Ahilik Haftası kutlamaları, ödül törenleri ile sona erdi
-Yılın Ahisi Ömer Şarlak’a Ahi Cübbesi, Vali Arslantaş tarafından giydirildi.
Ahilik Haftası programları Uzay Çatı altında organize edilen Ahilik Programı ile sona erdi. Burdur kapalı pazar yerinde (Uzay Çatı altı) önceki gün düzenlenen Ahilik Programı, saygı duruşu ve İstiklal Marşımızın söylenmesi ile başladı. Gölhisar İlçesinden Çakır Efe’nin; Çakal Çökerten ve Yörükali Zeybeği halk oyunu gösterileri ile devam eden programda daha sonra Yılın Ahisi Ömer Şarlak, Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği Başkanı Metin Sipahi, Ticaret İl Müdürü Aylin Sacide Cankar, Burdur Belediye Başkanı Ali Orkun Ercengiz, Milletvekili Bayram Özçelik ve Vali Ali Arslantaş tarafından günün anlam ve önemini belirten konuşmalar yapıldı. Programın devamında Vali Arslantaş tarafından Yılın Ahisi Ömer Şarlak’a cübbesi giydirilerek ödülü takdim edildi. Yılın Kalfası Ali Öz ile Yılın Çırağı Erkan Aksu’ya ödüllerinin takdimiyle devam eden programda Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği Başkanı Sipahi tarafından Vali Arslantaş’a anmalık takdim edildi. Ahilik Haftası kutlamaları çerçevesinde ayrıca, Örnek Kalfa Ömer Tuncer ve Tarek Jafer’e Milletvekili Bayram Özçelik tarafından, Örnek Esnaf Mehmet Dağaşan ve İsmail Demircioğlu’na Garnizon Komutanı P. Kom. Alb. Yavuz Çankaya tarafından, Örnek Çırak Mehmet Onur Döngül ve Ramazan Aksoy’a Burdur Belediye Başkanı Ali Orkun Ercengiz tarafından ödülleri takdim edildi. Program, geleneksel tavuklu pilav ikramının akabinde sona erdi.
-AHİLİĞİN TEMEL GAYESİ “İYİ İNSAN OLMAK”
Vali Arslantaş törende yaptığı konuşmada; “Ahiliğin ananevi menşei Hz. Ali’ye, yapısal teşkilatlanması ise Hacı Bektaş Veli’nin telkiniyle Ahi Evran tarafından kurulan ilk esnaf birliklerine dayanır. Kimi tarihçiler Osmanlı’nın kurulmasını sağlayan dört ana unsurdan biri olarak ahiliği zikretmektedir. Ahilik, farklı meslek kollarından müntesiplerinin yalnız iktisadi kazanımlarını arttırmanın ötesinde, ahlaki gelişimlerini amaç edinmiş ve oluşumunun temel gayesini “iyi insan olmak” olarak belirlemiştir. Bu maksatla gündüzleri hiyerarşi içinde mesleğinin inceliklerini öğrenen gençlere, akşamları toplandıkları ahi konaklarında disiplinden bir lahza kopmadan ahlâki ve felsefi eğitim verilmiş, böylelikle genç neslin meslek edinirken güzel ahlak üzere yetişmesi amaçlanmıştır. Konargöçer yaşam süren Türk milletinin şehirleşme ve İslamlaşma sürecini hızlandırmak, demografik olarak Anadolu topraklarını Türkleştirmek, o devirde Anadolu ticari hayatını elinde bulunduran Rum ve Ermeni tacirlerle rekabet edebilecek güce erişmek gibi saiklerle politik ve sosyo ekonomik bir zaruretin ürünü olarak ortaya çıkan ahilik, hadiste buyrulduğu gibi “Hiç ölmeyecekmiş gibi dünya yarın ölecekmiş gibi ahiret için çalışmayı” ilke edinmiştir. Veysi Erken'in ifadesiyle "Toplumsal sorumluluk, Hizmette mükemmellik, Dürüstlük ve doğruluk, Ortak yaşama" olarak dört çekirdek anâsır payandalığında yükselen ahiliğin hükümleri, yüz yıllar içerisinde Türk İslam medeniyetinin ayrılmaz bir parçası olmuştur. Öyle ki bazı deyimlerimizde dahi ahilik geleneklerine atıflar bulunmaktadır. Başka bir ahinin referansı olmadan ahi ocağına duhul edip peştamal kuşanmak mümkün değildir. Bu yola girenlerin yedi fenalığı terk edip yedi hayra bağlanması beklenmiştir. Kafirler, ahali içre bed nam sahipleri, teşkilata kötü söz getireceği düşünülenler, katiller, hırsızlar ve vurguncular bu saffetli yola kabul edilmemişlerdir. Batı medeniyetinde yaşayan çağdaşları, olası bir tehdidin bertarafı maksadıyla tekinsiz yerlere önden gönderilirken, biz de sanat yahut zanaatla hem hal kadınlarımız on ikinci yüzyıl Anadolu’sunda ahiliğin kadın kolu işlevi gören Bacıyan-ı