Flaş Haber Yeni

"4 ŞEHİR 4 MEKAN 4 AKİF" SEMPOZYUMU BURDUR’DA YAPILDI

Burdur’da, 4 üniversitenin iş birliği ve TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş’un himayesinde “4 Şehir 4 Mekân 4 Akif Sempozyumu” gerçekleştirildi

TBMM Başkanı Prof. Dr. Numan Kurtulmuş’un himayesinde düzenlenen '4 Şehir 4 Mekan 4 Akif' Sempozyum serisinin Burdur Mehmet Akif Ersoy Konferans ve Sergi Salonu’ndaki üçüncü oturumu “Mehmet Akif Ersoy’un Metaneti ve Burdur Mebusluğu” başlığıyla gerçekleşti.

Ankara Sosyal Bilimler Üniversitesi (ASBÜ), Çukurova Üniversitesi (ÇÜ), Hatay Mustafa Kemal Üniversitesi (HMKÜ) ve Burdur Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi (MAKÜ) iş birliğiyle düzenlenen “4 Şehir 4 Mekan 4 Akif" Sempozyumunun Burdur ayağı, bugün saat 09.30’da İstiklal Marşı’nın okunması ve saygı duruşuyla başladı.

Sempozyumda açılış konuşmasını yapan Ankara Sosyal Bilimler Üniversitesi Öğretim Üyesi Dr. Gazi Doğan, Mehmet Akif Ersoy’un şahsiyetini ve Milli Mücadele sürecindeki etkisini anlattı. Programın düzenlenmesinde emeği geçenlere teşekkür eden Doğan, özellikle Adana’nın bu yılki temayı Mehmet Akif’in şahsiyeti üzerine belirlemesinin anlamlı bir tercih olduğunu söyledi. Mehmet Akif’in sadece bir şair değil, aynı zamanda dönemin en zor şartlarında milletin moral ve motivasyonunu diri tutan önemli bir manevi lider olduğunu ifade eden öğretim üyesi, Milli Mücadele yıllarında İstanbul’dan Konya’ya, Biga’dan Anadolu’nun farklı bölgelerine giderek halkı bilinçlendirme görevini üstlenen Akif’in, nasihat heyetlerinin başında görev yaptığını dile getirdi. İstiklal Marşı’nın yazıldığı dönemin zorluklarına da değinen Ankara Sosyal Bilimleri Üniversitesi Öğretim Üyesi Dr. Gazi Doğan, marşın kabul edildiği günlerde ordunun Kütahya-Eskişehir hattına çekilmesiyle birlikte halkta umutsuzluk havası olduğunu, ancak Akif’in bu karanlık dönemde milletin direncini ayağa kaldıran bir metin kaleme aldığını belirtti.

Konuşmasının sonunda Mehmet Akif’in karakterinin temelinde “cesaret” kavramının bulunduğunu vurgulayan Dr. Doğan, önümüzdeki yıl yapılacak etkinliklerde bu yönünün merkeze alınması gerektiğini belirterek, “Onun feraseti, metaneti ve direnci, bu coğrafyanın ne denli güçlü bir şahsiyet yetiştirdiğini gösteriyor.” diye konuştu. Akif’in mirasının kıyamete kadar yaşayacağına inandığını söyledi.

Ankara Sosyal Bilimler Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Musa Kazım Arıkan, Mehmet Akif Ersoy’u anma sempozyumunda yaptığı konuşmada, Akif’in hürriyet ve istiklal anlayışına vurgu yaptı. Konuşmasına “Ben ezelden beridir hür yaşadım, hür yaşarım” mısrasıyla başlayan Arıkan, Akif’in sadece bir şair değil, aynı zamanda milletin vicdanı ve direnişin sesi olduğunu belirtti. Akif’in Burdur’da geçirdiği dönemin, halkla doğrudan temas kurduğu ve milli mücadele ruhunu aktardığı önemli bir süreç olduğunu ifade eden Arıkan, sempozyumun gençlere bu ruhu aktarmada önemli bir katkı sunduğunu söyledi.

