hem memurumuza hem çalışanımızı güvence altına alacak daha güzel bir kanun şekline getirmemiz lazım.”

Burdur’daki yatırımlara da değinen Demiröz konuşmasının sonunda şunları kaydetti:

Burdur’da olmaktan büyük mutluluk duydum. Burada tabii çok büyük yatırımlar olmuş gelince gördük Mehmet Akif Üniversitesi var gayet güzel kampüsü. 208 tane üniversite yapıldı Türkiye’de nicelik bakımdan hepsi birbirinden güzel ama bundan sonra bütün çaba nitelik bakımından kalite bakımından. Rektörlere ben soruyorum uluslararası makalelerde kaç tane makaleniz yayınlanıyor ben ona bakıyorum yoksa fiziki güzellikten elbette hepsi mükemmel ama bunları da üniversite bakımdan gördüm dikkatimi çekti bundan sonra tamamen niteliğe eğileceğiz.” Dedi.

Hale Pak