Rum teşkilatına bağlanma hakkına sahip olmuşlardır. Ahi olmaya namzet kişiden cimrilik kapısını bağlayıp, lütuf kapısını açması, kahır ve zulüm kapısını bağlayıp, hilm ve mülâyemet kapısını açması, hırs kapısını bağlayıp, kanaat ve rıza kapısını açması, tokluk ve lezzet kapısını bağlayıp, riyazet kapısını açması, halk kapısını bağlayıp, Hak kapısını açması, herze ve hezeyan kapısını bağlayıp marifet kapısını açması, yalan kapısını bağlayıp doğruluk kapısını açması beklenmiştir. Anadolu coğrafyasının hızla Türkleşmesine vesile olan ahilik teşkilatı sayesinde, ekseriyetle gayrimüslimlerin elinde bulunan sanat ve ticaret hayatına Müslüman-Türk nüfus sağlam kademle dahil olmuştur. İşlevsel olarak ahiliğin devamı olan esnaf ve sanatkârlar odalarımızın, geleneğin kadim mirasının bilincinde olarak hareket ettiğini bilmek bizim için gönenç sebebidir. Her ne kadar idame-i hayat yaşamın temel gerçekliği olsa da masivanın fani olduğu bilincini kaybetmeden amellerini bu bilinçle tanzim eden bir güruhun varlığı yüreğimize selvet vermektedir. Elbette tüm ahilerimiz, ustalarımız, kalfalarımız ve çıraklarımız en âli saygı ve sevgiyi hak ediyor. Bununla birlikte yılın ahisi, kalfası ve çırağı seçilen kardeşlerimi ayrıca tebrik etmenin ahilik ruhuyla daha ziyade örtüşeceği kanaatindeyim. Sözlerimi nihayete erdirirken “Ahilik haftasını” tüm içtenliğimle kutluyor, ahi ocağının birbirinden kıymetli öğütlerinden birkaçını sizlerle paylaşmak istiyorum. “Elin, Kapın ve Sofran Açık Olsun, Ahdinde, Sözünde ve Sevginde Vefalı Ol, Gözün, Gönlün ve Kalbin Tok Olsun, Hak İçin Hakkı Söyle ve Hakkı Söylemekten Korkma, Fani Dünyaya Ait Şeylerle Öğünme, Böbürlenme.” Ahilik ahlakınızla var olun, Allah’a emanet olun” dedi.
-“ÇALIŞMAK, DEVAMLI ÇALIŞMAK GEREK”
Esnaflıkta çalışmanın önemine vurgu yapan Yılın Ahisi Ömer Şarlak; “Çalışmak, devamlı çalışmak insanı hem huzurlu hem de ticaretli kılar. Bu bakımdan sürekli çalışmak gerek. Çırak bulmak güç. ‘Gelin öğreteyim, dükkanımı teslim edeyim.’ Dedim. Senelerdir tek bir kişi gelip de çalışmadı. Bunu ortadan kaldırmamız lazım.” dedi.
-“… YÜZ YILLARDIR DEVAM ETTİREN TEK MİLLETTİR”
BESOB Başkanı Metin Sipahi programda yaptığı konuşmasında; “Birlik, beraberlik ve kardeşlik gibi önemli değerleri içinde barındıran, meslek etiğinin ve çalışma prensiplerinin temelini oluşturan ahilik kavramı, dünyada eşi benzeri bulunmayan Türk kültürüne özgü önemli bir kültürel birikimdir. Ahilik sanat ve meslek yönüyle toplumun ekonomik yapısını hazırlarken, ahlaki yönüyle de devlet yapısının temel özelliklerini belirlemiştir. Esnaf ve sanatkarları yüksek ahlaki değerler etrafından birleştiren ahilik teşkilatı; insanımızın dürüstlüğünü, mesleki marifetini, mertlik ve cömertlik anlayışı ile yoğurarak, asırlar boyu milletimizin birliği ve sosyo ekonomik düzeninin güç kaynağı olmuştur. Din, dil, ırk farkı gözetmeden herkesi eşit gören, saygı, dürüstlük ve adaleti esas alan bir anlayış ile dayanışma ruhunu ekonomiye yansıtan Ahilik kültürü, günümüz esnaf ve sanatkarlar birlikleri içinde bir rehber niteliğindedir. Ahilik geleneği bugün ülkemizde sayısı 2 milyona ulaşan esnafımız tarafından sürdürülmektedir. 2023 güçlü ve lider ülke Türkiye vizyonuyla, ekonomisi güçlü Türkiye vizyonu ile esnaf ve sanatkarımız temel dinamiklerden birini oluşturmaktadır. Bu hedef doğrultusunda ahilik ahlakıyla esnafımızın korunması ve geliştirilmesi bizler için son derece önemlidir. Bugün ekonomik ve sosyal hayatın yönlendirilmesini sağlayan ahilik teşkilatının mirasçısı olmak bizim için büyük bir gurur kaynağıdır. Milletimiz dostluğu, kardeşliği, yardımlaşmayı ve dürüstlüğü kurumsal bir yapı halinde yüz yıllardır devam ettiren tek millettir.” dedi. Başkan Sipahi konuşmasını ahilik öğütleri ile sonlandırdı.