“Mehmet Akif Ersoy, Burdur için büyük bir şans”

Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Hüseyin Dalgar ise,  üniversitenin Akif’in adını taşımanın getirdiği sorumlulukla hareket ettiğini vurguladığı konuşmasında Akif’in sadece bir şair değil, aynı zamanda çalışmayı, üretmeyi, bilim ve ilme önem veren yenilikçi bir düşünür olduğunu ifade etti. Rektör Dalgar konuşmasının devamında şunları söyledi; “Mehmet Akif Ersoy ismini taşımanın verdiği onur ve sorumlulukla Mehmet Akif Ersoy’u özellikle yeni nesile, gençlere ve topluma anlatmak için sürekli bir çaba içerisindeyiz. Bu üniversitemizin doğal bir misyonu. Bu ismi taşımanın getirdiği bir sorumluluk var. Ben kendimde şahsen böyle bir üniversitede yönetici olmanın getirdiği sorumlulukla zaman zaman Akif’in eserlerini, şiirlerini, Safahat’ını karıştırdığımda, her açtığımda yeni bir mesaj, yeni bir söylemini, ,ifade etmek istediği bir manayı fark ediyorum. Akif birçok gencimizin, toplumun belki de önemli bir kesiminin düşündüğünün aksine çok modernist, çok yenilikçi ve devrimci bir kafa aynı zamanda. Çalışmayı, ilime önem vermeyi, gayret etmeyi çok önemseyen bir tarafı var. Üniversite olarak en çok bu kısmını önemsiyoruz. Çünkü biz bir bilim kurumuyuz. Bir bilimsel çalışma yapan, eğitim öğretim kurumuyuz. Dolayısıyla Mehmet Akif Ersoy’un Milli Şairimiz ’in özellikle gençlere verdiği vatanını milletini seven, mesuliyetini mensubiyetini bilen, çalışkan ve üretken dünya insanları olması anlamındaki o Asım’ın Nesli olarak tanımladığı gençliği sizlerle paylaşmaya çalışıyoruz. Bu çerçevede yaptığımız çok sayıda etkinlik var. Bu yıl meclis başkanımızın onurlandırmasıyla Mehmet Akif Ersoy Bilim Sanat Ödülleri’mizi gerçekleştirdik.  Bu yıl yine yapacağız. Akif’le ilgili çok sayıda program, sosyal medya kampanyası başlattık. 20-27 Mayıs Haftası’nı Mehmet Akif Ersoy’u Anma Haftası şeklinde Kültür Bakanlığı’mıza sunumumuzu yaptık. Süreç devam ediyor. Mehmet Akif Ersoy’u Anma Haftası’nı dolu dolu, uluslararası boyutu olan bir programı Burdur’a aslında hediye etmek istiyoruz. Burdur bu işe ev sahipliği yapsın istiyoruz. Hem Burdur’un damadı, milletvekili, mebusu ve bu toplumun ortak değeri. Hepsini bir araya getirdiğimizde Burdur açısından büyük bir şans diye düşünüyoruz.  İnşallah Kültür Bakanlığı’mızla yakın zamanda noktayı koyacağız. Bu konuda da heyecanlıyız. Bir haftaya yayılan ülke genelini hatta uluslararası boyutta balkanları ve Türk Cumhuriyetleri’ni kapsayan etkinliklerle dolu ve finalin tıpkı Mevlana’yı Anma Töreni’nde olduğu gibi, Ahi Evran Törenleri’nde olduğu gibi Kültür Bakanlığı programına Burdur’da bu işin yapıldığı bir şehri programa aldırmak için çaba içerisindeyiz. Hem üniversitemize yakışır, hem de Burdur’umuza yakışır bir etkinlik olacak diye umut ediyorum. Akif’i işin üstatları uzun uzun anlatacaklar. Haziran 1920’de Burdur Mebusluğu’nu tercih ediyor. Sonra çıkıp şehir şehir, kasaba kasaba Milli Mücadele’yi anlatıyor. Toplumu bilinçlendirmeye çalışıyor. Metanetli bir şekilde bu duruşuyla da topluma da cesaret, güç ve güven veriyor. Bunları hocalarımız anlatacaklar. Benim gördüğüm tarafından, benim çok sevdiğim Akif’in birlik olmak ile ilgili, bugünlerde buna ihtiyacımız var. Maalesef bazen farklı sosyal medya kampanyalarıyla, farklı bir takım toplum mühendisliği projeleriyle toplum birbirinden ayrıştırılmaya çalışılıyor. Bugünlerde Akif’in şu sözünü ben tekrar hatırlamak gerektiğini düşünüyorum. Girmeden tefrika bir millete düşman giremez. Toplu vurdukça yürekler onu top sindiremez. Yani biz birlik olalım, bir arada olalım, ayrışmayalım, çalışmaya devam edelim. Bunu yaptığımız sürece hiçbir top bu toplumu bu milleti sindiremez. Tarihte de sindirememiştir. Yine Akif’in çok sayıda şiiri, eseri, günümüze ait söylemi var. “Allah'a dayan, sa'ye sarıl, hikmete râm ol; yol varsa budur, bilmiyorum başka çıkar yol” yine bu sözü benim çok beğendiğim bir sözüdür. Allah’a dayanacağız ama sa’ye sarılacağız. Gayret edeceğiz. Çok çalışacağız. Bu sözünü destekleyen Akif’in Fatih kürsüsündeki bir vaazında söylediği bir şiiri de var. Tembelce, çalışmadan her şeyi Allah’a havale eden tefekkür anlayışını adeta yerden yere vuran bir şiir var. Özetle şunu söylüyor; Sen düşman kapıya dayanmış, topunu, tüfeğini, askerini o, evinde hasta var, hemşiren o, doktorun o, tabibin o. Sen rahatına bak, keyfine bak. Nasıl olsa Allah halleder. Bu ne cürettir? Kulu hüda yapmışsın. Hüdayıda kul diye çalışmayan, gayret etmeyen, gayrete sarılmayan Müslümanlara, dini yanlış anlayan Müslümanlara açıkçası eleştiren şiiri var. O yüzden bizim gençlere bu mesajları vermemiz, bunun farkında olmamız ve daha fazla çalışmamız gerek diyor. “