-“ESNAF; TOPLUMUN VİCDANI, KULAĞI, SESİ…”
Ak Parti Burdur Milletvekili Bayram Özçelik; “Asırlardır bu topraklarda Ahilik, ticaretin ve dayanışmanın omurgası olmuş, bel kemiği olmuştur. Esnaf sadece alan satan değil aynı zamanda toplumun vicdanı, kulağı, sesi, hamisi, yol göstericisi olmuştur. Genelde büyük sanayicilerimize baktığımızda o sanayicilerimizin bir hayat hikayesi, başarı hikayesini görürüz. Onların büyük iş insanları olduğunda, fabrika sahibi olduklarında, yüzlerce insanı çalıştırdıklarında hala ilk başladıkları işle anıldıklarını biliriz. Mesela akücü Mehmet desem Bucak tarafından hatırlarlar veya Burdur’da nayloncu Mehmet desem hatırlarlar. Eminim sizlerin de bu şekilde hafızalarınızda esnaflıktan büyüyen sanayicilerimiz olmuştur. Ticaretin ahlakla ve sanatla birleştirildiği belki dünyada tek bir sistemin ahilik olduğunu biliyoruz. Tarihten gelen bu ahilik sistemini acaba biz özüyle taşıyabildik mi? Zamanımıza aktarabildik mi? Bunları çok iyi bir şekilde değerlendirebilmek lazım. Eğer bir aksama varsa bununla ilgili çalışmaların sadece ahilik haftasında değil yılın 365 gününde esnafımızın bu öğretileri nasıl nesilden nesile aktarılması gerektiğini veya tarihte yapılan o öğretilerden şimdiye nasıl bir uygulamayla çocuklarımızı çıraktır, kalfadır nasıl yetiştireceğimizi bir gözden geçirmemiz gerekiyor.” dedi. Milletvekili Özçelik konuşmasının devamında, pandemi döneminde devletimiz tarafından esnaflara verilen desteklere değinerek mesleki eğitim sürecinde çıraklık eğitim sistemine vurgu yaptı.
-“AHİLİK; DÜRÜSTLÜĞÜN, HOŞ GÖRÜNÜN, DAYANIŞMANIN SANAT İLE BİRLEŞİMİDİR”
Burdur Belediye Başkanı Ali Orkun Ercengiz konuşmasında; “Bu hafta bir yanıyla kardeşlik, bir yanıyla eli açıklık, bir yanıyla da cömertlik ve yiğitlik anlamlarını taşıyan ahilik geleneği ahilik inancını hayata geçirmek ve kalıcılaştırmak için çaba harcanan önemli bir haftayı temsil etmektedir. Halkımızın ekonomik ve kültürel yaşamında önemli bir yeri olan ahilik; dürüstlüğün, sevginin, dostluğun, yardımlaşmanın, hoş görünün, ilginin ve dayanışmanın sanat ile birleşimidir. Hepimiz çok iyi biliyoruz ki yaklaşık bin yıllık bir kültürü olan bu geleneğin bu günlerde daha fazla hayatımızda olması gerekiyor.” dedi. Başkan Ercengiz konuşmasının devamında; “Küçük esnafımızı mutlaka koruyup kollayıp zanaatkârımızın da mutlaka bir sonraki nesle öğrenci yetiştirmesini, çırak yetiştirmesini sağlamak zorundayız.” diyerek çıraklık, kalfalık eğitiminin önemine vurgu yaptı. Başkan Ercengiz konuşmasını, çıraklık eğitim ve çıraklıktan ustalığa geçiş konularında bazı önerilerde bulunarak sonlandırdı.
Mine KAYA