“Burdur için başka bir markaya, etikete ihtiyacımız yok”

Mehmet Akif Ersoy’un yalnızca bir mekana veya zamana sığdırılamayacak kadar büyük bir değer olduğunu ifade eden Burdur Valisi Tülay Baydar Bilgihan konuşmasında şunları kaydetti; “Mehmet Akif’i 4 şehre 4 mekana sığdırmak mümkün değil. Gençlerin bir tanımı var. Herhangi bir ikonik bir şey yaptığımızda veya bir stil danışmanlığından tutun da müzik eserine kadar “Zamansız” diyorlar. Mehmet Akif zamansız, mekansız. Dolayısıyla herhalde mekana sığdırmak, zamana sığdırmak hiçbir şekilde mümkün olmayan insanlardan, ender bu hayatın bize hakikaten sunabileceği ve aynı zamanda kurtuluş ruhunu da yansıtması noktasında görebileceğimiz en önemli değerlerden bir tanesi. Zamansız derken tabii ki bu kadar geniş bir alan içerisinde bu tanımlamayı belki zorlaştırmamız nedeniyle de belirli zamanlar ve belirli mekanlardaki dokunuşlara dikkat çekinmek istenmiş. Gönül coğrafyasındaki dokunuşları ve geçtiği bu bütün şehirlerdeki izlerini de takip etme sorumluluğunu vermiş hepimize. Burdur olarak bizim sorumluluğumuz çok daha fazla. Burdur’un Milli Mücadele’deki duruşu, rolü, Kadınlar Cemiyeti’ne kadar ki söz konusu faaliyetleri aslında Burdur’un seçilmesi noktasındaki hassasiyetini belki de ortaya koyuyor. Bu tanışıklık son derece güzel bir misafirliğe dönüşüyor. Sonrasında Mehmet Akif artık bir ev sahibi oluyor Burdur için. Bizim için bir şeref ve onur meselesi. Bu anlamda üniversitemizin isminin de Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi olması son derece anlamlı. Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın da destekleriyle, aldığı ivme, geldiği nokta ve vizyonerlik açısından ortaya koyduğu duruş açısından da adını da son derece uygun bir şekilde çalışmaya devam ediyor diye düşünüyorum. Zamansız mekansız diyoruz. Aynı zamanda mekan ötesi diyoruz. Aynı zamanda cesaretini, dirayetini, ferasetini, metanetini ifade ettik. Bunların hepsi aslında erdemi ifade ediyor. Yani Mehmet Akif Ersoy bir ahlaki duruş demek. İyi bir birey olmanın, erdemli bir insan olmanın, iyi bir vatandaş olmanın, memleketini sevmenin, milletine sahip çıkmanın, bunun için mücadele etmenin, paraya pula tamah etmemenin de aslında resmi ismi demek Mehmet Akif Ersoy. Ancak bizim çocuklarımıza, gençlerimize daha çok anlatmak, hepimizin de daha çok anlatmak bence büyük bir sorumluluğumuz. Bu anlamda inşallah önümüzdeki süreçte hocamız biraz önce ifade etti. Mehmet Akif Ersoy’u Anma değil Anlama Haftası diyeceğiz biz ona. Bu anlama haftalara da sığmaz. Biz mutlak suretle çocuklarımızın gözüyle Akif dememiz gerekir. Gençlerimizin anlayışıyla, gençlerimizin gözüyle Safahat dememiz gerekir. Biz sporcuda bir sanatçıda, bir genç girişimcide bu erdemi bu ahlak anlayışını da yaymamız gerekir. Biz Burdur olarak bu noktada kendimizi daha sorumlu hissediyoruz. Burdur için başka markaya ihtiyacımız yok. Mehmet Akif Ersoy hepimizin önünde. Dolayısıyla bu duruşu ifade ederek spordan, sanattan aynı zamanda düşünme dünyasına kadar çok geniş bir perspektifi hayatının içerisine insanlar nasıl sığdırıyor buna da çok iyi bakmamız gerekiyor. Hayata geliyorsak bir izimiz olmalı duruşuyla bence ifade etmemiz gerekir."

Konuşmaların ardından moderatörlüğünü Prof. Dr. Abdullah Uçman’ın üstlendiği, “Mehmet Akif Ersoy’un Metaneti ve Burdur Mebusluğu” temalı sempozyumda Prof. Dr. Abullah Uçman “Mehmet Akif’in Milli Mücadele Sürecinde Metanetli Duruşu”, Doç. Dr. Güngör Göçer “Akif’te Metanet Düşüncesi”, Doç. Dr. Canan Olpak Koç “Hikaye Kurgusu Etrafında Mehmet Akif’in Metanetli Kadınları”, Dr. Öğr. Üyesi İbrahim Öztürkçü “Milli Birliğin Önündeki En Büyük Engel Olarak Mehmed Akif’in Tefrikaya Bakışı”, Dr. Zuhal Kondu “Akif’in Burdur Mebusluğu” adlı sunumlar yapıldı.

Program sonunda panelistlere Burdur Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi’nin yayımladığı, Osmanlıca ve Türkçe tıpkıbasım ilk Safahat eseri hediye edildi.

Sempozyuma; Burdur Valisi Tülay Baydar Bilgihan, Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi (MAKÜ) Rektörü Prof. Dr. Hüseyin Dalgar, Ankara Sosyal Bilimler Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Musa Kazım Arıcan, siyasi parti il temsilcileri, sivil toplum kuruluşlarının başkan ve temsilcileri, akademisyenler ve öğrenciler katıldı.

Melisa Adınısever